Günün Uzmanı: Prof. Dr. Nadir PAKSOY
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2004 01:19
Sitoloji, toplum ve hekimler için yeni sayılabilecek bir konu. Oysa özellikle kanserle mücadelede sitoloji, pratik, kolay uygulanır, ekonomik tanı değeri olan bir yöntem. Sitolojinin iki bölümü var. Biri PAP testi (smear diye de biliniyor) diğeri iğne aspirasyon biyopsisi ile meme / tiroid nodüllerinin iyi ya da kötü huylu ayrımı.
Gelişmiş ülkelerde, rahim ağzı kanserlerinin erken dönemde yakalanması hedefiyle uygulanan PAP testi bugünkü konumuz. Uluslararası Sitoloji Akademisi eğitim Komisyonu Başkanı Sitopatolog Prof. Dr. Nadir Paksoy sorularımızı yanıtladı:
* PAP testinde hangi hücreleri inceliyorsunuz?
Rahim ağzı sıvısına dökülen hücrelerden topluyoruz. Hücreleri lam denilen laboratuvar camına sürerek mikroskop altında inceliyoruz. Hücrelerdeki değişikliklere, bozukluklara bakarak rahim ağzı (serviks) kanserine dönüşüp dönüşmeyeceklerini erken dönemde görüyoruz.
* PAP için hücreleri kimler alabilir?
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, aile hekimleri, ana çocuk sağlığı polikliklerinde bu konuda kurs görmüş hekimler alır.
* Hasta için zor bir işlem mi?
Hayır. Pamuklu çubuklara benzer özel çubuklarla rahim ağzındaki sümüksü sıvıdan örnek alınır. Laboratuvar camına sürülür. Cam üzerine ilaç sıkılarak (bozulmaması için) özel kutularına yerleştirilir. Sito-patoloji laboratuvarına yollanır. Laboratuvarda patoloji ve sito-patoloji uzmanları inceler. Sitopatoloji, patolojinin üst uzmanlık dalıdır. Hücre düzeyinde kanser tanısı koymayı amaçlar. Pap testinin sito-patoloji ya da sitoloji deneyimi olan patologlarca incelenmesi doğruluk yüzdesini arttırır.
* Testin yararı nedir?
Batı ülkelerinde 35 yaşından sonra her kadın yılda 1 kez yaptırır. Bu sayede rahim ağzı kanserini erken dönemde yakalama ve kansere dönüşmeden daha basit yöntemlerle tedavi etmek mümkün. Halk arasındaki deyimiyle yakma, dondurma, sadece yaralı bölgeyi çıkartma (konizasyon, LEPP) gibi basit tedavi yöntemleri var.
* Erken dönemde yakalanırsa kansere dönüşmesi nasıl engellenir?
Kanser olmayan ancak tedavi edilmezse ileride kansere dönüşme tehlikesi olan hücre bozulmalarına tıp dilinde ‘displazi’ denir. Bunun da düşük ve yüksek (hafif, orta, ağır) gibi dereceleri var. Tedaviyi kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bozukluğun hafif-ağır oluşuna göre planlar.
* PAP testi ile hücre bozukluğunu yakalama oranı nedir?
Her Pap testi’nde mutlak bir ‘hücre bozukluğu’ çıkacak endişesi yersizdir. Hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda, erken dönemde bozuklukları (displazi) yakalama oranı 200-250’de 1’dir. Bunun önemli kısmı ‘hafif bozukluk’ derecesindedir ki altta yatan iltihabın, küçük yaranın (erozyon) tedavisi ile ‘hafif bozukluk’ kaybolur.
* Aynı testle başka hastalıkların da tanısı konabilir mi?
Pap testin ana amacı erken dönemde rahim ağzı kanserini teşhis edebilmek. Ancak mantar, uçuk virüsü, rahimde hastalık oluşturabilecek siğil virüsü gibi mikroplara yönelik tanıya varmak mümkündür. Ayrıca hormonal yapıya / yumurtlamaya ilişkin fikir verebilir.
* Türkiye’de testin yaygınlığı ne kadar?
Türkiye’de üniversite hastaneleri ve sosyoekonomik düzeyin yüksek olduğu bölgelerdeki özel klinikler dışında, arzu edilen sıklıkla uygulanmıyor. Bunun 3 ana nedeni var. Kadın-doğum polikliniklerindeki yoğunluk nedeniyle sadece şüpheli durumlarda alınması. Kadın-doğum uzmanlarının PAP testine yaklaşımlarının farklı oluşu. Sitoloji deneyimli patologların yeterli sayıda olmayışı.
Hazırlayan: Mesude ERŞAN