Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2010 00:00
Kilo vermek için koşu bandında dakikalarca koşmak, kas yapmak için ağırlık indirip kaldırmak artık demode. Sporun içine müzik, dans ve yüksek teknolojinin vaat ettikleri giriyor. Spor yapma alışkanlıkları hızla değişiyor. 13 bin kişi arasında yapılan ankete verilen cevaplar da spordaki bu yeni bakış açısının kanıtı gibi.
Hillside City Club her yıl belli aralıklarla üyeleri arasında anketler düzenliyor. Bu anketler derlendi, toparlandı ve ortaya son beş yılda değişen spor trendleri çıktı. Hillside City Club Etiler Kulüp Müdürü Mehmet Can Uzun bu anketlerle spor konusunda dünyanın hangi yönde ilerlediğini detaylarıyla analiz edebildiklerini söylüyor:
“Bu çalışmalar, dünyadaki gelişmeler konusunda zamana yayılmış önemli bir bilgi birikimine ve değerlendirme yapma imkanına sahip olmamızı sağlıyor. Dünya nereye gidiyor, Türkiye’deki trendler neler, insanların beklentileri ve istekleri nasıl şekilleniyor, zamanla neler değişiyor çok yakından görebilme şansımız oluyor.”
SPORUN İÇİNE EĞLENCE GİRDİBu sene yeni spor trendlerini belirleyen ankete Anadolu ve Avrupa yakasındaki kulüplerden toplam 13 bin üye katıldı. Anket sonuçlarına göre, sporun içine eğlence kavramının giderek daha fazla yerleştiği ortaya çıktı. Artık eskiden olduğu gibi spor için spor yapan kişilerin, yani sadece ağırlık kaldıran veya kardiyo yapanların çoğunlukta olmadığını görüldü. Dünyada eğlenceyle sporu iç içe geçiren grup egzersizlerinin çok revaçta olduğu anlaşıldı. Dikkati çeken bir diğer noktaysa dış mekanlarda, açık havada yapılan egzersiz ve sporların yaygınlaşması oldu. Bunun, yoğun iş ve şehir yaşamının bir sonucu olduğunu tahmin etmek güç değil. Artık insanlar doğayla baş başa spor yapmaktan hoşlanıyor. Bunu bir de grup halinde gerçekleştirme olanağına sahip oldukları zaman daha çok keyif alıyor.
ÇALIŞANLAR RAKETTEN KAÇIYOR YOGA YERİNİ PİLATESE BIRAKIYOR* Beat-IT ve Kendo-Fit gibi savunma sanatlarını ön plana çıkaran dersler giderek daha popülerleşiyor. Ayrıca sporda çeşitlilik isteniyor ve grup egzersizleri artıyor.
* Yoganın yerini alan pilates için kulüplerde özel stüdyoların kurulduğuna, dışarıda hızla çoğalan pilates merkezlerine tanık olunuyor.
* Tenis, squash, racquetball gibi raketli sporlara dünyada olduğu gibi Türkiye’de de olan ilgi azalıyor. Geçen yıllar tabii ki bu sporlara olan ilgiyi tamamen ortadan kaldırmıyor ama kortlara ayrılan alanlar daralıyor.
* Dünyada eğlenceyle egzersizi içiçe geçiren grup egzersizleri oldukça moda. Türkiye’de de trend bu yönde. Latin müziği ve latin dans derslerine yönelik ilgi son yıllarda artık spor merkezlerine taşındı. Latin müziği eşliğinde grup halinde yapılan egzersizler çok yoğun olarak tercih edilmeye başlandı. Aerobik gibi basit adımlar ve kolay hareketlerle yapılabilecek egzersizler, tabii ki latin müziği eşliğindeki dersleri daha eğlenceli hale getirdi.
* Sporda eğlence denildiği zaman dışarıda bırakamayacağımız önemli bir unsur ise müzik. Ünlü DJ’ler eşliğinde yapılan Cardio DJ Party çalışmaları adeta grup egzersizi gibi uygulanıyor. Katılımcılar, eğitmenlerin kontrolünde, kendilerine özel olarak yazılan fitness programları doğrultusunda müziğin temposunu hissederek kardiyo yapıyor.
* Bir diğer örnekse dans-fitness çılgınlığı olarak tanımlanan Zumba. Bu spor dalı latin dans ritimlerini dinamik egzersiz hareketleriyle birleştiriyor. Sporun suda yapılanına da Aqua Zumba adı veriliyor.
* Spor merkezlerinde kullanılan aletlerde de birçok yenilik var. Günümüzde özellikle, internet, televizyon gibi olanaklara sahip kardiyo aletleri tercih ediliyor. Ekipmanlara I-pod’unuzu takabiliyor, spor yaparken ister müzik dinleyebiliyor, isterseniz
film seyredebiliyorsunuz.
* Spor merkezlerinde grup halinde yapılan egzersizlerde pop, elektronik ve rock ritimlerinin kullanıldığını da görüyoruz. Örneğin, spinning ve RealRyder gibi derslerde Metallica’nın şarkıları sporculara daha yüksek enerji veriyor. Sadece 80’ler, Madonna ve Micheal Jackson şarkılarından oluşan konseptli derslere ilgi çok fazla.
* Yeşil alanlarda yapılan egzersizler de hem beden hem de ruh sağlığına iyi gelebiyorlar.
* Artık yaşam merkezi konseptiyle SPA, restoran, kafe, kuaför ve solaryum gibi olanaklar spor merkezleri bünyesinde yer alıyor. Çalışan kesimin zaten zamanı kısıtlı. Böylece tek bir merkezde hem spor yapıyor, hem de diğer gereksinimlerine yönelik hizmet alabiliyor.
* Spor merkezlerine gelenler çoğu zaman deneyimli bir eğitmenle çalışmak istiyor. Bu doğrultuda, son yıllarda personal training kavramı öne çıkmaya başladı. Kişinin hedefleri doğrultusunda kişiye özel hazırlanan programlar aracılığıyla spor yaparken daha iyi hissetmek, daha iyi hareket etmek ve sonuçta da daha iyi görünmek mümkün oluyor.
* Vakit darlığından spora zaman ayıramayanların gözdeleri arasında hızlı programlar da yer alıyor.
AVRUPA YAKASI KADINLARI DAHA ÇOK SPOR YAPIYOR
Türkiye’nin iş merkezi konumunda bulunan İstanbul’da çalışan kesim spor yapmaya her geçen gün daha fazla önem veriyor. Avrupa Yakası’nda kadınlar, Anadolu Yakası’nda erkekler daha fazla spor yapıyor. Bununla birlikte Anadolu Yakası’nda yaşayanlar sabahları işe gitmeden önce Avrupa Yakası’ndakilere oranla daha fazla spor yapıyor. Her iki yakada da spor yapanlar içinde ağırlıklı grubu 32-45 yaş aralığı oluşturuyor. Bunu 31-16 yaş aralığındaki grup takip ediyor. Ancak genel anlamda bakıldığında 65 yaş ve üzeri bir kesimin de düzenli olarak spor yaptığı görülüyor.