Popüler türkülerin ozanı Yavuz Bingöl

Güncelleme Tarihi:

Popüler türkülerin ozanı Yavuz Bingöl
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2000 00:00

Haberin Devamı

En kötüsü insanın yüreğinin üşümesiymiş. Fakat Yavuz Bingöl buna formül bulmuş: Kısa süre önce çıkarttığı beşinci albümünde, insanın yüreğini ısıtan yegane duygunun türküler olduğunu söylüyor. Sürekli aşktan söz eden türküler söyleyen Yavuz Bingöl şimdilerde dünyaya açılmaya hazırlanıyor...

Yavuz Bingöl'ün hayatında yepyeni bir dönem açılıyor. Öncelikle iki kaset çıkarttığı Prestij müzik şirketinden ayrılan Bingöl, yurtdışına açılmak niyetinde olduğunu söyleyerek Sony'ye geçti. Şirketle birlikte görünüşü de değişti. Giyimi, kuşamı, tarzı... Zaten kendi de bunun farkında. Fakat bu yeni görünümden dolayı bir korkusu olduğunu da söylemeden edemiyor. ‘‘Öyle bir dinleyici kitlem var ki; saçıma jöle sürsem hemen farkedip, değişiyor olmamdan korkuyorlar. Bıyıklarımı kestiğimde de aynı şey olmuştu. Çünkü simgeler toplumuyuz’’ diyor. ‘‘Üşüdüm Biraz’’ adını verdiği kaseti çıkalı henüz bir ay bile olmadı. Buna rağmen ilk 15 günlük satışı ikiyüzbini bulmuş.

Neden Prestij'ten ayrıldınız?

Zaten iki kasetlik bir anlaşmamız vardı. Sözleşmemiz bitince ayrıldım. Doğal bir ayrılık oldu bu.

Ama isteseydiniz yeni bir anlaşma yapabilirdiniz...

Dünyaya açılmak gibi bir niyetim var. Bu yüzden iki tane şirketle görüştüm. Biri Universal, diğeri de Sony idi. Bazı arkadaşların Prestij'e hem para, hem kaset borçları vardı. Ona rağmen ayrıldılar. Benim öyle bir sorunum da olmadı. Verdiğim sözleri yerine getirip ayrıldım.

Prestij'ten ayrıldığınız için oradakilerle bir sorun yaşadınız mı?

İki yıl boyunca arkadaşlık, dostluk yaptık. İyi, kötü günlerimiz oldu. Benim kimseyle bir problemim yok.

Peki ya onların?

Mahsun kırgın bana. Yine de ben ara sıra arıyorum onu. Mesaj bırakıyorum.

Cevap geliyor mu?

Geçenlerde Kandil'imi kutlamış o da. Yine de kırgın biliyorum. Çünkü Prestij'ten ayrılacağımı hiç düşünmüyordu.

Hakettiğiniz yerde olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Çok emek verdim bu işe. Hiçbir şey pat diye olmadı. Son beş yıldır insanların beni ve yaptığım müziği farketmeleri çok önemli. Çünkü ben 24 yıldır müziğe emek veriyorum. Evet, şimdi hakettiğim yerde olduğumu düşünüyorum.

İlk kasetinizdeki ‘‘Turnalar’’ şarkısı fazlasıyla ses getirdi. Peki ‘‘Turnalar’’ın üstüne çıkan şarkınız oldu mu?

Her sanatçının bir ilki vardır. Mesela Zülfü Livaneli'nin ‘‘Yiğidim, Aslanım’’ şarkısı, Fatih Kısaparmak'ın ‘‘Kilim’’i... O parçalar gibi bir daha çıkaramadılar. Diğer kasetlerimde de çok sevdiğim şarkılarım oldu ama demek ki insanlar üzerinde ‘‘Turnalar’’ kadar etki bırakamadı.

‘‘Hep daha iyisini başarmalıyım’’ duygusu insanda baskı yaratmaz mı?

O baskıyı sürekli hissediyorum. Hele üçüncü kasetimde bunu bizzat yaşadım. Hatta satışlara bile yansıdı. Ancak ‘‘Kara Tren’’ ve ‘‘Sarı Gelin’’ parçalarıyla başarıyı iyice yakaladım. Son kasetim çıkalı bir ay bile olmadı ama satışlar iyi gidiyor. Milyonu hedefliyorum.

Yeni şirket ve yeni görüntü. Son fotoğraflarınızda çok daha modern ve şık görünüyorsunuz.

Ne güzel! Demek ki doğru yapmışım.

Bu arada bıyıklarınızdan nasıl vazgeçebildiniz?

Geçen sene bir trafik kazası geçirdim. Arabanın airbag'i açılınca dudaklarım ve burnum biraz hasar gördü. Tedavi için bıyıklarımı kesmem gerekiyordu. Kesince yakıştığını gördüm, bir daha bıyık bırakmadım.

Özellikle kadınlar fazlasıyla beğeniyor yeni halinizi. Kadınlar deyince, çapkın bir adam mısınız?

O nereden çıktı? Hiç çapkın değilim. Çapkın olan insan üç kere evlenir mi?

Ne bileyim, mesela birde kalabilirdiniz. Gerçekten üç kere mi evlendiniz?

Tabii! Evliliği seviyorum ben. Dördüncü kez evlenebilirim. Doğruyu bulana kadar gideceğim.

Neden bitti evlilikleriniz? Şöhretinizin artmasıyla mı ilgili bu durum?

Çok küçük yaşlarda yaptım ilk evliliğimi. Aslında bunlar çok özel konular. Yalnızca, son evliliğimin bitmesi şöhret yüzünden oldu. Neden bittiğini bir anlasam zaten...

Anneniz bir ozan. Oğlunun başarılarından gurur duyuyor olmalı.

O çok mutlu. Benimle gurur duyuyor. Ben 15 yaşındayken babam, annemden ayrıldı. Üç kardeşiz ve üçümüz de annemize aşırı bağlıyız. Fakirlik edebiyatı yapmak istemiyorum ama inanılmaz sıkıntılarla büyüdük. Karakterimin oluşumunda, müziğimin gelişmesinde annemin emeği büyük. Bir kere anneme sormuştuk, ‘‘Niye evlenmiyorsun?’’ diye. ‘‘Benim kocalarım sizsiniz’’ demişti. Yetmişli yıllarda annem çok popüler bir ozandı. Hatırlıyorum; Cem Karaca, Aşık Mahsuni Şerif ve annem çok büyük konserlere giderlerdi. Annem müziği bir bayrak teslimi olarak görüyor. Bayrağı bana devretti. Sadece müzik yapıp hiç suya, sabuna dokunmadan asalak gibi yaşayan bir adam olabilirdim.

Böyle bir hamurdan yoğrulmuş Yavuz Bingöl, içinde bulunduğu camiada yaşarken zorlanıyor mu?

Benim dinleyici kitlemin profili belli. Bir kere çok entellektüel bir kesim. Siz müziğinizle onları doyuruyorsunuz ama bazen onlara yetemediğinizi hissediyorsunuz. O yüzden herşeyi birazcık bilmeniz gerekiyor. Bundan dolayı sürekli kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Zaten türkülerin de her zaman politik ve muhalif bir yanı vardır. Böyle olunca seni kabul etmek istemeyen insanlar oluyor.

Babanız arayıp, soruyor mu?

Ara sıra görüşüyoruz.

Peki ünlendikten sonra mı görüşmeye başladınız?

Arada bir görüşürdük. Aslında ilişkimiz iyi bir boyutta olmasa da yine de babamdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!