Porto Riko’da şarap, kadın ve sefalet

Güncelleme Tarihi:

Porto Riko’da şarap, kadın ve sefalet
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2012 21:57

Johnny Depp’in hem yapımcısı hem de başrol oyuncusu olduğu Tutku Günlükleri, 2005 yılında intihar eden gazeteci yazar Hunter S. Thompson’ın 20 yaşındayken kaleme aldığı günlüklerini topladığı aynı adlı kitabın sinema uyarlaması. Filmde New York’tan Porto Riko’ya gelen ve orada bir süre gazetecilik yapan Thompson’ın içki, aşk, yoksulluk ve fırsatçılık ekseninde yaşadıkları anlatılıyor.

Haberin Devamı

Johnny Depp’in büyük bütçeli, bol gişeli filmlerinden kurtulup, ilginç ve ilgi çekici bir senaryoda, nispeten daha küçük bir filmde yer alması ne kadar da güzel.
Tamam Karayip Korsanları’nı seviyoruz, Johnny Depp’in gözlerinin içine bakıp korsana hayır da diyemiyoruz (teşekkürler ‘hakanizm’), ama kendisini ve bizi bir süreliğine de olsa Jack Sparrow’dan kurtarmasında fayda vardı.

PORTO RIKO’DA BİR AMERİKALI

Johnny Depp, yapımcılığını da üstlendiği Tutku Günlükleri’nde, New York’tan Porto Riko’ya giden Amerikalı gazeteci yazar Hunter S. Thompson’ı oynuyor.
Bu rol Depp’e çok yabancı değil aslında.
Kendisi bundan 15 yıl önce ‘Las Vegas’ta Korku ve Nefret’ (Fear and Loathing in Las Vegas) filminde Thompson’ın alter egosunu canlandırmıştı.
2005 yılında intihar eden Thompson, 1960’larda New York’tan Porto Riko’ya giderek bir süreliğine burada gazetecilik yapmış ve anılarını Tutku Günlükleri’nde kaleme almıştı.
Film, bu günlüklerin sinema uyarlaması.

DÜŞÜK TİRAJLI GAZETEDE İŞE BAŞLIYOR

Serbest gazetecilik yapan Paul Kemp (Johnny Depp), New York’taki hayatını bırakarak, küçük bir gazetede çalışmak için Porto Riko’ya geliyor.
Paul’ün hayata bakışının serseriliği, filmin ilk sahnelerindeki otelde uyanma sahnesinden anlaşılıyor.
Porto Riko da ona uygun aslında, biraz çılgın ve yoksulluğun, sefaletin ana yurdu gibi.
Paul’ün çalışmaya başladığı The San Juan Star ise tirajı düşük, kapanmasına gün sayılan bir gazete.
Paul, gazetede çalışan Amerikalıların iç yüzlerini kısa bir sürede keşfediyor. Kendi hayatına yakın bulduğu fotoğrafçı Sala ve oda arkadaşı, Hitler’in sesinin kayıtlı olduğu plakları biriktiren ayyaş Moburg ile sefaletin, arkadaşlığın, içkinin, berduşluğun her türlüsünü yaşıyor.

Haberin Devamı

Porto Riko’da şarap, kadın ve sefalet


POLİTİK OLARAK TAM ORTADA

Gazetenin yakışıklı ve zengin pazarlama müdürü Sanderson, Paul’ü de yanına alarak bu doğal cenneti zengin Amerikalılar’a pazarlayarak kapitalizmin merkezi yapmak niyetinde. Daha çok eşitlikten yana olan Paul’ün yumuşak karnı ise gözlerini ve düşüncelerini alamadığı Sanderson’ın her daim kırmızı rujlu, çekici nişanlısı Chenault.
Porto Riko deneyiminin Paul’ün hayatındaki etkilerini izliyoruz film boyunca.
Gazeteye ilk adım attığında politikanın neresindesin diye soruyor yayın yönetmeni.
“Tam ortadayım” diyor Paul.
Ve biz film boyunca onun politikanın ortasından soluna doğru kaymasına, bir anlamda kendi sesini bulmasına tanık oluyoruz.
Alpha beyazı Sanderson’a karşı önce ne yapacağını bilemese de sonradan kendi duruşunu sergiliyor.

HANGOVER TADI VAR
/images/100/0x0/563d21aef018fb32c8edd8e9


1970’li yılların Hollywood oyuncularından olan Bruce Robinson, Hunter S. Thompson’ın romanından uyarladığı yapımın yönetmenliğini de kendisi üstleniyor.
Daha önce The Killing Fields filmi ile 1984 yılında En İyi Uyarlama Senaryo dalında Oscar’a aday gösterilen yönetmen en son 1992’de Andy Garcia ve Uma Thurma’ın başrolde olduğu Jennifer Eight filmine imza atmıştı.
Tutku Günlükleri, günlüklerden uyarlandığı için senaryoda bazı tutarsızlıklar yok değil.
Ama özellikle içki, sefalet ve sürprizlere odaklandığı ve Hangover tadı verdiği sahnelerde keyfine doyum olmuyor.
Tutku Günlükleri, gerek felsefi söylemleri, dünyanın üçkağıdını ortaya dökmesi, gerekse eğlencesi ile keyifle izlenen bir film.
Johnny Depp’i böyle farklı bir filmde bulmuşken kaçırmayın derim.

Horoz dövüşünde rahat olun

Filmin bazı sahnelerinde Porto Riko’daki horoz dövüşleri de perdeye geliyor. Bunlar hayvan hakları savunucularını diken üstünde oturtacak sahneler. Çünkü perdede dijital değil gerçek horozlar var. Ama merak etmeyin bu sahnelerin hiçbirinde horozların tüyüne zarar gelmemiş. Çekimlere eğitmenleriyle birlikte gelen hayvanlar bizim göremediğimiz misinalarla kontrol altına alınmış ve birbirlerine dokunmalarına bile izin verilmemiş. Bu arada ufak bir hatırlatma. Horoz dövüşü ne yazık ki Porto Riko’nun en önemli kumarlarından ve yasadışı sayılmıyor.

Kulak arkasına içki

Porto Riko, içkinin, şarabın merkezi. Ama çekimlerde yönetmen ve oyuncular içkiden olabildiğince uzak durmuşlar. Çok yakın iki arkadaş olan yönetmen Bruce Robinson ve Johhny Depp her sabah bir bardağa viski koyup, içine parmaklarını daldırdıktan sonra içkili parmaklarını kulaklarının arkasına sürmüşler. Bu ritüelin güne başlarken kendilerine şans getirdiğine inanıyorlarmış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!