Güncelleme Tarihi:
İstanbul yıllardır dev bir şantiye gibi. Gökdelen inşaatları sürdüğü gibi yolları sürekli kazılıyor, kaldırımları yeni baştan yapılıyor. Yayalar ayak-bacak kırmadan yürüyebilmek için kaldırımda çeşitli akrobasi numaraları yapmak zorunda kalıyor. İstanbul’un en işlek mahallelerinde bile yaya olarak yürümek neredeyse imkânsız. Sanki bir off-road yarışındaymış gibi ya çamura saplanıyor ya da su dolu hendeklerin üzerinden atlamaya mecbur kalıyorsunuz.
Sadece bu kadar mı? Bir de tamamiyle ortadan kalkmış kaldırımlar var. Yani hiç beklenmedik bir anda yolun ortasından yürümek zorunda kalabiliyorsunuz. Peki ya tek başınıza değilseniz? Klinik psikolog Pınar Mermer aynı zamanda bir anne. 6 yaşındaki oğlu Uzay’la İstanbul’da yaşamanın zorluklarından bahsediyor: “Şehir yaşamı psikolojiyi çok kötü etkiliyor. Oğlumu pusete koyup evden çıktığımda ne istediğim mağazaya veya kafeye girebiliyorum ne de kaldırımda yürüyebiliyorum. Hiçbir yerde rampa yok. Üstelik kaldırımlar çok yüksek. Her seferinde oğlumu kucağıma alıp tek elimle de puseti itmem veya indirip kaldırmam gerekiyor. Çocuk ürünleri satan dükkânlarda bile buna dikkat edilmiyor. Merdivenler çocukları çok sarsıyor. Bebek olup pusetle gezmeden veya engelli olup sandalyeye oturmadan ne yaşadıklarını anlayamıyoruz.”
HAKSIZLIK ÖFKE GETİRİYOR
Mermer, bu zorlukların sonunda insanların agresifleştiğini de söylüyor: “Pusetle terör estirdiğim doğru. Çünkü şehirde yaşamak insanı buna zorluyor. En temel hakkınızı bile elde edemediğinizde o kadar büyük hayal kırıklığına uğruyorsunuz ki bu çaresizlik öfkeye dönüşüyor. Gerçekte sakince konuşmamız gerekenleri öfkeyle dile getirmek normal gelmeye başlıyor. Bu da yine kendinize zarar vermeniz anlamına geliyor. Oysa sorunları sakince mağaza görevlileri veya belediye yetkililerine söylemek gerekiyor.”
Peki İstanbul’un pusetli bir anne için en uygun ve uygunsuz yerleri nereler? “Bağdat Caddesi ve Anadou yakası sahilyolu geniş kaldırımları sebebiyle en iyisi. En kötülerse Etiler, Taksim, Nişantaşı. Bebek’te kaldırım bile yok. Her yer araç! Bu şehir hiçbir sağlık problemi çekmeyen genç bir erkek tek başına yaşasın diye yapılmış. Bu anlayışın değişmesi gerek. Herkesin rahat yaşamaya hakkı var. Sadece birkaç rampa yapmak bile bir çözüm. Pusetle yürüyenlere karşı da büyük bir saygısızlık var. ‘Niye pusetli annelere öncelik vermeliyiz ki?’ diye tersliyor, hatta ‘Çocukla çıkmasaydın’ diye tepki gösteriyorlar. Annelere, çocuklarıyla evde oturmaları gerekiyor gibi hissettiriyorlar. Elimizdekiyle idare etmeye de çalışabiliriz ama bir araya gelip bu konuları gündeme getirmek gerek. Belediye başkanlarına eşleri hiç mi söylemiyor bu durumu!” diyor.
Annelere ipuçları
Öncelikle dışarı çıkmaktan vazgeçmeyin!
Bebek taşıyıcısı kullanabilirsiniz.
Üç tekerlekli pusetlerden uzak durun çünkü en ufak engelde devrilebiliyorlar.
Sürekli indirip kaldıracağınız için hafif pusetleri tercih edin. Tabii kaldırımlara dayanabilmeleri için sağlam olmaları gerek.