Güncelleme Tarihi:
Kadın giysileri 100 yılda büyük bir devrim geçirdi.
1900
19. Yüzyılın sonlarında start alan endüstri devriminden giyim kuşam dünyası da bundan nasibini aldı. Kadın giyimi, kadın bedeninin zulüm görmesiyle eş anlamlıydı: Sıkı korseler ve bağlar. Aslında 20. yüzyıla giriş heyecanın motoru oldu. Yukardaki resim, bu anlamda bir moda resminden çok, bir ‘‘heyecan’’ın, bir dönemin resmi.
1940
Modanın karşı konulmaz ağırlığı. Moda artık dimdik ayakları üzerinde. Savaş yılları modaya ‘‘dur’’ diyemiyor artık. Modaya ‘‘dur’’ diyen herşey, kadınların şıklık arzusuna tosluyor. (Savaş yıllarında arkası dikişli çorap bulamayan kadınlar bacaklarına çizgi çizdiler.) Ve moda tabii ki ‘‘Paris’’ demek...
1910
Kadının modayla buluşma-sında ilk adımlar... Moda henüz stil ile kaynaşma-mış. Ama endüstri devriminin giyim kuşama yansımasının ilk sonuçları görülüyor. Bu, yeni malzeme ve kadın bedeninin ‘‘rahatlaması’’ demek. Geleneksel giyim kuşamın bedene zulmü sona ermek üzere. (Şapka: Chanel)
1920
Kadın bedeni artık onu sarmalayan, sıkan, üzerine dolanan bağlardan kurtulmuş. Yani giyim kuşamda tam bir ‘‘ergonomi’’ baharı yaşanıyor. Artık giyim kuşam daha hafif. Ve ufukta beliren müthiş değişiklik: Kadın silueti. Ama kadın siluetinde şimdilik bir eksik var: Cesaret ve stil.
1930
Giyim kuşama sanat ve dişilik karışıyor: Art Deco kadınlar... Siluet artık tam olarak, net çizgilerle ‘‘kadın’’ diyor. Giyim kuşam ise yeni bir sözcüğü mırıldanıyor: Stil. Kısacası bu dönem artık giyim-kuşamın ‘‘moda’’ya dönüştüğü bir dönem. Bugünden geriye bakıldığında ‘‘moda’’nın yıldızının yükseldiği apaçık ortada.
1950
Kadın bedeninin önlenemez yükselişi. 50'li yıllar sevinç, mutluluk ve vaadedilen refahın giysilerde dans etmeye başladığı bir dönem. 50'li yılların modası, kadın bedeninin gerçek anlamda özgürleştiği bir dönem. Kadın bedeni henüz yeni çağın zulmüyle tanışmamış. Yani şıklık ve güzelliğin temel koşulu henüz eğitilmiş, zayıflatılmış ince bedenler değil.
1960
Moda artık stille imza atıyor. Bu öyle bir imza ki, yeni binyıla kadar ‘‘yeniden’’ diyecek belli aralarla. Giysiler çizgilerle belli bir ‘‘şekil’’ resmediyor çünkü. Yüz ve beden, stilde artık ‘‘vurgulanmazsa olmaz’’ bir unsur halinde. Bu ne mi demek, kısaca döneme özgün makyaj ve bikininin yüselişi.
1970
En, moda, en dönem, ‘‘en’’ moda dönemi. Geometri ve renklerin buluşması. Kısacası beden ve yüzün çizgilerle dansı. 60'ların sonlarında Twiggy, 70'lerde Jean Shrimton ve Varushka. İddiali beden ve seksi kedi kız imajının yükselişi. Saçların modaya kesin giriş yapması... 70'li yılların modası da dönüp dönüp yeniden çıkacaktır piyasaya sonraki 30 yılda.
1980
Modada vatka darbesi, bedenlerde ‘‘katı eğitim’’ çılgınlığı. 80'li yılların modası yükselen değer olan yupiliğin vitrini. Ve moda dünyasında en unutulmayı hak eden dönem. Herşey, tıpkı vatkalar gibi biraz ‘‘fazla’’ ve insanın üstüne üstüne geliyor. Kadın imajının formel olana tutsaklığı çabuk atlatıldı ama katı ‘‘beden eğitimi’’ artık kalıcı. Sağlıklı, belli ölçüler içinde ve mutlaka düzgün...
1990
90'lı yıllarda moda trendlerinin rüzgar gibi birbiri ardına hızlı geçiş yapması. Önce grunge (salaşlık), sonra minimalist şıklık, 2000'e doğru ise dramatik görünüm (abartılı, teatral) ile minimalizmin kapışması iki ayrı kulvarda özgür iki akım olarak serbestçe ilerliyor. Ama 90'larda ‘‘en’’ ne vardı denirse söylenecek tek bir şey var. En önce ten geldi. Bir de modada Amerikan üstünlüğü...