Güncelleme Tarihi:
17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nde Hacettepe Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Yurdakök Türkiye’de prematüre bebekler ve sorunlarına ilişkin açıklamada bulundu.
Prematüre bebeklerin çok iyi bakıma ihtiyacı var
Ülkemizde her yıl doğan 1.3 milyon bebekten yaklaşık yüzde 10’u prematüre doğmaktadır. Prematüre bebekler, solunum yetersizliği, sindirim sisteminin gelişmemiş olması, dolaşım yetersizliği ve bağışıklık sisteminin yetersizliğinden kaynaklanan çeşitli riskler altındadır. Prematüre bebekler uzun dönemde görme, işitme, hareket, dikkat dağınıklığı ve okul sürecinde öğrenme güçlükleri ile karşılaşabilmektedir. O nedenle doğumlarından itibaren takip ve bakımları titizlikle yapılmalıdır. Amaç yalnız büyük bebekleri değil, küçük prematüre bebekleri de sağlıklı olarak annelerine verebilmektir.
Türkiye’de Neonatolog Sayısı ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Yetersiz
Yaptığı açıklamada Türkiye’deki Neonatolog ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinin yetersizliğine dikkat çeken Prof. Yurdakök, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitelerinin sayılarının artırılmasının tek başına yeterli olmadığının, ünitelerde kalitenin de artırılması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Murat Yurdakök, “Türkiye'de küçük prematüre bebeklerin bakımı konusunda yeterli alt yapı yok. Çoğul gebeliklerin doğumları, yalnız çocuk hekimlerinin değil, konularında deneyimli çocuk kardiyolojisi, çocuk nörolojisi, göz hastalıkları, odyoloji (işitme), fizik tedavi ve diğer uzmanların bulunduğu yerlerde yaptırılmalı” dedi.
Çoğul gebelik prematüre doğum riskini artırmaktadır
Prematüre doğum riskinin özellikle çoğul gebeliklerde ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Yurdakök, çoğul gebeliklerde ikiz bebeklerde genellikle önemli bir sorun görülmezken, üçüz bebeklerin çoğu kez gebeliğin 32. haftasında doğduğunu ve rahim içindeki fetus sayısı arttıkça bu sürenin daha da kısaldığını belirtti.
Prof. Yurdakök, özellikle tüp bebek uygulamalarında çoğul gebelik riskine dikkat çekti.
Aileler, Domuz Gribinin yanı sıra Prematürelerde Mevsimsel RS Virüsü Enfeksiyonlarına Dikkat
Prof. Dr. Yurdakök, oldukça bulaşıcı olan RSV’nin (Respiratuar Sinsityal Virüs) Ekim-Nisan ayları arasında salgınlar yaparak solunum yollarında enfeksiyona yol açabildiğini, RSV enfeksiyonlarının çok küçük (gebelik yaşları 32 haftanın altında olanlarda) ve özellikle uzun süre solunum cihazlarına bağlı kalmış kronik akciğer hastalığı gelişmiş bebeklerde hastaneye yatırılmayı gerektirecek, bazen de ölümle sonuçlanacak ciddiyette problemlere neden olabileceğine dikkat çekerek, her yıl RS Virüs enfeksiyonlarının sık görüldüğü aylarda, ayda bir kez koruyucu bağışıklamanın hastalıktan korunmada önemli olduğunu belirtti.