Popülerlik bana göre değil

Güncelleme Tarihi:

Popülerlik bana göre değil
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2014 01:50

Nazmi Kırık, sayısız sinema filminden sonra kurallarını yıktı, “Ankara’nın Dikmen’i”ne evet dedi. Haftalardır Zirek karakteriyle evlere konuk olan Kırık, dizilerde rol almamasının nedenini “Popülerlik bana göre değil” cümlesiyle özetliyor.

Haberin Devamı

* Oyunculuk maceranız çok eski yıllara dayanıyor bildiğim kadarıyla ama sizi ekranlarda hiç görmüyoruz. Yanılıyor muyum?

- Doğrudur. 20 yıl oldu ben oyunculuğa başlayalı. Lisedeydim... Diyarbakır’da Mezopotamya Kültür Merkezi şubesi açılacak diye duydum, kalkıp gittim. Tiyatro ve dans çalışmalarına orada başladım, zamanla pek çok oyunda yer aldım. Çalışmalarıma 1996’dan itibaren Mezopotamya Kültür Merkezi bünyesinde İstanbul’da devam ettim. 2003’te bir grup arkadaşımla Seyr-i Mesel Sanat Atölyesi’nin kurdum. Sinema kariyerimse 1999’da “Güneşe Yolculuk”la başladı. 2003’te “Küçük Özgürlük”le Cannes Film Festivali’nin Yönetmenler Bölümü’nde izleyici karşısına çıktım. 2005’te “Kilometer Zero”yla Cannes’ın resmi yarışma bölümünde en iyi erkek oyuncu adayı olarak yarıştım. 2006’da çektiğim kısa metraj “Kimlik”le de Antalya Film Festivali’nde yarışmıştım.

* Yani hep beyazperdedeydiniz...

- Evet. “Organize İşler”, “Beynelmilel”, “Hükümet Kadın 1” ve “Hükümet Kadın 2”, “Pandora’nın Kutusu”, “Güzelliğin On Para Etmez”... Son olarak da Mahsun Kırmızıgül’ün yeni filmi “Mucize”...

* Peki neden dizi setlerinden bunca yıl uzak durdunuz?

- Aslında bu işe çok istekli değildim. Popülerlik bana göre değil daha doğrusu... Ayrıca yıllardır Almanya’da yaşıyorum. Dizi işi sürekli iki ülke arasında gidip gelmemi gerektiriyor, zorluyor...

* Ya şimdi...


- Şimdi de İstanbul-Hamburg arası mekik dokuyorum işte... Ama iş çok içime sindiğinden şikayetçi değilim. Bu benim ilk dizi çalışmam diyebiliriz. Daha önce “Sultan”da rol almıştım ama uzun sürmemişti.

ARTIK DAHA SIK TAKSİ KULLANIYORUM

* İşi sevdiniz yani...

- Tabii... Ne olursa olsun işini severek yapacaksın, yoksa olmuyor. Ben Zirek karakterini gerçekten çok sevdim, ona kendim şekil verdim. Zeliş’le ilişkisini, Dikmen’le olan arkadaşlığını ben şekillendirdim. Bu işi sevmeseydim, Zirek’le gönül bağı kuramasaydım sonuç böyle güzel olmazdı. Bir de hayatın içinden şeyleri anlatıyoruz. Seyircinin yorulacağını konulara girmiyoruz. O da dizinin diğer artıları işte...

* Zirek nasıl bir karakter, biraz da sizden dinleyelim?

- Zirek Diyarbakırlı bir taksici... Neden İstanbul’a gelmiş bilinmiyor. Kendisi modernleşmek istemeyen bir karakter, ama karısı Zeliş modern olmak istiyor. Böyle de bir sıkıntısı var yani...

* Bu rolden sonra taksicilerin size yaklaşımı değişti mi? Tanıyorlar mı artık Zirek’i?

- Bu diziden sonra mesleğin inceliklerini kapmak için daha sık taksi kullanır oldum. Ve evet, bazıları artık tanımaya başladı. “Dikmen nerede, bir arasana” diyenler çıkıyor. Ben de “Onun seti var, çalışıyor” diyorum (gülüyor).

* Dikmen’le Zirek dizide kardeş gibiler... Bu samimiyet nereden geliyor?

- Askerlik arkadaşım Dikmen. Dostluk, arkadaşlık bizim için çok önemli. Ayrı kaldıkları dönemde yaşadıkları onca sıkıntıdan sonra sırt sırt veriyorlar. Birbirlerinden destek alıyorlar.

* Dikmen’in büyük aşkı için neler söyleyeceksiniz bu arada?

- Beste’nin haberi yok ki Dikmen’in aşkından... Platonik yaşıyor şu an yani. O yüzden söylenecek pek bir şey yok.

Haberin Devamı

KOMEDİ İŞİ OLDUĞU İÇİN ÇEKİNİYORDUM

Haberin Devamı

* Diyarbakırlısınız, oradaki arkadaşlarınız ve akrabalarınız diziyi izliyorlar mı? Nasıl tepkiler geliyor memleketten?

- Süper... Aslında komedi işi olduğu için başlarda biraz çekiniyordum. Akrabalar, dostlar yanlış anlar mı diye düşündüm açıkçası... Çünkü benim orada bir saygınlığım var, insanlar beni sever. Ama çok şükür şu zamana kadar hiçbir negatif tepki gelmedi. Zirek’i sevdiler. Severek, gülerek, eğlenerek izlediklerini söylüyorlar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!