Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2006 00:00
Cezayir asıllı Fransız müzisyen Rachid Taha bir konser vermek üzere Çeşme’ye geldi. İstanbul’un ünlü gece kulüplerinden Babylon’un Alaçatı’daki yazlığında dün akşam sahneye çıkan Taha, Ortadoğu’daki gelişmelerden çok etkilendiğini söylüyor.
Avrupa turnesindesiniz ve Çeşme Alaçatı’ya geliyorsunuz. Ne kadar kalacaksınız Türkiye’de?
- Sadece konser için geliyorum. Toplam dört saat kalacağım. Malesef bu kez yoğun bir program var ve tatil yapmaya vakit yok.
Türkiye’de konser vermediğiniz yer kalmadı denebilir. En çok nerede konser vermeyi seviyorsunuz?
- Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her yerindeki konserler çok güzeldi. Türkiye’de seyircinin Doğulu bir yanı var. Bu da Türkiye’deki konserlerimi başka birçok yerden daha sıcak, daha eğlenceli hale getiriyor.
Ya Rayah ve Ayshaa bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok tutulmuştu. Hatta Türkçeleri bile yapıldı. Böyle yeni çalışmalar var mı?
- Evet, önümüzdeki ekimde hazır olacak diye tahmin ettiğim yeni bir çalışma var. Onun da diğerleri gibi çok beğenileceğini düşünüyorum. Hep birlikte göreceğiz.
Daha birkaç yıl öncesine kadar kral olan Rai müziği, tahtını artık R&B’ye mi kaptırdı? Avrupa’daki Mağrip göçmenlerinin entegrasyon müziği deniliyordu. Rai ile birlikte entegrasyon da hayal mi oldu?
- Bakın Rai bir modaydı. Modalar gelir geçer. Ama sorunlar aynıdır ve onlar kalır.
Batıdaki göçmenlerden sizin gibi, Zidane ya da komedyen Djamel Debbouse gibi çoğunlukla sanat ve spor alanlarından ünlü isimler çıkıyor. Niçin işadamı, akademisyen, diplomat ya da politikacı çıkmıyor?
- Ben çıkmadığını düşünmüyorum. Onlar bir futbolcu ya da şarkıcı kadar popüler olmadıkları için bilinmiyorlar. Sadece Fransa’da değil, İngiltere, ABD ve başka ülkelerde yatırımları olan, siyasetle ya da bilimle uğraşan çok sayıda tanıdığım var.
Lübnan ve Filistin’deki son durumu nasıl karşılıyorsunuz?
- Bu olaylar hepimizi derinden etkiliyor. Bilmem farkında mısınız? Çok uzun zamandır devam eden bir mesele ama aslında sahneye konan hep aynı senaryo. Her şey dönüyor dolaşıyor ve aynı yerden tekrar başlıyor. Çünkü bu sadece siyasi değil, ekonomik ve jeopolitik bir sorun. Temeldeki bu meseleler çözülmeden gerçek bir çözüm de görünmüyor.
Türkiye’yi Cezayir ve Fransa arasında bir yere yerleştirseydiniz, sizce hangisine daha yakın bir yere koyardınız?
- Türkiye ve Fransa iklim ve birçok başka yönden birbirine çok benzeyen ülkeler. Ama şunu belirtmeliyim ki Cezayir’le Türkiye arasında çok önemli kültürel ve dini köprüler var. Cezayir uzun bir süre Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. Ortak bir tarihten geliyoruz.