Güncelleme Tarihi:
‘Göbeksiz erkek, balkonsuz eve benzer’ sözünün espriden öteye gidemediğini, tam tersine göbeğin omurga bozukluklarına yol açtığını belirten Prof. Dr. Baktır, göbekli erkeklerin yanı sıra, hamilelik döneminde karınları büyüyen kadınların da bu yüzden bel ağırısı çektiklerini kaydetti.
Öğretim üyeliğinin yanı sıra uzun yıllar Kayserispor’da kulüp doktorluğu da yaparak sporcu sakatlanmalarıyla da ilgilenen Prof. Dr. Ali Baktır, bel ağrılarının 30’a yakın nedeninin olduğunu, ancak bazılarının nedeninin, bel fıtığı, iltihaplı romatizmal hastalıklar olduğunu belirtti. Prof. Dr. Baktır, bel ağrısı için sağlık kuruluşları yerine sınıkçı ya da benzeri yerlere gitmenen çok daha büyük sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.
Bir kısım bel ağrılarının kesin tanısının konulamadığını belirten Prof. Dr. Baktır, bu tür bir hastalık olan ve özellikle genç kadınlarda görülen fibromiyaljinin, stres ile birlikte ciddi ağrılara neden olduğunu sözlerine ekledi. Prof. Dr. Baktır, doğuştan bir takım omurga bozukluklarının da bel ağrısına neden olabileceğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Doğuştan omurga fazlalığı ya da eksikliği, kişinin bel ağrısına olan yatkınlığını artırır. Hamallar, inşaat işçileri gibi ağır işlerde çalışanlar ile bel bölgesine aşırı yük bindiren kişilerin omurgalarında zamanla bozukluklar oluşur. Bu bozukluklar yaşamın ikinci yarısında bel ağrısına neden olabilir. Şişman kişilerde göbek öne doğru çıktığı için belin eğriliği artar ve ağrılara neden olur. Üstelik bu kişilerin bel adaleleri zayıftır.”
Hamilelik döneminde karınları büyüyerek öne doğru çıkan kadınların da zaman zaman bel ağrısı çektiklerini kaydeden Prof. Dr. Baktır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halk arasında göbeksiz erkek balkonsuz eve benzer gibi sözler, göbekli erkeklerin kendilerini kandırmaktan öteye gidemez. Bu sözler espriden başka bir şey değildir. Nedeni kesin olarak belli olmayan mekanik bel ağrıları, toplumda çok daha fazla görülmektedir. Bu ağrılardan kurtulmanın en önemli yolu, bel adalelerini kuvvetlendirerek belin normal kavisini korumak ve bele binen yükü azaltmaktır.”