Güncelleme Tarihi:
Kanal D ekranlarının heyecanlı ve aksiyon dolu dizisi Poyraz Karayel bu akşam 64. yeni bölümüyle ekranlarda olacak. Heyecan seviyesinin hiç düşmediği dizide bu hafta birbirinden ilginç dakikalar yaşanacak. Poyraz'ın geri dönüşü hem Ayşegül'ü hem de izleyicileri şoke ederken, Ayşegül'ün yakarışları duygusal dakikalar yaşatacak. Yeni bölümde Ayşegül değil Poyraz da şoktadır. Çünkü Ayşegül evlenmiştir üstelik Poyraz’ı kolay kolay kabul edemeyeceği bir görev beklemektedir.
YENİ BÖLÜMDE NELER YAŞANACAK
Poyraz Karayel iki yılın ardından Ayşegül’ün düğününde ortaya çıkmıştır. Poyraz’ın cehennem gibi geçen o iki yılda yaşadıkları ve dönüşünün sır perdesi aralanırken sadece Ayşegül değil Poyraz da şoktadır. Çünkü Ayşegül evlenmiştir üstelik Poyraz’ı kolay kolay kabul edemeyeceği bir görev beklemektedir.
Ortadan kaybolan Meltem’i yana yakıla arayan Zülfikar, Meltem’in Poyraz’ın yaşadığını kanıtlamak için giriştiği işler yüzünden tutuklandığını öğrenir. Bahri tarafından öldürülen Cevdet’in kardeşi ise ağabeyinin intikamını almak için Ummanlar’ın peşine düşmüştür.Nihayet Poyraz ve Ayşegül için yüzleşme vakti gelmiştir. Ancak hiçbir şeyin geride bıraktığı gibi olmadığını gören Poyraz’ın Ayşegül’ün dünyasında kalmaya niyeti yoktur. Ne pahasına olursa olsun Poyraz, Sinan’ı da alıp kaçmaya karar verir. Ama onu kötü bir sürpriz beklemektedir...
POYRAZ KARAYEL YENİ BÖLÜM FRAGMANI
POYRAZ KARAYEL SEZONUN İLK BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?
Poyraz Karayel’in ölümünün üzerinden iki yıl geçmiştir. Poyraz’ın yokluğu en başta Ayşegül olmak üzere herkesi derinden sarsmış, hayatlarını altüst etmiştir. Evlatlarını peş peşe yitiren Bahri Umman artık daha katı biri olmuş, keskin kararlar vermektedir. Zülfikar ise ağabeyinin öldüğüne bir türlü inanmayan, bu takıntısı hem ilişkilerini hem de sağlığını tehdit eden Meltem için endişelidir.
Poyraz’ın yokluğunda dibe vuran Ayşegül, karanlık günleri Çınar Saygıner’in sabırla uzattığı eli tutarak atlatmaya çalışmaktadır. İkili evliliğe doğru ilerlerken Çınar’ın ağabeyi Yavuz da kendi işleri için Bahri ve Sadreddin’le ortak olmaya karar verir. Anneleri Nevra ise, bir mafya ailesiyle dünür olmaktan memnun değildir. Çınar ve Ayşegül’ün uğradığı saldırı endişelerini körükler. Ancak, her şeye rağmen Çınar ve Ayşegül, hayatlarının en önemli kararını vermiş, yepyeni bir hayata başlamak üzeredirler...
ACI ÇEKMEKTEN DELİREMEYEN AYŞEGÜL!
Burçin Terzioğlu'nun hüzünlü sesiyle daha da bir güzelleşen repliklerle, bölümün ilk saniyelerinde vurulduk. Yola yaralı olarak başlamıştık ve bölüm sonuna sağ çıkabileceğimizden de emin değildik. Nitekim çıkamadık da ama olsun, biz o anlarda Ayşegül'e hak vermekle meşguldük, çünkü delirseydi, sahiden de daha kolay olurdu her şey Ayşegül için... Poyraz'ın ölümünün bu kadar bilincinde olmak, kaldırabileceği türden bir şey değildi.Kızanlar da oldu ona, belki de hayatına başka birini soktuğu için, kimimiz de hak verdik. Bir umut evlenmemesini beklediğimiz halde kızmadık Ayşegül'e, kızamadık. Poyraz'ın öldüğünü kabul etmiş, umudunu tamamen yitirmiş, yaşamaktan vazgeçmiş ama zorla hayata döndürülmüş bir kadın gördük onda... Hayatına devam edebilmek için, Poyraz'a ihanet ediyormuş gibi hissetse de bir yola girmiş, birini sevmeye çalışmıştı. Ama unuttuğu bir şey vardı, Oğuz Atay'ın da dediği gibi; "Sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi..."
MELTEM'İN TEK AİLESİ!
Meltem'in durumu ise tamamen farklıydı ondan... Ayşegül, kefeni açtıkları anda Poyraz'ın yüzünü görünce inandırmıştı kendini Poyraz'ın öldüğüne ama Meltem öyle değildi. Bir şey bilmiyordu ama hissediyordu abisinin yaşadığını. Belki de bu hisse tutunmak istiyordu o da... Çünkü Poyraz'ı kaybetmek, ailesini kaybetmekle eşdeğerdi onun için ve o da bunu kaldıramıyordu. Zülfikar'ın tüm çabalarına rağmen onu da kendisinden uzaklaştıracak kadar takılmıştı abisinin peşine. Belki de bu yolda öğrenmemesi gereken şeyler öğrendi ve en nihayetinde de henüz kim olduğunu bilmediğimiz birileri tarafından kaçırıldı. Başına neler geldiğini ya da geleceğini haftaya görecek olsak da ben Meltem'e, Poyraz'ın yaşadığına dair umudunu asla yitirmediği, çabalamaktan vazgeçmediği ve biz seyircileri temsil ettiği için ayrıca teşekkür ediyoruz.
BABASININ OĞLU, SİNAN KARAYEL!
Bir de Sinan vardı tabii, babasının oğlu Sinan Karayel... O da küçücük yaşında, küçücük bedeniyle ne büyük acılara göğüs gerdi, değil mi? Babasının cenazesinde "Baba, gitme!" diye ağlayışı daha kulaklarımızdan silinmemişken minicik anlarda da olsa yine dağıtmayı başardı bizi... Halasıyla yaptığı görüntülü konuşmada bilinçsizce verdiği "Hepsi manyak bunların!" cevabından ve İsa'yla yaptığı konuşmada Ayşegül'ün evleneceğine inanamamasından bahsediyorum elbette. Poyraz'ı bize en çok hatırlatan şeylerin başında geldi bölüm boyunca...
BAHRİ BABA'NIN DEĞİŞİMİ!
Bahri Baba'yı ise yaşadıkları daha da acımasız biri haline getirmişti. Bir mafya babasından ilk beklentimiz şefkatli olması değildir elbette ama Bahri Baba bizim için daha farklıydı hep, bilindik mafya babası figürleri gibi değildi. Onun da kırılma noktası Sefer'in, Sema'nın ve Poyraz'ın ölümü olmuştu. Kan bağı olmasa da evladı bildiklerini arka arkaya kaybederken o da kendi olmaktan çıkmıştı artık. Taşkafa ve Zülfikar'ın da endişelendiği gibi öldürülecek adam bırakmaması an meselesiydi. Onun bu durumuna Despina Hanım'ın bile artık ayak uydurmuş olması, o narin kadının yerine tüm bu mafyacılık olaylarına uyum sağlamış bir kadının gelmesi de en şaşırtıcı noktalardan biriydi, şüphesiz.
BİR SEMA'NIZ VARDI, ONU HATIRLAYIN!
Sefer ve Sema'nın adlarını da anmışken, onlarla ilgili de bir küçük not düşmeden olmaz. Poyraz Karayel'in olmadığı bir Poyraz Karayel bölümünde, odak noktanın Poyraz olmasını gayet doğal karşılasak da Sema'nın ölümüyle ilgili de daha fazla şey duymak isterdik, yalan değil. Ayşegül pek o kafada değildi, kabul ediyoruz ama özellikle Zülfikar'dan, Taşkafa'dan, Bahri Baba'dan dinlemek isterdik Sema'yı. Oysa birkaç küçük ayrıntı dışında sanki Sema hiç olmamış gibiydi. Kuşkusuz o ayrıntıların en güzeli de kızı bildiği Sema'nın fotoğrafına bakarken gördüğümüz Bahri Baba'ydı. Umarız, ilerleyen bölümlerde Sema'yla ilgili daha fazla ayrıntıya ulaşırız ve yine umarız, Songül'den yeni bir Sema yapılmaya çalışılmaz. Songül, tüm sinir bozuculuklarıyla da olsa Songül olarak güzel...
Yeni karakterlere gelince, İlker Aksum'u çok başarılı bulsak da bu sezon Çınar'a epey sinir olacağımız kesin gibi... Bu kusursuz iyi hallerinin altından da mutlaka bir şeyler çıkacaktır. Her an içindeki sosyopatı dışarı salabilirmiş gibi bir hal var üstünde. "Gelen gideni aratır," derler, umuyoruz ki Çınar, yavaş yavaş ortaya çıkacağını tahmin ettiğimiz Ayşegül takıntısıyla bizlere Neşet'i aratmaz. Saygıner ailesinin kalanı da en az Çınar kadar sinir bozucu zira... Funda Eryiğit'in karakteri Eda'yı ise bir aksilik çıkmadığı sürece, seyirci şimdiden sevdi gibi gözüküyor. Özellikle Poyraz'la bir işbirliği içindelerse kendisini koşulsuz şartsız bağrımıza basacağımız kesin. O karanlık ve gizemli hava da Funda Eryiğit'e çok yakıştığına göre, bu iş tamamdır!