Güncelleme Tarihi:
"Akademi Türkiye" yarışması ile özellikle genç kızların gönüllerinde taht kuran Barış Akarsu, en çok satan magazin dergisi Hafta Sonu dergisinin sorularını yanıtladı. Star TV’de yayınlanan "Yalancı Yarim" dizisinde oynayan Akarsu, "Popüler olmak güzel bir duygu, ama ben popüler olmak istemiyorum. Kalıcı olmak istiyorum. Popülerlik bana göre değil" diyor.
n Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
- 29 Haziran 1979 Zonguldak doğumluyum. İlk, orta ve liseyi Amasra’da okudum. Çocukluğum ve gençliğim Amasra’da geçti. Lise bittikten sonra Ankara’ya çalışmaya gittim. Çeşitli işlerde çalıştım.
n Neler yaptınız?
- Garsonluk, barmenlik, komilik yaptım. Yani genelde hep eğlence sektörünün içindeydim. Sonra memleketime döndüm. Ancak sıkılınca tekrar ayrıldım ve Karadeniz Ereğlisi’nde profesyonel anlamda müzik yaşantısına başladım.
n Daha öncesinde müzik çalışması var mıydı?
- Evet, okul yıllarında başladı müzik yaşantım. Amasra’da kumsalda arkadaşlarımızla gitar çalardım, sonra grup kurdum. Ardından Antalya’ya gittim ve animatörlük yaptım. O dönemler çok yorucu, ama en çok zevk aldığım dönemlerdi. Sonra tekrar Karadeniz Ereğlisi’ne döndüm. Orada 5 sene süren bir çalışmanın ardından Akademi Türkiye’ye katıldım. Ondan sonra hayatımda büyük bir değişim oluştu.
n Yarışmadan sonra neler oldu?
- Direkt bir albüm çalışmasına girdim. Şirketim Seyhan Müzik bana bu konuda çok yardımcı oldu. Bana güvendi ve bir albüm yaptı. Albüm çıkmadan önce birçok yerde konserler verdim. Albümü çıkmadan konser veren ilk adam benim herhalde. Konserler albüm çıktıktan sonra da devam etti. İki sene içinde 200’e yakın konser verdim.
n İkinci albümünüz de çıktı...
- Önce tanıtım yaptık, sonra klip dönmeye başladı, en son da albüm piyasaya çıktı.
n Yani tersten başladınız.
- Dünyada bu şekilde yapılıyor. Önceki albümde de böyle yapmıştık.
n Gelelim oyunculuğunuza...
- Akademi Türkiye’den çıktıktan sonra birçok oyunculuk teklifleri aldım. Ama yapmam gereken ilk işin müzik olduğunu biliyordum ve önce müzik yaptım. Çünkü benim kimliğim müzisyenlik. İki sene boyunca konserler verdikten sonra şimdi dizi zamanı olduğuna karar verdim ve gelen teklifi kabul ettim.
n Akademi Türkiye’den sonra yurtdışına gitme olayı vardı sanırım.
- Bazı vaatler vardı. Albüm çıkacaktı, birinci olanlar yurtdışında tekrar yarışacaktı falan. Ancak yurtdışındaki organizasyonda dağılmalar oldu, o Türkiye’ye de yansıdı. Buradakiler de ipin ucunu bıraktılar. Çünkü televizyonda biliyorsunuz yayınlandığı sürece değerli her şey. Bu yarışmacılar için de geçerli. Program bittikten sonra onlara bir getirisi olmadığı için hiç kimse ve hiçbir şey onların umurunda değil.
n Yarışmanın üç starı idiniz. Siz, Pınar Aydın ve Özgür Çevik. Üçünüz de şu anda dizilerinizle ekrana geliyorsunuz. Onların dizilerini seyredebiliyor musunuz?
- ’Yabancı Damat’a bir ara takılmıştım. Çünkü orada çok değerli oyuncular var. Çok hoşuma giden bir dizi idi. Pek dizi kültürüm yok. O yüzden bu aralar seyredemiyorum. Benim dizim başlayınca zamansızlıktan Pınar’ın oynadığı diziyi seyredemedim.
n Bir yerde yine birbirinize rakip oldunuz...
- Ben bunu rakip olarak görmüyorum. Çünkü herkes kendi yolunu çizmiş durumda. Herkes yapmak istediğini yapıyor. Önce müzisyen kimliğimle başladım, şimdi buna bir de oyunculuğu eklemek istiyorum. İkisi de benim için çok değerli şeyler. İkisi de sanat. Yani sanat yapıyorum. Tam donanımlı sanatçı olmak istiyorum. Bunun için de elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
n Oyunculuk eğitimi aldınız mı?
- Almadım, tamamen kendi doğal hareketlerimle bu işi götürüyorum.
n Yeterli oluyor mu?
- Olmuyor tabii ki. Sonuçta eğitim şart. Ama ilk başta en önemli şey duygulardır.
n Eğitim almayı ya da oyuncu koçu ile çalışmayı düşünüyor musunuz?
- Almayı tabii ki düşünüyorum. Bir ara oyuncu koçu almayı düşündüler. Ancak daha sonra buna gerek kalmadığına karar verdiler. Ama ben mutlaka oyunculukla ilgili bir ders alacağım. Ben müzisyenim, ama müzikle ilgili ders de alıyorum. Şan eğitimine devam ediyorum.
n Ünlü olduktan sonra hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu?
- Hayatımda ahım şahım bir değişiklik olmadı. Çünkü buna ben izin vermedim. Tabii ki ekonomik anlamda daha da rahatladım. Ama normal yaşantım hálá eskisi gibi. Aynı dostlarım, aynı arkadaşlarım, aynı bara gidiyorum.
n Popüler olmak nasıl bir şey?
- Güzel bir duygu da, popüler olmanın peşinde değilim. Kalıcı olmak istiyorum. Popülerlik bana göre değil.
n Gelelim diziye. ’Yalancı Yarim’ yıllar önce Belgin Doruk ile Ayhan Işık’ın başrollerini paylaştığı ’Küçük Hanım’ sinema filmlerinden birisi olan ’Küçük Hanım’ın Şoförü’nün yeni versiyonu. O filmi seyrettiniz mi?
- Eski filmleri seyretmekten çok zevk alırım. Ama onu seyredip seyretmediğimi hatırlamıyorum. Belki seyretmişimdir. Kafamda canlandırdığım bir Türk filmi karakteri var. O da bu dizide var. Bu tüm dizilerde var. Biz duygusal bir milletiz. Zengin-fakir hep işleniyor.
n Dizide otomobil yarışçısı Alfonso Tarık’ı oynuyorsunuz.
- Motorlu taşıtlara karşı aşırı bir ilgim var. Motoru çok seviyorum ve motosiklet kullanıyorum. Ayrıca deniz sporlarıyla da uğraşıyorum. Arabaya karşı bir düşkünlüğüm yok, ama kullanmayı da seviyorum.
n Yeni albümünüzün ’Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek’ adının anlamını açıklar mısınız?
- Anlamı şu: Öyle bir sistemin, öyle bir olayın içindesin ki bulutların üzerinde yürüyorsun. Önemli olan o bulutların üzerinde düşmeden tutunabilmek. Onu zemin kabul ederek sağlam bir şekilde yürüyebilmek.
n Yemekle aranız nasıl?
- Yemek yemeyi severim. İyi balık kızartırım.
n Nelerden nefret edersiniz?
- İkiyüzlülük ve riyakarlıktan nefret ederim. Ben dobra bir insanım, herkesin yüzüne karşı konuşurum. Karşımdakilerden de bunu beklerim.
n Bunlarla ilgili başınıza bir şey geldi mi?
- Sürekli eğlence sektörünün içinde olduğum için çok insan tanıdım. Önümden gülüp arkamdan iş çevirenleri gördüm. O sektörün içinde bunlar çok fazla. Çünkü bu insanlar bir an önce öyle bir şey yapalım ki tavana vuralım diyorlar. Bunları gördüm.
Benim şarkılarım söylensin
n Gelecekle ilgili planlarınız nedir?
- Kalıcı, güzel şeyler yapabilmek. İnsanların kumsalda benim şarkılarımı söylemelerini istiyorum. Çok büyük topluluklara konser vermek istiyorum. Konserlerimde insanlar böyle deli gibi bağırsın, zıplasın, eğlensin, deşarj olsun. Çünkü onların vermiş olduğu enerji bana geliyor ve ben o enerji ile kendimi tamamlıyorum. Hani alkışlarla besleniyorum derler ya bir sanatçı için bu çok doğru bir şey. Ben bunu yaşadım. Beğenilmek duygusu çok özel. Seni çok güzel motive ediyor. Doğru şeyler yaptığınız sürece doğru şeyler seni bulur.