Güncelleme Tarihi:
Sinema, müzik, tiyatro, dizi bunların hepsi yoğun tempo isteyen uğraşlar, bunları yaparken yaşamaya fırsat bulabiliyor musunuz?
- Zaten bunları yaparken yaşayabiliyorum. Bunları iş olarak görmüyorum, bunlar benim için büyük bir şans. Benim gibi olmak isteyen nice insanlar var. Bu işe gönül vermişler ancak hiç istemedikleri işleri yapmak zorunda kalıyorlar. ıstersen kendine vakit mutlaka ayırabiliyorsun, ayıramıyorum diyenlere inanmıyorum.
Beste yaparken bir şeyler atıştırdığınız oluyor mu?
- Evet, mesela çocukluğumdan beri şekerli yoğurt yemeğe bayılırım. Çalarken, söylerken hep şekerli yoğurt yerim, ilhama iyi geliyor.
Yoğun tempo beslenmenizi nasıl etkiliyor?
- Ben beslenmesine çok özen gösteren biriyim. İyi sabah kahvaltısı yaparım, öğün kaçırmam. Hatta çalışıyorsam daha da dikkat ederim. Tek yönlü beslenmem, özellikle protein ve karbonhidratı bir arada tüketmeye dikkat ederim.
Mutfağa giriyor musunuz?
- Tabii, yemek yapmakta ustalaştım mı bilemem ama elimin iyi olduğunu söylerler. Su, yağ, tuz ve benzeri şeyler bir araya geldiği zaman bir tat ortaya çıkıyor, o yüzen bu malzemeleri kullanarak her şeyi yaparım. Ama hakikatten iyi yaptığımı düşündüğüm yemek, fırında levrek.
Tarifini alabilir miyim?
- Herkesten farklı mı yapıyorum bilmiyorum ama ben kendi yaptığımdan daha iyisini yemedim. Levreği temizliyorum, yeşil soğan, limon, aklınıza gelebilecek her türlü yeşillik olabilir; nane, dere otu vs., bunları doğrayıp içine dolduruyorum, sonra folyoyu tepsinin içine yerleştirip üzerine yağ koyuyorum. Balığı tepsiye yerleştirdikten sonra yanına patates, karnabahar gibi sebzeleri de ekleyip fırına veriyorum, üzerine de baharat koyuyorum ve dışarı mis gibi yemek çıkıyor.
Hangi kokular ağzınızı sulandırır?
- Lavanta ve benzerleri. Size ilginç gelecek ama lavanta kokusunun iştahla bir bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Kavrulmuş soğan kokusu, gece yarısından sonra rıhtımdan gelen ızgara ve kokoreç kokuları, o kokuların içinden bir şey yemeden geçip gitmek oldukça zor. Kahve kokusunu da çok severim.
Hangi yörenin yemeklerinden etkilenirsiniz?
- Antakya. Oranın her şeyini severim. Antakya mutfağında pişirseler, ben bile çok lezzetli bir adam olurum. Fırın kebabı, künefesi, mezeleri, kızarmış içli köftesi, acılı çökeleği, tuzlu yoğurdu... Say say bitiremezsin.
GERÇEKTE HAYATTA KASADA OTURMAK FİLMDE GARSON OLMAK İSTERDİM
Dünya mutfaklarıyla aranız nasıl?
- Dünya mutfağından çok bir şeyler yeme gibi bir tecrübem olmadı ama kim bilir ne müthiş lezzetler vardır. Yediğimde sevmediğim şeyler oldu, mesela suşi. Herkes ölüp bayılıyor ama bana göre değil. En son Paris’te salyangoz yedim, müthiş lezzetliydi. Sarmısaklı, tereyağlı sosu onu başka bir boyuta taşımıştı.
Yemekle ilgili bir filmde ne tür bir rol almak isterdiniz?
- Garson olmak isterdim sanırım, bunu yakıştırdım kendime birden. ıltifat, şikayet, beğeni hepsini bu meslekte yaşarsın, aşçı olsam sürekli mutfakta olmaktan sıkılırdım sanki.
Küçük de olsa bir lokantanız olmasını hiç düşündünüz mü?
- Kim düşünmemiştir ki! Hayalimde çok orijinal bir lokanta var. 50 masalık bir yer. Yöresel mutfak olmayacak, bir tek onu söyleyebilirim, et yemekleri ağırlıklı bir yer... Ben de kasada oturacağım.
ıyi yemek yapan insanlardan etkilenir misiniz?
- Evet, onların çevrelerine bolluk saçtıklarına inanıyorum. Tabağın içindeki tatları birbirine yakıştıran biri, hayatta da her şeyi yakıştırır diye inanıyorum. Mesela, çok güzel yemek yapan bir sevgilim vardı; onu o yüzden hiç unutamam.
Siz yaptığınız yemekle hiç kimseyi etkilediniz mi?
- Elbette. Yemek başka ne için yapılır, ben de etkilemek için yemek yaptım zaten. Ayrıca sofrada yemek sohbetleri yapmaya da bayılırım.
Erkekler neden mutfaktan kaçar?
- Rahimleri olmadığı için… Yani birini beslemek içgüdüsü olmadığı için. Bu kadınlara has bir duygu. Beceremediklerinden değil, baktığınız zaman en iyi aşçılar erkeklerdir.
BİZİM EVDE PORTAKALLI ÖRDEK YENMEDİ
17 yaşında evden çıktınız, o yaşlarda yemek işini nasıl hallediyordunuz?
- Kadıköy Rıhtımı’ndan. Sağolsunlar, rıhtımdaki kokoreççiler ve sakatatçılar inanılmazdı. Bugün halen orada öyle bir kültür var. O yaşlarda evde yemek yapmak pek mümkün değildi. Yani evde portakallı ördek yenmedi hiçbir zaman.
Kadıköy’e hayran gibisiniz. Özel bir nedeni var mı?
- Burada doğdum, burada büyüdüm, herkesi tanıyorum, her sokağını, esnafını, insanlarını tanıyorum, burada kendimi güvende hissediyorum.
ANNEMİN BENİM EVE PAKET SERVİSİ VAR
“Ben geliyorum” dediğimde, annem hemen hazırlıklara başlar. Kırmızı mercimek çorbası fiks. Lahana sarması yapılır, kete yapılır, yani annem sevdiğim tüm yemekleri yapar. Ayrıca annemin benim eve paket servisi de vardır. O yüzden buzdolabımda her zaman lezzetli yemekler bulunur.