OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 03, 2005 00:00
Kış günü Kars’ta iki genç kadın rahat bir tatil yapabilir mi? Avrupa’da yaygınlaşan ‘’Kırsal Turizm’’in örnekleri Türkiye’de var mı? Amerika’da okuyan ve Türkiye’ye tatile gelen 20’li yaşlarındaki üç arkadaş, şubat ayında Bodrum’da aradıklarını bulabilecekler mi? Reyan Tuvi, Türkiye’de seyahatle ilgili aklınıza takılan ve sormaya fırsat bulamadığınız, bu ve benzeri sorularınızı, bu sayfada cevaplamaya başlıyor...Reyan Tuvi’ye, rtuvi@hurriyet.com.tr adresinden ya da 0212 677 04 21 numaralı fakstan ulaşabilirsiniz.İki kadın kış günü Kars’a gidebilir mi?32 ve 35 yaşlarında iki kadın arkadaşız. Bugüne dek hiç görmediğimiz Kars’a gitmek istiyoruz. Ama açıkçası iki genç kadın, üstelik kış günü, Kars’ta nasıl tatil yapar diye biraz tedirginlik duyuyoruz. Siz oraya da gittiniz. Bize genel atmosferin, insanların kadınlara yaklaşımının nasıl olduğunu söyleyebilir misiniz? Tabii bir de iki kadının rahatlıkla kalabileceği bir otel ve özellikle akşam yemeği yiyebileceğimiz restoranlar nereleri olabilir? ‘’Aman Kars’ta kaçırmayın!’’ diyeceğiniz neler var? Melek & Burcu/ AnkaraGüvenli bir kent çekinmenize hiç gerek yokKars, Anadolu’da en çok etkilendiğim kentlerden biri. Özellikle kar altında, başka türlü bir atmosferi var. Karın yağması yaşamı etkilemediği gibi, kenti ve gezilecek yerleri daha da güzelleştiriyor. Kadın turist olarak Kars’a gitmekten çekinmeniz için hiçbir neden yok. Deneyimlediğim kadarıyla, güvenli bir kent ve bir kadın olarak rahatsızlık duymadım. Daha doğrusu farklı hissetmemi gerektirecek bir olay yaşamadım. Hatta bir akşam tek başıma sinemaya gittim, iki Karslı genç kız ve onlarla flört etmeye çalışan iki de genç erkek vardı. Buranın turizm elçisi Sim-Er Hotel’de (Dört yıldızlı, 0474 212 72 41, www.simerhotel.com), hiç tereddüt etmeden konaklayabilirsiniz. Otelin restoranı da iyi. Lobideki şöminede közde patates ve içine de Kars kaşarı isteyin. Kars’ın soğuğuna alışık olmayan misafirlerine böyle jestler yapıyorlar. Eğer Ani Harabeleri’ni, Çıldır Gölü’nü ve Sarıkamış’ı görmek istiyorsanız, ki bence görmelisiniz, bir rehbere ve şoförlü bir arabaya ihtiyacınız olacaktır. Rehber Celil Ersözoğlu’nu (0532 226 39 66, 0474 212 65 43) arayabilir ya da otelden sizi onunla irtibata geçirmesini isteyebilirsiniz. Arabayı, otel de Celil de ayarlar. Kars’ın en büyük turistik cazibesi, kent merkezindeki tarihten çok, Ani Harabeleri’dir. Bin yıl önce, günümüz Ermenistan ve Türkiye’sinin kuzeydoğusunun büyük bir bölümüne yayılmış, Bagrat Krallığı’nın başkenti ve bugün sonsuz bir boşlukta uzanan Ani Harabeleri, her ne kadar karla kaplıyken büyüleyici olsa da, burayı gezmek için en iyi zaman kış mevsimi değil kuşkusuz. Çünkü Ani Harabeleri en az iki buçuk saatlik bir geziyi hak ediyor ve kar bazen diz seviyesine kadar geldiğinden yürümek oldukça zorlaşıyor. Bazı kiliselere inmek de mümkün olmayabiliyor. Biraz mücadele istiyor ama imkansız değil. Bu nedenle Kars’a kışın gelmek biraz da hazırlıklı olmayı gerektiriyor. Bir taraftan da, üç bin metreye ulaşan dağların çevrelediği, donmuş Çıldır Gölü’nde buzda
balık avlayanları, göl üzerinde at arabasıyla yol alanları ve yöre insanına eşlik eden dost ve koruyucu çoban köpeklerini görmek için, burada bu mevsimde olmak gerek. Uçsuz bucaksız beyazlığın içinde, gerçekten de nerenin kıyı nerenin göl olduğunu anlamak imkansızlaşıyor. Çıldır Gölü ve çevresindeki köyler de görmeye değer.Çıldır Gölü’nden geçerek, manzaralı bir yoldan Kars’tan Karadeniz’e gidiliyor. Kışın pek tavsiye edilecek bir yol değil. Göl, yazın da Kars’ın kaçırılmayacak yerlerinden. Kars merkezde, Kars Kalesi, çay kıyısı ve Taş Köprü’nün bulunduğu Kalealtı Mahallesi ve birbirini dik kesen, ızgara planlı, geniş sokaklardaki, Rus işgali döneminden kalma, kentin karakterine damgasını vuran taş evler görmeye değer. Küçük ama ilginç Kars Müzesi’ne de (Her gün 08.00- 17.00 arası açık, 0474 212 38 17) uğrayın. NEREDE YENİROcakbaşı Restoran (
Atatürk Cad. No: 276, 0474 212 00 56), Şirin Sultan Sofrası (Atatürk Cad. No:153, 0474 212 56 16) ve Şirin Anadolu Mutfağı (Karadağ Cad. No: 55, 0543 432 81 57).AYAK İZİ Kars’tayken, peynir, tereyağı ve bal satan mütevazı bir dükkana girip buranın meşhur gravyerinden satın almak istedim. Önce fırından sıcacık tandır ekmeği geldi, sonra da yanında çay... Gravyeri satın almadan tadına varmış, Karslıların konukseverliğine de tanık olmuştum.20 yaşlarında bir çocuk şimdi Bodrum’da ne yapar?Amerika’da okuyan oğlum iki arkadaşını davet etmiş. Şubat başı burada olacaklar. Çocuklar Bodrum’un ününü duymuş. Kış günü Bodrum’da ne olabilir ki? 20 yaşlarında üç erkek çocuk, kış günü Bodrum’da bir hafta tatil yaparsa nereleri gezip görür, nasıl eğlenir, lütfen bize bir fikir verin. Özcan Ailesi/ KayseriVazgeçin diyecektim ama...Endişenize hak vererek önce oğlunuzu ve arkadaşlarını vazgeçirmek konusunda size bir öneride bulunacaktım ancak bir de madalyonun diğer yüzünü görmek gerek. Şubat ayında Bodrum güzel olabilir de... Birçok yer kapalıdır ancak bazı barlar ve lokantalar açıktır. Sokaklar sakindir ama her yer yemyeşildir, ağaçlarda mandalinalar olur, güzel yürüyüşler yapılır, deniz ürünleri yaza göre daha boldur. Yöresel yemeklerin, Bodrumlu ev kadınları tarafından yapıldığı, birinci sınıf bir esnaf lokantası olan Kısmet Lokantası’nın sahibi, gerçek Bodrumlu Orhan Dumanlı’yı (Atatürk Blv. No:156, Konacık, 0252 319 18 23, 0532 578 78 78) bulursanız, size seve seve birkaç günlük bir program önerecektir. En çok ilginizi çekecek yer, I. Dünya Savaşı’ndaki bombardımanda tahrip olan Bodrum Kalesi (Her gün 08.30- 17.30 saatlerinde açık). Fransız Kulesi’nden Bodrum’a bakın, İngiliz Kulesi’nde şarap için. Bodrum’a 52 km. mesafedeki, Mazı ağaçlarının köyü Mazıköy’e de günübirlik gidilebilir. Araba kiralayan, cip safariler ve civarda turlar düzenleyen Eagle Tour’dan (0252 316 57 33 www.eagletour.com.tr) da yardım alabilirsiniz. Köy turizmi Türkiye’de yapılamaz mı?Avrupa’da ‘’kırsal turizm’’ revaçta: köy evleri ve çiftlikler biraz düzenlenerek çevre bilinçli turistlere bir süreliğine kiralanıyor. Sizce bu Türkiye’de yapılabilir mi? Alper Hakanoğlu/ İstanbulHer şey dahil yerine, tarıma dayalı turizmTurizme yeni bir soluk getiren bu tarzda bir tatil anlayışı Türkiye’de yavaş da olsa yerleşmeye başladı. Farklı arayışlar içinde olan yerli ya da yabancı turistlerin birçoğu artık ‘’her şey dahil’’ sistemiyle çalışan, beş yıldızlı otellerden, paket turlardan sıkıldılar. Her ne kadar bu dev otellerin sunduğu hizmetler ve maliyetin uygunluğu göz alıcı olsa da bir otele kapanıp, günlerce aynı açık büfeden
yemek yemek ya da yöre insanlarıyla hiçbir iletiÅŸim kurmadan oradan ayrılmak bir süre sonra tatsızlaşıyor. Artık dünya doÄŸal yaÅŸamın özlemiyle bir yerden bir yere seyahat ediyor. Bizimki gibi doÄŸasını ve kendine has mutfağını bir ölçüde koruyabilmiÅŸ bir ülkede ‘’kırsal turizm’’ önemli bir giriÅŸim. Tabii, o yerdeki yaÅŸamın akışını ve kültürel deÄŸerlerini bozmadan. Ege Bölgesi’nde, Karaburun’da uygulanmaya baÅŸlanan Winpeace (Türkiye Yunanistan Kadın Barış GiriÅŸimi) Agro Turizm Projesi, bunlardan biri. Agro Turizm, kırsal ve tarımsal bir ortamda, tarıma dayalı, modern ancak bir o kadar da geleneksel, alternatif bir turizm ÅŸekli. Amacı, kırsal kesim kadınlarına agro turizm eÄŸitimi vermek, turistleri çiftliklerde, ev pansiyonlarında ağırlayarak, doÄŸayla içiçe, özledikleri etkinlikleri onlara yaÅŸatmak. Ekmek piÅŸirmek, reçel yapmak, el iÅŸi öğrenmek, ata binmek, ormanda gezinmek gibi. Köy kadınlarının, ekonomik özgürlüklerini kazanmalarının yanısıra yerel el sanat ve zanaatların yok olmasını engellemek, geleneklerin süregelmesini saÄŸlamak ve ekonomik ÅŸartları iyileÅŸtirerek, gençleri köylerde tutabilmek de projenin hedefleri. Projenin esas amaçlarından biri de Yunanistan ve Türkiye kadınlarının, deneyimlerini paylaÅŸarak ve beraber çalışarak, birbirlerini anlamalarını güçlendirmek ve iki ülke arasındaki barışa katkıda bulunmak. Bu çalışma için, Midilli Adası’ndaki Petra Kadın Kooperatifi ile Karaburun’un köyleri, kardeÅŸ köy seçildiler. Küçükbahçe’de kanaviçe ve dantellerle süslü, eski sandıklı ve mangallı odalar hazır. Turistler için, aktiviteler planlanıyor. Kooperatif üyesi köylü kadınlar tarafından reçel, eriÅŸte ve tarhana gibi ürünler üretiliyor. DaÄŸlardan toplanan ot ve çiçeklerden yapılan reçellerin, enginardan karabaÅŸ otuna kadar birçok çeÅŸidi var. Kooperatif baÅŸkanı Zehra Ömerler’den (Küçükbahçe Köyü, Karaburun, 0232 734 01 98, 0537 632 23 39) bilgi alabilirsiniz. ŞİFALI BÄ°TKÄ° TOPLAYIP PEKMEZ ÃœRETEREK TATÄ°LYazın güney kıyılarındaki yığılmayı hafifletmeyi ve alternatif bir turizm geliÅŸtirmeyi amaçlayan bir baÅŸka proje de, Antalya’ya iki saat ve Manavgat’a 45 dakika mesafede, Toroslar’daki Akseki Emiraşıklar panayır alanında hayata geçiriliyor. Karaburun’daki örnekle karşılaÅŸtırıldığında, buradaki projenin tam olarak ‘’kırsal turizm’’ kapsamına girdiÄŸini söylemek zor ama yine de birçoklarının ilgisini çekebilir. Bu bölgeye ait olmayan ancak DoÄŸu Karadeniz’de sık görülen 150 yıllık serenderlerde yörenin folklorik ürünleri sergileniyor ve konaklama yapılıyor. Geleneksel kıyafetli köylüler tarafından köy yaÅŸamı tanıtılıyor, ÅŸifalı bitkiler (kekik, adaçayı, andız pekmezi, harnut pekmezi, tahin) toplanıyor, pekmez üretiliyor. Ayrıca Türkiye’nin tek lama ve alpaka çiftliÄŸi de burada. Meteor çukuruna, AltınbeÅŸik MaÄŸarası’na ve ilginç karstik yerlere yürüyüşler ve lama, alpaka ve eÅŸeklerle geziler düzenleniyor. Yedi Bölge Yedi Kent Projesi kapsamında Unesco tarafından korunması önerilen Akseki’de ev pansiyonculuÄŸu yapılıyor. Bilgi için Ä°brahim Ekmekçi’yi (0532 213 999 81, www.tropical.com.tr/lama/tr) arayabilirsiniz.GÄ°DERKENNergis zamanı Karaburun’da olmakDÖNERKENKüçükbahçeli köylü kadınların karabaÅŸ otundan yaptığı reçelden almakÂ
button