Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2004 00:00
Sevgili Güzin abla. 38 yaşında, bir çocuk annesi, 12 yıllık evli genç bir kadınım. Bir süre önce sık sık tekrarlayan kanamalar sonunda, doktorlar rahim kanserinden kuşkulandılar.Ve yumurtalıklar dahil, tüm rahmimin alınmasına karar verildi. Tabii boynum kıldan inceydi. Ben de bu ameliyatı olup, erken ve zoraki bir menopozu da göze aldım. Ameliyat sonrasında adetlerim bir anda kesildi. Doktorum bir süre sonra, hormon takviyesi için ilaç verebileceğini söyledi. Şimdi ben, bir yandan rahmimin alınması, bir yandan da kadınlık hormonlarımın bıçak gibi kesilmesi nedeniyle duygusuz bir kadın olup çıktım. Eşimle beraber olmak istemiyorum, bu düşünceden bile rahatsız oluyorum. Bu böyle mi devam edecek? Ben artık kadınlığımı yaşayamayacak mıyım? Doktorlar ‘hayır’ diyorlar ama, belki de teselli için söylüyorlar. Lütfen bari siz bana gerçeği söyleyin.RUMUZ : ANKARA’DAN YARALI GÜL Sevgili kızım, önce doktorlarına inanman ve güvenmen gerektiğini hatırlatırım. Bugün artık doktorlar hiçbir şeyi saklamıyorlar. Rahminin ve yumurtalıklarının alınması, birden hormonal salgının kesilmesi tabii ki sende ani bir sarsıntı yaratmıştır. Düşün ki, menopoz süreci, yavaş yavaş uzun bir zamana yayılsa da, kadının tüm organizmasını alt üst edebiliyor. Seninki ise birden ‘pat’ diye oluvermiş. Elbette bünyen bir sarsıntı geçirecek. Ayrıca kanser kuşkusunun bile insanda yarattığı şoku unutmamalısın. Tabii ki, seks gibi insanın ancak sağlıklı ve hayat doluyken arzulayacağı bir olayı, bir süre düşünmek bile istemeyebilirsin. Ancak, uzmanlar bir kadının rahminin alınmasının kesinlikle onun duygularında azalma yaratmayacağını belirtiyorlar. Rahim yalnızca çocuk doğurmak için gerekli bir organ. Seks için ise, kadına vajina yeterli. Bir süre önce bir yabancı dergide, Amerika’da 40 yaşını geçen ve çocuk doğurmayı düşünmeyen pek çok kadının, rahimlerini aldırıp kanser riskinden korunmak istediklerini okumuştum. Merak etme kızım, vücudumuz o kadar mükemmel bir makine ki, bu eksikliğini kısa sürede takviye edecektir.16 yaşındayım, 20 yaşında bir genci seviyorumGüzin abla, ben 16 yaşındayım ama 20 yaşında birini seviyorum. Aslında yalnız birkaç gün çıktık, sonra ayrıldık. Arkadaş ortamıma kızıyor, beğenmiyor. Tabii ben de ondan uzaklaşıyorum. Ama aklımdan da çıkaramıyorum. Kendi kendime ‘Senin ne işin var, yirmi yaşındaki adamla’ diyorum. Bilemiyorum, kafam çok karışık, lütfen bana bir akıl verir misin ablacığım. RUMUZ: ÇİLEM BUYMUŞGördün mü bak ne akıllı akıllı yorumlar yapıyorsun. Kendi kendine çözmüşsün aslında olayı. 16 yaşındasın, elbette çevren olacak. Arkadaşların olacak, güleceksin, eğleneceksin, sana bu birkaç günlük süre içinde bile bu kadar kısıtlamalar getirmeye kalkışan bu genç adamla işin ne? Onun beklentilerine karşılık veremez, üzülür, ciddi sorunlar da yaşayabilirsin.Sevdiğim kız uğruna klinikte yattım Selam Güzin abla, geçen ekim ayında çok tatlı bir genç kızla tanıştım. Sevgimiz mükemmeldi. Onu gördüğümde sanki cennete girmiş gibi hissediyordum. Kız arkadaşımın da bana olan ilgisi ve heyecanı çok güzeldi. Sevgimiz gelecekle ilgili hayallerle süslenip gidiyordu. Bana yaptığı sürprizlerle beni kendisine daha çok bağladı. Bir gün bir süre bir akrabasının yanında kalacağını söyledi ve gitti. Ben onsuz günlerimin nasıl geçeceği endişesi içinde, annesine sorduğumda uzun bir süre kalacağını öğrendim. Onsuz geçen günlerim beni hayata küstürmüştü. Gece kabus görme korkusuyla, uyuyamaz olmuştum. Kardeşimin ve annemin bu halimi fark etmeleri beni daha da üzdü. Sonunda o hale geldim ki, beni Ankara’da bir psikiyatri kliniğine yatırdılar. 40 gün orada kaldıktan sonra evime geri döndüm. İlk işim beni bu durumlara düşüren aşkımı aramak oldu, ama annesi hálá dönmediğini söyledi. Aslında her şeyi unutmak zorunda bırakıldım ama, benim kalbimde sevgisi hiç azalmadı. Ben, ben değilim artık. RUMUZ: SEN YOKSUNSevgili oğlum, sanki bir kara sevdaya kapılmış gidiyorsun. Belli ki bu kızcağız, ya ailesinin zoruyla ya da kendi arzusuyla senden uzaklaşmış. Belki beraberliğinizin olamayacağını düşünmüş, belki senin bu olağanüstü aşkın onu biraz korkutmuş. Üzerine çok fazla düşmüş olman, onu huzursuz etmiş. Ya da ailesi, birlikteliğinize sıcak bakmamış. Onu uzaklaştırmayı uygun görmüşler. Eğer her şeye rağmen seni isteseydi, gittiği yerde telefon, postane de mi yok? Bir şekilde sana ulaşır, seninle görüşmeye çalışırdı. Psikolojini bu kadar bozmana değer mi? Bir tedavi döneminden geçmişsin. Belki bir süre daha bu tedaviye evde devam edeceksin. Sanırım hiçbir şey yapmayıp, kendini bu genç kızı düşünmeye adamışsın. Oysa mutlaka bir meşguliyet bulmalısın. Para kazanmak için olmasa bile, sırf kafanı rahatlatmak için çalışmalısın. Doktorların izin veriyorsa spor gibi, müzik gibi bir uğraş edinmelisin. Kurslara, antrenmanlara gitmelisin. Sevgili oğlum, bu bir takıntı olmuş senin için. Ancak kendini başka uğraşlara yönelterek, bu takıntıdan kurtulabilirsin. Ama önce kurtulmayı istemelisin, tıpkı uyuşturucudan kurtulmak gibi.
button