* ADANALILAR FİZİĞE, UŞAKLILAR GELİRE BAKIYOR: Adanalılar “Fiziksel özellikler her şeyden önemli”; Uşaklılar “Gelir düzeyi önemli”; Manisalılar “Kilosuna bakarım” diyor.
* KENDİLERİNE EN GÜVENEN KADINLAR İZMİRLİ: İzmirli kadınların siteye üyeliği daha fazla. Bunu sırasıyla İstanbul, Ankara, Eskişehir, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Edirne, Mersin ve Adanalı kadınlar izliyor.
* EN CESUR İL KOCAELİ: Fotoğraflı üye olanlar arasında erkekler daha cesur. En çok fotoğrafını gönderen erkekler Kocaeli’de. Ardından İstanbul, Bursa, Muğla, İzmir, Sakarya, Rize, Antalya, Eskişehir, Trabzon geliyor.
* EN GENÇ ERKEKLER URFA’DA: Erkek üyeler arasında yaş ortalaması İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Muğla’da 30 iken; Siirt, Şırnak, Mardin, Niğde Şanlıurfa’da 27. Yine kadın üyeler arasında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Mersin’de yaş ortalaması 30 iken, Gümüşhane, Iğdır, Muş ve Sivas’da 25.
* BAĞLANMAKTAN EN ÇOK KORKAN ŞEHİR ÇANKIRI: En çok evlenmek isteyenlerse Iğdır, Şanlıurfa, Ağrı, Osmaniye, Ardahan, Bitlis, Yozgat ve Bingöllüler olurken, kısa süreli ilişki arayanlar da Çankırı, İstanbul, Ankaralılar. Kendi cinsiyetinden eş arayan erkeklerin kayıtlarına da İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa, Edirne, Adana, Artvin, Trabzon, Bitlis ve Mersin’de rastlanıyor.
* ERZİNCANLILAR İÇİN EĞİTİM ŞART: Erzincanlılar “Eğitim ilişkide en önemli faktör” derken, Malatyalılar için meslek her şeyden önemli. Şanlıurfalılar kilosuna bakıyor, Diyarbakırlılar “Sevgilimin boyu boyuma denk olmalı” diyor. Mardinliler, etnik kökeni önemsemiyor; Erzurumlular için din ve mezhep çok önemli.
* EN TEMİZ HAVA SAHASI KONYA’DA: Konyalılar “Sigara içen biriyle asla” diyor. Trabzonlular da “Sigara içmek fark etmez, isteyen içer, istemeyen içmez” diyor.
Nöbetçi pazar kafesiGeçen pazar Topağacı’ndan çıktık yola. Altı üstü iki dem çay içip, iki gevrek kemirip gazeteleri okuyacağız. Meydandaki Mahalle Kafe kapalı. Vuruyoruz yukarıya: All Sports Nişantaşı, Kantin de kapalı. Backhouse’da tadilat... Tatbak kapalı, Çardak Büfe kapalı. Dön oradan Mim Kemal Öke Caddesi’ne, Bread and Butter da kapalı.... Kapalı, kapalı, kapalı... Neyse ki Den Cafe açık da oturabildik.
Herkes pazar tatili yapsın tabii ama her mesleğin de bir zamanı, bazı zorlukları var. Biz gazetecilerin bayram seyranı yoktur mesela. Polisler, doktorlar ha keza.
Barmenlerin gece evinde oturmak istediğini...
DJ’lerin iş saatinde çalmak değil, eğlenmek istediğini...
Otellerin akşam kepenk indirdiğini, fırıncıların sabah uykusu uyuduğunu bir düşünsenize!
Bu kadar elzem değil tabii ama bir kafe de pazar günü kapatamaz bence.
Benzer bir uygulama Cihangir’de de var. Ama orada mesele kafeler değil marketler. Sizle birlikte pazar tatili yapar ekseri Cihangir bakkalları. Sigara almak, ekmek-süt-gazete edinmek maraton gibidir Cihangir yokuşlarında.
Bari eczanelerde olduğu gibi nöbetçilerin listesini assalar da, dört dönmesek semtin içinde.
Tezgahta dansöz var Bir mutfak dolusu deli, hepsi birbirlerini bulmuşlar. Tuhaf kılıklar giyip, bagetlerle, kepçelerle tezgahlara, tencerelere, davlumbazlara vurarak müzik yapıyorlar. Bir yandan
yemek pişiriyor, bir yandan dans edip pişirdiklerini yiyor ve çocuklar gibi eğleniyorlar. Arada garsonlar giriyor çıkıyor, müşteriler işin içine karışıyor, civar dükkanlardan meraklı gözler tezgahtaki kadına sabitleniyor. Burası Arnavutköy’deki Abra Cadabra lokantasının ikinci katındaki açık mutfaklı salon. Tezgahın üstündeki kadın Bahar Sarah. 33 yaşında. Modern oryantal türü bir dans yapıyor ama giderseniz dikkat, kendisine dansöz denmesine fena bozuluyor!
Sorması ayıp n’apıyorsun tezgahta?- Nimetler için dua ediyorum, şükrediyorum.
Ne zamandır?- 10 senedir dualarımı dansla ifade etme cesareti buldum.
Aşçı kızmıyor mu böyle tezgahlarda dolanmana?- Bayılıyor!
Göğsündekiler ne?
- Kurutulmuş yemekler, biberler, baharatlar, ceviz, nohut, mutfakta ne varsa...
Dur dur, en başa dönelim... Nasıl başladı bu dans işi?- Çocukluğumdan beri dans ve tiyatroyla ilgileniyorum. Ben İsviçre’de doğup büyüdüm. Orası sanatla uğraşmak için zor bir yer. İnsanlar aşırı kontrollü, sanatın sınırı ve kılıfları var. Hele de benim dansım gibi oryantal öğeler taşıyorsa...
Sonuç?- Ya Almanya’ya gidecektim ya Türkiye’ye gelecektim. Türkiye’ye çocukluğumdan beri gelip gidiyordum ama çok kısa sürelerle. İstanbul’u merak ediyordum. Bir seneliğine geldim, takıldım kaldım.
Dilara’yla nasıl tanıştınız?- Türkiye’ye geldiğim andan itibaren, farklı farklı insanlar beni Abra Cadabra’ya getirip buranın sahibi Dilara’yla (Erbay) tanıştırmak istiyordu. En sonunda bir arkadaşıma “Hadi götür beni bakalım şu Dilara’ya” dedim. Tanışır tanışmaz da grubum Listenbul’la burada performans yapmaya başladık. Ali Babaç, Müslüm Döner ve ben.
Ne kadar sürüyor bu performanslar?
- Biz interaktiflikten besleniyoruz. Garsonlar ve müşteriler de işin içine girsin istiyoruz. O enerji düşmediği sürece sabaha kadar yolu var. Çarşamba gündüzleri de oryantal balans dersleri veriyorum burada. Bir tür terapi dansı diyebiliriz. Ayrıca tiyatroyla uğraşıyorum ve Baba Zula’nın konserlerinde dans ediyorum.
ABRA CADABRA’DA NE YERSİN?- Buharda bütün enginar ve şaraplı ahtapot ızgara.
ABRA CADABRA’DA NE İÇERSİN? - Zencefilli meyve suyu ve baharatlı cadı çayı.