OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 18, 2005 00:00
Önümüzde rakı, karşımızda kayıklar, boğazın suları şıpır şıpır akıyor, gün kararmak üzere... Bu kez çilingir sofrasında entelektüel üç adam var.Yapımcı, Yönetmen Ezel Akay (44), Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık (40) ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner (46). Bebek Balıkçısı’nda suyun hemen üstüne bir masa kurduk. Müziğe, sinemaya, festivallere ve İstanbul’a rakı masası penceresinden baktık. İtiraf edelim buluştuğumuzda vakit, rakı içmekten ziyade pasta börek eşliğinde çay yudumlamaya uygundu. Ama biz gündüz rakısı keyfi yapmaya karar vermiştik. ‘Erken içen yol alır’ temennileriyle Bebek Balıkçısı’na oturduk. Masaya ilk kurulan yeni rakının yeni şişesiydi. Hepimiz yeni şişeyi ilk kez gördüğümüz için ilk anda birbirimizle değil şişeyle ilgilendik. Evirdik, çevirdik, kaldırdık altına baktık, elden ele geçirdik, güvenli kapağın güvenliğini test ettik. Ne yaptıysak açamadık. Şişeye HEGS (Hasan, Ezel, Görgün, Sibel) damgasını vurduktan sonra sıra içindekine geldi. Şerefe kadeh kaldırıldı ve ilk yudumlar alındı. ‘Psikolojik mi bilmem sanki tadı da değişmiş. Daha bir yumuşamış, güzelleşmiş’ dedi Ezel Akay. Hepimiz bu fikre katıldık. GARİP DİYALOGLARLA BAŞLAYAN ARKADAŞLIKBu üç adam birbirlerini nereden tanıyor? Muhabbet bu sorunun aydınlatılmasıyla başladı. Ezel Akay ile Görgün Taner ilk kez o gün tanıştıklarını söylediler. Hasan Saltık’la ortak arkadaşlık bir araya getirmişti onları. Görgün Taner, Hasan Saltık’ı on yılı aşkın bir süredir ‘piyasadan’ tanıyormuş. Ezel Akay ile Hasan Saltık’ın dostluğu ise bundan sekiz yıl öncesine dayanıyor. Tanışma hikayelerini Saltık anlatıyor: ‘Ezel, Tabutta Röveşata filmini çekmişti. Filmin ödül aldığını gazetelerden okudum, izlemeye gittim. Müzikleri bana hiç yabancı gelmedi. Kalan Müzik’ten albüm çıkaran Yansımalar isimli bir grubun şarkılarını aynen filme koymuştu. Üstelik bunu yaparken bizden izin almamıştı. Gittim, kardeşim sen ne yaptın, dedim. Kusura bakma, dedi. Öyle deyince iş bitti zaten. Aradan iki yıl geçti. ’Kardeş Türküler‘e bir klip çekmeye niyetlendik. O günlerde de Ezel Akay ismi ortalıklarda çok dolanıyor. Acaba beni hatırlar mı diyerek telefon açtım ve buluşmak istediğimi söyledim. Çok yoğunum, dedi. Sanki öyle dememiş gibi, yarın akşam saat yedide seni
Galatasaray Hamamı’nda bekliyorum, dedim. Davet dediÄŸin böyle olur, dedi ve geldi. Natırlardan vakit bulabildiÄŸimiz kadarıyla klip konuÅŸtuk. Üç dakikada anlaÅŸtık. Çıkışta ocak başına gittik, rakı içtik.’ KAYDA GÄ°RMEDEN BÄ°R KADEH RAKI ‘Kara Ãœzüm Habbesi’ ÅŸarkısına çekilen klibin kulisini Akay şöyle anlatıyor: ‘BKM’de çektik. Åžarkının sonunda grup üyelerinin zıplayarak sahneden atlamalarını istedim. Onlar istemediler. Havaya zıplamayı kendilerine yakıştıramadılar. Asaletlerine ters düşermiÅŸ. Zorla yaptırdım. Montajda görüntüyü çıkartmak istediler. Çıkartmadım. Bu klip televizyonda yayınlanan ilk Türkçe-Kürtçe klip oldu. Bir daha bu grupla çalışmam, dedim ama geçen yıl televizyonlarda yayınlanan ilk Kürtçe ÅŸarkılarının klibini de ben çektim. Bu kez grup üyelerinin hepsini zenci yaptım. Yüzlerini siyaha boyadım. Ä°tiraz eden çok oldu ama nafile! Sırada bir klip daha var. NeÅŸet ErtaÅŸ ile yaptıkları bir düet. Onu ben çekmemeye kararlıyım.’NeÅŸet ErtaÅŸ adı geçince Hasan Saltık anlatmaya baÅŸlıyor: ‘NeÅŸet ErtaÅŸ stüdyoya girer girmez onun ilacını verdik. Bir kadeh buzlu rakı doldurduk. Sesi yumuÅŸadı.’ Kayıt yapmadan evvel bir kadeh rakı içmek Unkapanı’nda adetmiÅŸ meÄŸer. Sanatçılar akÅŸam altıdan sonra stüdyoya girer ve bütün gece ÅŸarkı söylerlermiÅŸ. En verimli sesin gece 22.00’de çıktığına inanılırmış. GÖRGÃœN TANER’DEN Ä°TÄ°RAFLARKlasik müzik konserinde öksüren, vatan haini ilan ediliyorKlasik müzik konserlerinde izleyici nerede alkışlayacağını kestiremiyor. Çünkü ÅŸarkının nerede bittiÄŸini anlayamıyor. Korku ve tedirginlikle konser izliyoruz. Åžarkı bitiyor, uzun bir sessizlik oluyor, arada bir babayiÄŸit çıkar alkışı baÅŸlatırsa herkes alkışlıyor. Konserleri askeri nizamda izliyoruz. Öksüren, vatan haini ilan ediliyor. Hatırlar mısınız bir tarihte David Copperfield gelmiÅŸti. Sihirbaz gösterisinin bir yerinde ‘Şimdi herkes ellerini havaya kaldırsın’ dedi. Bu Türk seyircisine en son söylenecek sözdür. Herkes önce bir dondu kaldı. Sonra birbirini kesmeye baÅŸladı. Ahmet Bey kaldırdıysa Mehmet Bey de kaldırdı. Önümüzdeki yıllarda daha çok sosyalleÅŸeceÄŸiz. MüziÄŸi canlı dinlemek ve birlikte eÄŸlenmek çok önem kazanacak. John Lennon’un ünlü bir sözü vardır: ‘Siz ön taraftakiler gerdanlılarınızı şıngırdatın. Arka taraftakiler öne gelin.’ Aynen öyle olacak, arka taraftakiler öne gelecek. EZEL AKAY: KeÅŸke Ä°stanbul sokak köpekleriyle ünlü bir ÅŸehir olsa Hepimiz biliyoruz, hiçbir Avrupa ÅŸehrinde sokak köpekleri sokakta gezmiyor. Ä°stanbul sokakları ise köpekten geçilmiyor. Ben diyorum ki bunu bir sorun olarak görmekten vazgeçelim. Sokak köpeklerinin bakımı ile ilgili bir proje geliÅŸtirelim ve Ä°stanbul sokak köpekleriyle ünlü bir ÅŸehir olsun. Bunun gibi yeniliklerin peÅŸinden koÅŸmalıyız. Biz hep geçmiÅŸimizle övünüyoruz. Ayasofya ve Topkapı’nın getirisini daha ne kadar yiyeceÄŸiz?MOR VE ÖTESÄ° VASAT MI BAÅžARILI MI ANLAÅžAMADILARHasan Saltık, Görgün Taner’e dönerek ‘Senin hakkında bir dedikodu duydum. Festival açılışında sanatçılara çiçek vermeyi unutmuÅŸsun’ diyor. Görgün Taner hemen kabul ediyor ve usta bir manevrayla konuyu deÄŸiÅŸtiriyor. Saltık, Taner’e takılmaktan vazgeçmiyor ve ikinci hamlesini yapıyor: ‘Görgün, Ä°stanbul nüfusunun mutlu azınlığına konser yapar. GetirdiÄŸi grupların pazar payı yüzde üç. Ben Anadolu konserleri de yapsın istiyorum. Bir Etnik Müzik Festivali güzel olmaz mı?’ Taner açıklıyor: ‘1973’ten beri festival düzenliyoruz. O zamanlar Türkiye’de hareketli bir müzik piyasası yoktu. Biz de batıda ne oluyorsa aynını yaptık.’ Hasan Saltık pes etmiyor ve Türkçe rock yapan genç grupların çok içeriksiz ve apolitik olduÄŸunu söylüyor. ‘Fikret Kızılok ve Cem Karaca benim sanatçımdı. Ä°kisi de bu ülkeye gelmiÅŸ geçmiÅŸ en derin adamlardandı. Masaya oturduÄŸunuz zaman felsefe de konuÅŸabilirdiniz, siyaset de. Bugün Türkiye’de slogan müziÄŸi yapılıyor, politik müzik yapan yok. Mor ve Ötesi, Fikret Kızılok’un Sevda ÇiçeÄŸi ÅŸarkısıyla çıkmasa bu kadar meÅŸhur olamazdı.’ Ezel Akay, Saltık’a katılıyor ‘Ben de Mor ve Ötesi’ni vasat buluyorum. Günümüzde rock müziÄŸin politik bir misyonu kalmadı. Ama içten ve özgün bir ÅŸeyler söyleyen formunu bulacaktır’ diyor. Görgü Taner yine savunmada: ‘Sizin gibi düşünmüyorum. Yabancı ülkelerde de yeni gruplar eski ÅŸarkıları söyleyerek ün kazanır. Bu tanınmak için bir yoldur. Mor ve Ötesi, Sevda ÇiçeÄŸi’nden sonra çok baÅŸarılı ÅŸarkılara imza attı. Bugün varlarsa o ÅŸarkılar sayesinde.’ ÇİLÄ°NGÄ°R SOFRASINDAN ÇIKAN ORTAK KARAR: ÅžEHÄ°R HATLARI VAPURLARI KALDIRILMASINEzel Akay, Hasan Saltık, Görgün Taner ve ben o gece Bebek Balıkçısı’nda gayri resmi bir kampanya baÅŸladık. ‘Şehir hatları vapurları kaldırılmasın’ kampanyası. Böyle bir güzelliÄŸin nasıl ortadan kaldırılabileceÄŸini aklımız bir türlü almadı. ‘İçi baÅŸka, dışı baÅŸka’ güzel dedi Ezel Akay. Hep birlikte vapurda simit çay keyfi yaptığımız zamanları hatırladık. Sonra birden gözümüzün önünde kalemin yanında tarak hediye eden seyyar satıcı Burhan, nam-ı diÄŸer Burhan Pazarlama belirdi. Hasan Saltık ‘O eskimoya buzdolabı bile satardı’ dedi ve muhabbet sulandı. Â
button