A.A
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2006 10:38
Türkiye'de 3 aydır uygulanan bir yöntemle, renk körü olan kişilerin yüzde 97.5 oranında normal görmesinin sağlandığı bildirildi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Özçetin, genelde doğuştan gelen bir hastalık olan ve bir süre öncesine kadar tedavisi olmayan renk körlüğünün artık tedavi edilebildiğini kaydetti.
Tıpta “Daltonizm” olarak bilinen, dünyada görülme sıklığı yüzde 6 olan renk körlüğünün kalıtsal olabildiği gibi görme siniri, görme noktası ve göz tansiyonu gibi bazı göz hastalıkları sonucunda da oluşabildiğini ifade eden Özçetin, hastalığın çeşitleri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bazı hastalar çevrelerini siyah-beyaz görürken, bazıları yeşil ağırlıklı görüyor. Renk körlüğü insanın gözündeki bazı maddelerin eksikliğinden kaynaklanır. Sonradan oluşan renk körlükleri tedavi edilebiliyordu, ancak doğuştan olanlar tedavi edilemiyordu. Şimdi İngiltere'de 1 yıl önce geliştirilen ve Türkiye'de 3 aydır uygulanan sistem sayesinde, kalıtsal olan renk körlükleri de tedavi edilebiliyor.”
Özçetin, renk körlüğünün çeşidine göre özel olarak tasarlanan lenslerin yüzde 97.5 oranında başarı sağladığını dile getirerek, şöyle konuştu:
“Bu tedavi Türkiye'ye yeni girdi. Türkiye genelinde 20 hastaya uygulandı ve başarısı da oldukça yüksek. Sistemde hastanın renk körlüğü saptanıyor ve renk körlüğü cinsine göre gözünün önüne lens konuluyor. Örneğin, yeşilden yoksun olan hastanın mavi gördüğü düşünülerek gözünün önüne sarı filtreli lens denenerek yeşil görmesi sağlanıyor.
Lens denenirken de renk körlüğünü değerlendiren testlerle kontrol ediliyor. Sonuçta uygun olan renk tespit edilerek sipariş veriliyor. Bu tedavi renk körü olan insanların önünü açıyor.”
Sistemi UÜ Göz Sağlığı Ana Bilim Dalı'nda başarıyla uyguladıklarını, tedavi olan insanların çok mutlu olduklarını ve şaşırdıklarını anlatan Özçetin, renk körlüğü bulunan bazı insanların rahatsızlıklarının farkında olmadığını belirterek, çok kısa sürede yapılan görme testlerinde de bu hastalığın gözden kaçtığını vurguladı.
Özçetin, görme muayenesi yapılırken sadece görme keskinliğinin ölçülmesinin yeterli olmadığına işaret ederek, “Renk, kontrast, duyarlılık gibi testlerin de yapılması gerekir. Genellikle çok hızlı muayene yapıldığı için bunlara dikkat edilmiyor. Çünkü görme keskinliği testleri siyah beyaza göre ayarlanmış” dedi.