Güncelleme Tarihi:
Atalarımızdan iz taşıdığı söylenir, ancak her yerini en ince ayrıntısına kadar görebilme imkânını bize vermesine rağmen böyle bir ize rastlayamadık. Çok para kazanır, kazancını silikona yatırır. Silikonlandıkça daha çok para kazanır, sonra tekrar silikonlanır. Bu silikonda bir hikmet var, acaba ben de birkaç kilo alıp bir kenara koysam mı yatırım amaçlı?
İki silikon seansı arasında pazar eklerine fotoğraf çektirir. Ata binerken, sırtüstü yatarken, samanlıktan samanı kaldırırken, gözünü süzerken, ağzını büzerken vs., vs. Bu işi o kadar çok yapar ki, hatta aynaya bakmak yerine fotoğraf çektirdiği söylenir. Mesela, akşam bir davete gidecek, giyindi, süslendi diyelim, ‘‘Nasıl oldum’’ diye aynaya bakmaya geldi sıra, derhal Erol Atar'ı çağırır, ‘‘şak’’ bir fotoğraf, bakar nasıl olduğuna. Ne diyeyim Allah pazar eklerimizi onsuz koymasın.
*
Işıl ışıl ay yüzlü, saygın bir hanımefendimiz pardon hanımkızımızdır. Siyasetle uğraşır, hatta o kadar çok uğraşır ki geceleri bile ara vermez. Bu yüzden değil evlenmek, bir erkek arkadaşı bile olmamıştır. Üçer beşer çocuğu olan tembel politikacılar bu durumdan utanmalıdırlar. En büyük hobisi toz almaktır. Çok sevdiği siyasi çalışmalarına ancak toz almak için ara verir. İlginç fikirleri vardır; kızlar kızlığını bilmeli, evde toz almalı, diskolarda barlarda asla gezmemeli, çok bunalırlarsa senede bir, bilemediniz iki defa bir pastanede limonata ya da şerbet içmelidirler. Nitekim kendisi de genç kızdır ve böyle yapmaktadır. Dileğim 52 yaşındaki genç kızla 22 yaşındaki genç kız arasındaki farkı en kısa zamanda anlayabilmesidir.
*
Bir zamanlar gıda maddeleri imalathanelerinden, herdaim ruh ve sinir hastalıklarından ve son zamanlarda da Süperstar'ımızdan sorumlu devlet bakanımızdır. Bir politikacı ve doktor olarak her zaman halkın nabzını tutmak gerektiğini bilmektedir, ancak kapı kapı gezip herkesinkini tutamayacağından Süperstar'ınkini tutmakla yetinmiştir. Nabız elinde gazino gazino gezmektedir. Yalnız son günlerde duyduğumuza göre Süperstar'ın geçirdiği dizi dizi ameliyatlar neticesinde nabzının nereye kaydığı belli olmadığından, bu işten vazgeçip Ankara'ya dönmüştür.
Daha önce yine bir sanatçıyla evli oluşu sanata meraklı olduğunu, ancak cimri olduğu için bu merakını bedavaya getirmeye çalıştığını düşündürmektedir.
Ayrıca kimsenin yapamadığı bir şeyi gerçekleştirmiş, sevgilisini beyninden iğfal etmiştir. Akıl hastalıkları doktoru olduğuna göre, elbet beynini iğfal edecektir. Jinekolog olsaydı haliyle başka yerinden yapacaktı bu işi. Kısacası bunu neden yaptığı ortadadır. Fakat nasıl yaptığı bizler için merak konusudur.
*
Her şeyi bilir, her işten anlar. Köşe yazar, haftanın rüküşünü seçer, spor yazar, hatalı sürücüleri kovalar. Türkiye Güzeli'ni seçer (hatta ben güzele güzel demem, güzeli o seçmediyse) evinin kapısına ‘‘ne iş olsa yaparım abi’’ yazmasına az bir şey kalmıştır.
Hayatında vazgeçemediği üç şey vardır: Sezen, Galatasaray ve mankenler. Her davete ayrı bir mankenle katılır. Bu kızları tanıyıp tanımadığı tam olarak bilinmemektedir. Belki de şöyle olmaktadır: Akşam bir davete gidilecek, haliyle bir patrner lazım. Bir manken ajansına telefon açılır, bir manken siparişi verilir, ‘‘Bu seferki sarışın olsun, koyu renk elbise giydim, beni açsın’’ denir.
Kendisini dünyaca ünlü bir aktöre benzeterek kelliğinin acısını hafifletmeye çalışmaktadır.
Gülüşü ünlüdür. Bu ün hem çıkardığı sesten, hem de gülme sırasında dilinin yer değiştirmesinden kaynaklanmaktadır.
Ahkâm kesmediği zamanlarda şapkası büyük bir arkadaşının cafesinde etrafı kesmekle meşguldür.
*
Güzel doğmuştur, güzel kalmıştır, her zaman güzel kalacaktır. Şarkıcıdır, oyuncudur, sporcudur, talk showcudur, annedir. Gözleri hülyalıdır. Kocası çilingirdir.
Bazı meslektaşları gibi Allah ona da ‘‘Yürü ya kulum’’ demiş, yine bazı meslektaşları gibi o da yanlış anlayıp koşmuştur. Neredeyse karnında gaz olsa, onu bile paraya tahvil edecek duruma gelmiştir. ‘‘Nasıl olur?’’ derseniz; mesela doğalgaz reklamına çıkabilir.
Her hafta yayınlanan televizyon programında seyredenler değilse bile, kendisi çok eğlenmektedir. Allah güldürsün, programın başından sonuna kadar takılı kalmış gülme efekti gibidir.
Sevgili Bekir Coşkun'a
Yazılarınıza, dolayısıyla kişiliğinize olan hayranlığım bir hayvansever olmanız sebebiyle bir kat daha arttı. Çünkü ben de bir hayvan dostuyum. Pazar günkü yazınızda konu ettiğiniz Pako'nuza bir başka Pako'dan sevgiler.
Pakize veya yakınlarımın tabiriyle PAKO
Mış muş köşesi
Kadınlar ve zenginler daha uzun yaşıyorlarmış.
Desenize, Sibel Can dünyaya kazık çakacak.
İngiltere'de utangaçlığı yok eden hap geliştirilmiş.
Aman bizim ‘‘Pazar Eki Kızları’’nın eline geçmesin, bir de onu içerlerse, artık ne yaparlar bilemem.
Kişiye göre ilaç çıkıyormuş.
Bundan sonra eczaneye girip ‘‘Sarışın orta boylu, kahverengi gözlü bir bayanım, tipime uygun bir aspirin rica edecektim’’ diyeceksiniz.
Evlilik mutluluğun garantisiymiş.
O halde tarafların mutsuz olmaları durumunda, garanti belgesi niteliğindeki evlilik cüzdanını karşı tarafın başında paralama gibi bir hakları mevcut.
Her üç kişiden biri alerjikmiş.
‘‘Üç kişiden biri’’ndeki ‘‘biri’’ ben oluyorum. Bende alerji yapan şey de diğer iki kişi.
Türk kadını tedavi olmakta geç kalıyormuş.
Kadınlar genellikle 5 senede bir yaş büyüdükleri için yıllık kontrol diye 5 senede bir gidiyorlar doktora, haliyle tedavi gecikmiş oluyor.