Güncelleme Tarihi:
Zonaro ve bu eseri hakkında yazar ve koleksiyoner Radi Dikici ile yaptığımız söyleşiyi okurlarımız ilginç bulunacaktır.
Radi Bey eser hakkında konuşmadan önce kısaca Zonaro’nun yaşamından bahsedebilir miyiz?
Fausta Zonaro 1854 yılında İtalya’nın Masi-Padova kentinde doğdu. Gençliğinde inşaatlar çırak olarak çalıştı. 17 yaşında Lendinara’daki resim öğretilen sanat mektebine yazıldı. Başarılı olunca Cignaroli Akademisi’ne kabul edildi. Başta Napoli olmak üzere farklı kentlerde çalıştıktan sonra Venedik’e yerleşti. Tam bir yıl sonra evleneceği eşi Elisa ile birlikte 1891’de İstanbul’a geldi. Seyahat öncesi İtalya’da ürettiği tüm resimlerini sandıklara koyarak, İstanbul’a gönderdi. Yıldız Sarayı Teşrifat Nazırı; Münir Paşa ile tanışması kendisine sarayın yolunu açtı. Eserleri çok beğenildi ve II.Abdülhamid tarafından 1896 yılında ‘Saray Ressamı’ olarak atandı. Halen Akaretler’de bulunan ve günümüzde ‘Fausto Zonaro Müzesi olarak anılan yapı, sultan tarafından kendisine tahsis etti. 1909 yılında Abdülhamid düşünce 1910 yılında bütün eşya ve resimlerini toplayarak İtalya’ya döndü ve 1929 yılında San Remo’da öldü.
1888 İtalya’da iken yaptığı biliniyor.
Resim İstanbul’a nasıl gelmiş?
1891 yılında İstanbul’a gelmek için yola çıkmadan önce bütün eşya ve resimlerini paketlemiş. Gemiye yükleyerek göndermiş. Bunlar arasında İnci Dizen Kız da varmış.
Resmi ben gördüm. Ayrıca da kitapta da var. Gördüğüm kadarıyla resim çok büyük. Boyutları 190x140 cm. Neden taşımış ve neden satmamış?
İnci Dizen Kız’ın hikâyesi çok enterasan. Onu ne İtalya’da ve ne de İstanbul’da iken satmaya kıyamamış. Çok büyük talep olunca, suluboya olarak 33x23 cm boyutlarında bir kopyasını yapmış. Bu resim hemen satılmış. Bu küçük resim halen İtalya’nın en ünlü ve 18. yüzyıldan beri faaliyette bulunan galerisi, Galeria Ricci’nin daimi koleksiyonundadır. Onlar da bu resmi titizlikle koruyorlar.
Anlaşıldığı kadarıyla resmin özel bir serüveni var.
Zonaro resmi İstanbul’a getirip Abdülhamid’in kendisine tahsis ettiği konağın Figürler ve Portre’ler Salonu’na asmış. Bu salondaki diğer resimler normal boyutlardaymış. Ama salonun tam ortasında ise İnci Dizen Kız asılıymış. Resmi görüp almak isteyenlerin bütün taleplerini geri çevirmiş.
Neden?
Bilmiyoruz. Ancak çok kere ressamlar, yarattıkları bazı eserlere tutku ile bağlanırlar ve onu bir türlü elden çıkaramazlar. Bazen de belki resmettiği kişi onun için özeldir ve onu daima yanında taşımak bir saplantı haline gelir.
Bu ara bir de bir İtalyan yazar ve onun röportajından bahsedelim. 1906 yılında İtalyan La Donna Dergisi başyazarı Tersa Menzigher’i Zonaro ile röportaj yapmak üzere İstanbul’a göndermiş. O sıra Zonaro Avrupa’nın en ünlü oryantalist ressamıdır. Yazar dergide izlenimlerini şöyle aktarır: ‘Ressam Fausta Zonaro beni karşıladı ve eşini beklerken, duvarlarda asılı olan resimler hakkında bilgi vermeye başladı…Etrafımızda İtalya’dan getirmiş olduğu resimler vardı. Bu resimler, gerçekten…büyülü eserlerdi… İnci Dizen Kız, ‘Kabak Taşıyan Kız’, ‘Nina’, ‘Dikili Taşların Köprüsü Üzerinde’, ‘Gümrük’… Bu inanılmaz güzellikte başyapıtlar koleksiyonunu izlerken bir yandan da, derinden üzülüyoruz. Çünkü bu harika tabloların yalnızca ufak bir kısmı İtalya’ya gidebilecektir.”
Bayan Menzigher İnci Dizen Kız resmini duvarda görebilme şansına erişmiş.
Zonaro’nun eserleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Sanatçı İstanbul’da İstanbul’un atmosferini yansıtacak çok sayıda eser üretir. 1896 yılında “Saray Ressamı” unvanı verilince 1909 yılına kadar ürettiği bütün eserler, başta Saray ve devlet erkânı olmak üzere önemli şahsiyetler tarafından satın alınır. Bu iltifat ve teveccühe karşın, sanatçı “İnci Dizen Kız” resmini satmamakta kararlıdır. Enver Paşa, Winston Churchill, Abdülmecid Efendi, Recaizade Mahmud Ekrem, Ali Sami (Boyar) gibi önemli şahsiyetler sanatçının atölye nitelikli evinin daimi konukları arasındadır.
Yukarıda bahsedilen kitaplarda Zonaro’nun birçok eserini görmek mümkündür. Resme gönül verenler için mutlak surette kitaplıklarında bulunmaları gereken kitaplardır.
Türkiye’ye 18, 19. yüzyıllarda çok sayıda oryantalist ressam gelmiş. Zonaro onlardan biri miydi?
Bunun cevabını ben değil ‘Oryantalist Ressamlar’ konusunda Türkiye’nin en önemli uzmanı araştırmacı, yazar ve aynı zamanda koleksiyoncu Erol Makzume versin: “Türkiye’de değer verilen oryantalistlerin hepsinin önemli bir sanatçı olduğu muhakkak. Ama unutmayalım ki Fausto Zonaro onlardan biraz farklı. O sadece ülkemizde değil, bütün dünyada çok önem verilen ve saygı duyulan bir oryantalisttir. Eserlerinin çoğu artık müzelerin değişmez varlıkları arasında. Hele hele, tartışmasız sanatçının en önemli beş başyapıtı arasında sayabileceğimiz ‘İnci Dizen Kız’ın ülkemizde olması, Türk resmine büyük bir zenginlik katacaktır. Düşünün ki, İnci Dizen Kız’ın küçük bir suluboya resmine sahip olan bir İtalyan Galerisi onu başyapıtları arasında teşhir etmekte ve ne pahasına olursa olsun, satmamaktadır. En büyük çekincem, bu şaheserin, uluslararası piyasanın başaktörlerince Türkiye’de olduğu duyulunca peşini bırakmayacak olmalarıdır. Gönül ister ki, ‘İnci Dizen Kız’ Türk kültür ve sanat varlıklarının değişmez parçası olarak müzelerimizdeki yerini alsın.’
İnci Dizen Kız’ın macerası nerede bitiyor?
Bitmiyor. 1909 yılında Saray Ressamlığı unvanı geri alınınca Zonaro küser. Bütün eşyalarını ve resimlerini toplayarak gemiyle İtalya’ya gönderir. Bunlar arasında ‘İnci Dizen Kız’ da vardır. Zonaro öldükten sonra resim ailenin malı olur. Onlar da uzun süre resmi muhafaza ederler. Daha sonra uygun buldukları bir fiyata satarlar. Büyük bir ihtimalle bundan 20 yıl kadar önce, bir Türk sanatsever İtalya’da resme rastlar. Onu edinmek için büyük bir mücadele verir. Çünkü İtalya’dan resmin çıkmasına resmi otoriteler bir türlü izin vermez. Sonunda resim Türkiye’ye gelir. Muhtemelen bundan sonra da Türkiye’de kalacaktır.
“İnci Dizen Kız” veya İtalyanca adıyla “L’inflatrice di Perle” hiç teşhir edilmedi mi?
Sadece iki defa. Zonaro’nun ‘150. Doğum Yıldönümü’ nedeniyle 2004 yılı içerisinde iki retrospektif sergi düzenlenmiştir. Sanatçının torunu; Jolanda Meneguzzer Trevigne tarafından düzenlenen sergilerin ilki, 19 Eylül 2004 Pazar günü ‘Dolmabahçe Sarayı’nda, ikincisi ise ‘Roma Eski Kraliyet Sarayı’nda 25 Kasım 2004 Perşembe günü zamanın Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve İtalyan Dışişleri Bakanı’nın katılımlarıyla açılmıştır. Her iki serginin başköşesinde yer alan eser kuşkusuz “İnci Dizen Kız”dır. İtalyan hükümeti resim satıldığında izin vermek için İnci Dizen Kız resminin, on yıl süreyle resmi olarak düzenlenecek sergilerde teşhiri için mutlaka bulunması şartını koymuştur. Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan serginin DVD kaydı vardır.