Savaş ÖZBEY
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2003 01:55
Kahpe Bizans, Her Şey Çok Güzel Olacak, Ömer Çip, Tatlı Kaçıklar, Zeki-Metin'ce gibi bir çok senaryoda parmağı bulunan Kemal Kenan Ergen'in üçüncü kitabı Hayat Bilgisi standlarda. Kendisi bu ismi sevmese de mizahcı-yazarla hayatı ve ondan çıkardığı bilgileri konuştuk.
İnsan 142 sayfa boyunca nasıl saçmalar? Not mu tutuyorsun, yoksa günün belli saatlerini bu işe mi ayırıyorsun?
- Yazı yazmak çok eğlenceli. Ne yazarsan onu okuyorlar. Sadece kelimeler ve ben varım. Küçükken bir filmde bir yazar gördüm. Kahve içip yazı yazıyordu. Ne güzel iş diye düşündüm. Yazmaya karar verdim. Yazarlık tembel işi çünkü.
Annenden korkmuyor musun? Yazdıklarını okuyor mu?
- Annem küçükken öldü. O yüzden yazdıklarımı okuyamadı. Sadece babam bir kısmına yetişti. O zamanlar lisede porno yazılar yazıp bunları teksir makinesiyle çoğaltıp arkadaşlarıma satıyordum. Converse ayakkabı almak için. Yedinci ayakkabımda okuldan farkettiler, babamı çağırdılar. Babam askerdi ama tuhaf bir adamdı. Tuttu, ‘‘bari elle yazma’’ diye bana daktilo aldı.
Yazarken kendin de eğleniyor musun peki?
- Tabii ki yazarken çok eğleniyorum. Bence, beni güldüren yazı iyidir. Ama bir şey itiraf etmek istiyorum, bu kitabı sırf paraya ihtiyacım olduğu için yazdım. Onun için yazdıklarımın satıp satmaması çok umrumda değil. Hayranlarım falan olsun da istemiyorum. Beni kimin okuduğu kimin beğendiği de umrumda değil. Tamamen kendim için yazıyorum. Tek istediğim bu kitabın çok satmaması. Çünkü ileride bir gün kendi kitabımı bir tezgahta bir milyon liraya satılırken görmek istemem.
n Yazılarında geylere, faşistlere ince ince giydiriyorsun. Tepki alıyor musun?
- Tepki almak istiyorum zaten. Uyuz etmek istiyorum. Ben solculuktan da hoşlanmıyorum, eşcinsellikten de hoşlanmıyorum, heteroseksüellikten de hoşlanmıyorum. Kendini tanımlayan insanları sevmiyorum.
n Tarzını nasıl tanımlıyorsun?
- Benim bir tarzım var mı bilmiyorum. Sadece bildiğim bugüne kadar her şeyin yazıldığı. Oğuz Aral gibi yazmayacaksam ne manası var ki. O yüzden farklı birşey yapmak istedim. Adını tuvalet kitabı koyalım. Öyle değil mi, bu büyük bir ihtiyaç, insan deterjan kutusu bile okuyor zorda kalınca.
n Hangi dergilerde çalıştın?
- Limon'da başladım. Sonra Nankör ve Deli dergileri var. En son Penguen'deydim, şimdi Leman'a geldim.
n Başka neler yaptın?
- İlk Hayat Bilgisi kitabını yazdım, on yıl önce. Sonra Hisseli Harikalar çıktı. Şimdi Hayat Bilgisi'nin ikincisi var. Senaryo yazarlığı yaptım. Kahpe Bizans'ı Gani Müjde'yle birlikte yazdık. Cem'le (Cem Yılmaz) Her Şey Çok Güzel Olacak filminin hikayesini yazdık. Sonra Ömer Çip ve Tatlı Kaçıklar var. Ha Zeki Metin'ce'yi de yazdım. Şimdi Hababam 7'yi yazmaya çalışıyorum.
n Çalışıyorum ne demek?
- E, çok zormuş. Bir şeyin basit olması, kolay olduğu anlamına gelmiyormuş. Dört kez baştan yazdım. Rıfat Ilgaz'ın altında ezilmek istemiyorsun. 1600 sayfa yazı yazdım.
n Hiç sahne önünde olmayı istemedin mi? Stand up falan?
- Fotoğraf çektirmeyi bile sevmiyorum. Mizahçının duygusu başkadır. Öyle bir ruh hiç taşımadım. Ama şunu söyleyeyim, yazdığım her karakteri oynayabilirim. Mesela Kakılmış. Çünkü onları oynayarak yazdım. Ben gözlemlemeyi seviyorum. Tanıdığım insanları gözlemlerim ve uzun yıllardır gözlemlediğim insanları yazarım.
n Öyle ipe sapa gelmez yazıyorsun ki, cahil misin?
- Bilmediğim şeyler olduğunun farkındayım. Ama başkasına ait olan şeyleri satmayı da sevmiyorum. Yazı yazanın bilgiden çok duyguya ihtiyacı var bence. Onca bilgili
sinema eleştirmeni var, gelsin yazı yazsınlar da göreyim. Her şeyi bilmek zorunda değilim. Bilemeyebilir ve hatta böyle de ölebilirim.
n Baştan ayağa siyah giyinmek yazarlığın raconundan mı?
- Yok ya, bir ara çok şişmanladım. Saklamak için siyaha sardım. Sonra öyle kaldı.
n Bu soruyu nasıl formüle etmek lazım bilmiyorum ama, ayıkken mi yazıyorsun?
- Şunu söyleyeyim, ben her kafada yazı yazdım. Hemen her şeyi kullandım. İlk kitabımı yazdığımda (Hayat Bilgisi-1) evliydim. Sonra bir kıza aşık oldum. Karım beni evden attı. Üç dört ay arabada yaşadım. O sırada yazdım. Ama artık duruldum. Eskisi gibi yaşamıyor insan. Eve girmediğim bir senelik dönemlerim oldu. Sabaha kadar gezip onu bunu döverdim. Bir keresinde bir gazetecinin burnunu kırdım.
n Sabıkan var mı?
- Yok ama, olmayacağını söyleyemem.
HAYAT BİLGİLERİ
MACUN: Bildiğimiz ağdanın kılsız, yünsüz olanıdır.
MİSKET: Yine ülkemize özgü bir çocuk yemidir, yıkadıktan sonra tekrar misket olarak kullanmak mümkündür üstelik.
ÜÇBUÇUK: Korkunun anal belirtisidir. Adını anal yörede meydana gelen üç uzun bir kısa zonklamadan alır.
DÜŞES: Avamın 'sen' diye hitap ettiği tek asildir.
BARON: Kuyruklu düklere baron denir.
BARONES: Aynı mekanda bulunan iki baronu birbirinden ayırt etmek için birine barones denir. Üçüncü bir baron daha varsa ona da barmen denir ve içkileri o getirir.
ANNE TAYTI: Bildiğimiz taytın ayak kısmına embesil halkalar geçirilerek tüm seksapeli alınmış halidir.
GEY: En az lise ve dengi okulları bitirmiş ipnelere gey denir.
KÖTEK: Kontrolsüz dayak.. Karşıyım.
KENDİ ANLATIMIYLA KEMAL KENAN ERGEN ?
1896 yılında Lüleburgaz'da doğdu. Şaka şaka, 1918'de Cibuti'de dünyaya geldi. 1937'de Bişkek'te ya da 1942'de Pörl Harbır'da pırtlamış da olabilir tabi. Belki de hiç doğmamıştır, doğmuş gibi yapıyordur. Belki delinin biri, hatta belki birden fazla kişidir.