Güncelleme Tarihi:
Bizi de az korkutmadılar zamanında.
‘Bak doktor gelir, iğne yapar’ diye.
Karnımıza ağrılar girerdi, doktor kelimesini duyunca.
Çocukluk işte!
Günümüzde bu şekilde korkutanlar var hâlâ çocukları.
Tamam, bazı söz dinlemeyen yaramazları korkutmak gerekebilir.
İyi de, doktorla korkutmak pek tutarlı olmuyor!
Çünkü doktorlar, korkutmak ya da zarar vermek yerine bizi iyileştirmek adına, bizim iyiliğimiz için varlar.
Hadi karanlık bir odaya kapatmakla korkutsalar anlayacağım.
***
Bir doktorun adını duymuştum yıllar önce.
Hastalık nedeniyle değil, kırılan kalbimdeki duyguları ve aşkın açtığı yaraları onarmak üzere…
Hem de ilaçla değil sözlerle yaptı duygularımın tedavisini!
Seçtiği zarif sözlerle pansuman yaptı, canevim her yaralandığında.
Müzikle yoğrulan özenle seçilmiş kelimeleri, kalbime nakşederek…
Sadece bana değil sizlere de doktorluk yaptı.
Birçoğumuzun duygularının yaslandığı şarkının sözlerinde onun dizeleri var.
İmkansız ya da onmaz bir aşk hastalığına yakalandığımızda ‘Ben imkansız aşklar için yaratılmışım. Ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı’ diyerek acılarımıza ilaç olan sözleri mesela ilk aklıma gelen.
Ya da yanlış birini sevdiğimizi bilsek de; sevmenin, aşkın ibadet olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu, bizi anlayan, yanımızda olduğunu belirten şu sözlerine ne demeli?
‘Seni sevmek ibadetim,
Vazgeçemem biliyorsun.
İster doğru ister yanlış,
Seviyorum lanet olsun.’
Sevgilimizin yokluğunda, onsuz geçen gecelerin anlamsız, şarkıların yarım olduğunu, onun dilimizde; bir yemin, bir dua olduğunu, buna rağmen ne ümidimizin ne yasımızın bitmediğini belirten şu sözler, ne kadar da bizi anlatıyor değil mi?
”(…) geceler arkadaş sensizliğime.
Odam bomboş, şarkılar yarım...
Bir yemin, bir dua oldun dilimde.
Ne ümidim biter, ne yasım...
Gün gelip her şeyi unutsam bile,
Sen unutulacak kadın mısın?” diye Erol Evgin’in söylediği bu şarkıda olduğu gibi…
Ve daha niceleri…
‘Nasıl bir kalptir, nasıl bu kadar incelikle anlatabiliyor duyguları?’ dediğimi biliyorum, sözleri onun adını taşıyan her şarkıyı dinledikten sonra.
Erol Evgin, Selami Şahin, Selçuk Tekay, Orhan Gencebay, Coşkun Sabah, Özkan Turgay, Levent Çoker, Murat Evgin, Yavuz Çuhacı, Mine Mucur, Uğur Dikmen, Sadun Ersönmez, Müfit Bayraşa ve rahmetli Melih Kibar gibi sanatçıların bestelerine, yazdığı şarkı sözleriyle hayat veren Selma Çuhacı.
Kimler kimler… En sevdiğimiz şarkıcıların, en sevdiğimiz şarkı sözlerinde onun ismi var. Yazmaya kalksam buraya sığmayacağını biliyorum.
Onun şarkı sözü yazarlığını keşfeden ise rahmetli Melih Kibar.
2003 yılında, Melih Kibar’la yaptığımız röportajda sormuştum ‘Unutulmaz şarkılara imza attığınız Çiğdem Talu’nun vefatından sonra sizin keşfettiğiniz isim kim?’ diye. O da ‘Benim keşfettiğim Dr. Selma Çuhacı’ demişti. Onun imzası olan şarkılardan konuşmuştuk röportaj sonrasında da.
Yani diyeceğim o ki, Melih Kibar’ın yadigârı o!
1996 yılında, Norveç’te katıldığımız Eurovision Şarkı Yarışması'nda 'Beşinci Mevsim' şarkısının sözlerinde yine onun imzası vardı.
18. İrlanda Şarkı Yarışması’nda üçüncü, 3. Kahire Şarkı Yarışması’nda birinci olan şarkıların sözleriyle de, uluslararası pek çok ödülün sahibi.
Hoş, sadece duygularımızı tedavi etmekle kalmıyor, aynı zamanda hastaları da iyileştiriyor.
Çünkü onun gerçek mesleği doktorluk!
Halen Spor Hekimi olarak görev yapıyor.
***
Peki şu karmaşık hayatta kendini nasıl tedavi ediyor diye sorarsanız…
Yazarak…
Bunun kanıtı da yazdığı şarkı sözlerinden, şiirlerinden sonra çıkardığı kitap.
Adı da ‘Çatıdaki çiçekler – Hep bir yarın var’
Çatılardaki karlara, yağmurlara inat kalbimize ve başucumuza çiçekler koyuyor.
Yaşam çatımızdaki çiçeklerimizin hiç solmamasını diliyor, şiirleri ve yazılarıyla.
Yarınlarımızdan endişelendiğimiz bugünlerde, her şeye rağmen düşlerimizin çiçek açmasını dileyerek umut veriyor ‘Çatıdaki çiçekler - Hep bir yarın var’ adını verdiği kitabıyla.
Hepimizin yaşadığı şeylere, aşka, yalnızlığa, hüzne, mutluluğa, kısacası hayata öyle ince kelimelerle dokunuyor ki…
Kaybolduysanız kuytusunda yalnızlıkların ya da yaşarken en karasını sevdaların; sizi anlatan ve anlayan cümlelerini alıp, kalbinize yakamoz niyetine basarken aklınıza şu dizeler gelmiyor mu?
BEN İMKANSIZ AŞKLAR İÇİN YARATILMIŞIM!
Bir yumak sarar gibi geçtim acılardan
Bir kilit yüreğimde, bir demir kapı
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerlerdeyim
Belki de aşk dediğin erişilmez olmalı
Ben imkansız aşklar için yaratılmışım
Ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
Kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
Yaşadım en karasını sevdaların
Sensizlik bir ok gibi canıma saplanmalı
Coşmalı yanardağlar, kasırgalar kopmalı
Aşkın bir zehir gibi kanımda dolaşmalı
Elbette aşk dediğin böyle olmalı
Selma Çuhacı’nın bu şiirindeki gibi değil midir aşk?
Ulaşılmaz…
Kavuşulmaz…
Unutulmaz…
***
Not: Sevilen şarkılara imza atan şarkı sözü yazarıyla tanışmak, hatta keyifli kısa bir sohbet etmek ve üstüne hatırası kalsın diye kitabını imzalatmak isterseniz; 25 Ocak Pazar günü Taksim’deki İstiklal Kitabevi’ne yolunuzu düşürün derim.
Çünkü Selma Çuhacı, o gün, 13:00 – 15:00 arası orada sizi bekliyor olacak.