Güncelleme Tarihi:
İdrar akımının yavaşlaması ile kendini gösteren prostatlardaki büyüme, ayakta veya oturarak idrar yaparken hastanın ileriye doğru idrarını yapamama, idrarın kesik kesik gelmesi, damlalar halinde akması, idrarı tam boşaltamama hissi ile kendini gösteriyor.
Uzmanlar, idrarın hemen gelmemesi ve bir süre beklenilmesi, sık idrara çıkma, gece uykudan uyanıp idrarını yapma, idrarda kanama olması, idrarın tam yapılmaması sonucu ağrı ve idrar kaçırılması halinde vakit kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Selçuk Üniversitesi Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostatın, idrar kesesinin altında yerleşmiş ve idrarın mesaneden çıkıp penis içerisinden geçerek dışarıya atılmasını sağlayan, idrar kanalının başlangıç kısmını kalın bir yüzük gibi saran ve salgı üreten bir organ olarak tanımlandığını söyledi.
Erişkinlerde bir kestane büyüklüğünde ve yaklaşık 18-20 gram ağırlığında olan prostatın, ergenlik yaşına kadar fonksiyonel olmadığını belirten Seçkin, ergenlikle birlikte erkeklik hormonu olarak bilinen testosteronun etkisi ile faaliyet göstermeye başladığını anlattı. Seçkin, prostatın erkek üreme sisteminin parçası olan bir salgı bezi olduğunu ve üremeye yardım ettiğini ifade ederek, “Asıl işlevi meniyi veya er suyunu oluşturan sıvının bir bölümünü salgılamaktır. Prostat salgısının içinde bulunan maddeler, spermin dölleme kapasitesini artırır” dedi.
Prostatın, idrar yolu enfeksiyonlarına karşı da direnci artırdığını belirten Seçkin, “Prostat dokusunda yüksek konsantrasyonda çinko vardır. Bu erkeklerin idrar yolu enfeksiyonuna karşı kadınlardan daha dirençli olmasını sağlayan faktörlerden biridir” diye konuştu. Seçkin, prostatın vücutta en sık hastalanan organlardan biri olduğunu ifade ederek, en sık prostat iltihabı (Prostatit), prostat irileşmesi (iyi huylu prostat büyümesi) ve prostat kanseri görüldüğünü söyledi.
Prostat 45 yaşlarında büyümeye başlıyor
Genç yaştaki erkeklerde bir kestane büyüklüğünde olan prostatın, 45 yaşlarında büyümeye başladığını anlatan Seçkin'in verdiği bilgiye göre, iyi huylu prostat büyümesi genellikle prostattaki hücrelerin büyümesi nedeniyle olmayıp, hücre sayısının anormal artışından kaynaklanıyor. Bu büyüme, yaşamın sonuna kadar değişen hızlarda devam ediyor.
50 yaş üzerindeki erkeklerin yüzde 50'sinde, 60-70 yaş arasındakilerin yüzde 65'inde ve 80 yaş üzerindekilerin yüzde 90'ında prostat irileşmesi ile karşılaşılıyor.
Prostat büyümelerinin bir kısmı ise kötü huylu (habis) büyüme şeklinde oluyor ve prostat kanseri olarak tanımlanıyor. İyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanseri bir arada bulunabiliyor, ancak birbirinden kaynaklanmayan iki ayrı hastalık olarak gösteriliyor.
Böbrek yetmezliğine yol açabilir
Prostatın, iyi huylu prostat büyümesinin yaşlanmayla birlikte, östrojen ve erkeklik hormonu düzeylerinde görülen değişiklikler, ailesel yatkınlık ve çeşitli büyüme faktörleri nedeniyle geliştiği düşünülüyor, ancak kesin nedeni bilinmiyor. Prostat bezi, idrar yolu, idrar kesesi ve makata doğru büyüyor. Özellikle mesane boynunda yarattığı tıkanmayla idrar yolunda, idrar kesesinde, böbreklerden mesaneye idrarı taşıyan kanallarda ve böbreklerde patolojik değişikliklere neden oluyor.
Büyüyen prostat kitlesinin yaptığı basıyla, idrarın son çıkış kanalının normal şekli bozulabiliyor ve bu kitle mesane çıkımında tıkanmaya neden olarak mesanede mesane kası anormal gelişiyor, Hücre ve odalar dışarı doğru bombeleşme ve taş oluşumu görülebiliyor. Daha sonra idrarın boşalamamasına ve idrar kesesi içinde basınç artışına bağlı olarak, üreterler ve böbreklerde genişleme ile böbrek dokusunda harabiyet ve böbrek yetmezliğine kadar gidebilecek sorunlar ortaya çıkabiliyor.
Prostat büyümesi, idrar akımının yavaşlaması ile kendini gösteriyor. Ayakta veya oturarak idrar yaparken hasta ileriye doğru idrarını yapamama, idrarın kesik kesik gelmesi, idrarın damlalar halinde akması, idrarı tam boşaltamama hissi belirtiler arasında yer alıyor.
İdrarın hemen gelmemesi ve bir süre beklenilmesi, idrar yapma yavaşladığı için idrar yapma süresinin uzaması, sık sık idrara çıkma, gece uykudan uyanıp idrarını yapma, idrarda kanama olması, idrarın tam yapılmaması sonucu böbreklere kadar varan bir idrar durgunluğu ve bu nedenle böğüre vuran ağrı, idrar kesesinin çok şişmesi halinde karın alt tarafında şişkinlik, bu bölgeye bastırıldığında idrar kaçması, ani idrar yapma hissi ve idrar kaçırma de hastalığın bulguları olarak gösteriliyor.
Fizik muayene önemli
Prostat büyümesi tanısı konulabilmesi için ilk olarak hastanın şikayetleri sorgulanıyor. Ardından makattan parmakla muayene yapılıyor. Fizik muayene ile çok fazla bilgi ediniliyor. Prostatın büyüklüğü, şekli, kıvamı, simetrisi ve kitle varlığı değerlendiriliyor.
Prostat büyümesi tanısı için ürolog öncelikle makattan parmakla muayene yapıyor. Tüm gelişmiş tanı metotlarından üstün olan bu muayenenin mutlaka yapılması gerekiyor. Özellikle iyi huylu prostat büyümesinin kanserle ayırıcı tanısında fayda sağlıyor. Ultrasonografi ve PSA tetkikleri parmakla muayene ile koordine edildiğinde daha anlamlı sonuç veriyor.
Uluslararası prostat şikayeti değerlendirmesi yapılıyor. Bu değerlendirme, hastaya sorulan ve hasta şikayetlerinin şiddetine göre derecelendirilen sorulardan oluşuyor. Bu skorlama tüm dünya çapında hastaların, tedavi öncesi ve sonrası değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılıyor. Değerlendirmede, hastalara şu sorular yöneltiliyor: “İdrar yapmak için bekleme, zorlanma var mı? İdrar tazyiki, akış gücü eskiye oranla azaldı mı? İdrarı yaparken, bitinceye kadar, kesik kesik işeme oluyor mu? İdrarını yaptıktan sonra hala daha idrar kesesinde idrar kalmış, tam boşalmamış hissi oluyor mu? Gece idrar yapmaya kaç kere kalkıyorsunuz? Gün boyunca iki saatte ya da daha sık idrara çıkmak gereksinimi duyuyor musunuz? İdrar yapma isteği geldiğinde, tutamama hissi, tuvalete zor yetişme, sıkıştırma sorunu yaşıyor musunuz?”
İşeme testinde şüpheli bir tıkanıklık halinde cerrahi müdahale düşünülen hastalara sistometri ve basınç-akım ölçümleri yapılıyor. Prostat büyümesinde, ilaç vermeden takip etme veya gözleyerek bekleme, ilaçla tedavi, girişimsel tedavi ile açık ve kapalı yöntemle yapılan cerrahi operasyonlarla idrar yolunun açılması sağlanıyor.