Güncelleme Tarihi:
Redd yıllardır müzik dünyasının içinde olmasına rağmen hep sessiz ve derinden ilerliyordu. Ta ki “Prensesin Uykusuyum”a kadar...
- Evet, biz biraz mesafeli bir grubuz. Her yerde olmak adına özel bir çabamız yok. Türkiye’de magazinle yoğrulan bir popüler kültür anlayışı var. O işler de bize ters... Biz böyle güzeliz.
“Prensesin Uykusuyum” 2006’da çıkardığınız “Kirli Suyunda Parıltılar” albümünüzde yer almıştı. şarkının bunca zaman sonra Çağan Irmak’ın dikkatini çekip filmine adını vermesi, aynı zamanda soundtrack olarak kullanılması büyük şans olsa gerek...
- Galiba buna iki yönlü bakmak lazım. Çağan’ın düş dünyası bu şarkı ile buluşmuş. şarkı olmasaydı belki de başka bir filmle karşımıza çıkacaktı. Çağan bize film fikrini anlattığında grupta kimse “Yaşasın, işte beklediğimiz fırsat” şeklinde bir yorum yapmadı. Biz sadece 2006’da yaptığımız bu şarkının birilerine ulaşmış olduğuna sevindik. Film, şarkının daha fazla kişiye ulaşması için araç oldu. Kısacası bu şanstan öte bir tür denk geliş...
Hayatınıza hep şanslar mı yön verdi yoksa gerçekten büyük bir dönüm noktasına geldiğinize inanıyor musunuz?
- Sürekli üretim içinde olan bir grubuz, yaptığımız işlere güveniyoruz. Bu nedenle büyük bir dönüm noktasına geldiğimizi düşünmüyoruz. Tabii ki tanınırlığımız bir miktar artacaktır ancak biz bildimizi yapıp düşündüğümüzü söylediğimiz sürece sistemle olan ilişkimiz dün olduğu gibi devam edecek. Belki tek bir farkla; giderek artan, bizi daha çok anlayan ve destekleyen dinleyici sayısıyla...
SETE GİDİP EKİPLE ÇEKİRDEK ÇITLADIK
Çağan Irmak nasıl bir yönetmen sizce? şarkıları bestelerken sizi özgür bıraktı mı?
- Çağan iyi bir yönetmen ve arkadaş. Bize göre o, ortalıkta havalı havalı dolanan yönetmen kimliğinden çok daha sahici biri...
Hiç sete gidip, orada vakit geçirip, oyuncularla tanıştınız mı?
- Sete sadece bizim sahnemiz çekildiği gün gittik. Oyuncularla ve ekiple orada tanıştık ama çok fazla zaman geçirmedik. Bir ara hep birlikte bahçede çekirdek çıtladık. Samimi bir ortam vardı yani. Sonra onlar da bizim konserlerimize geldiler.
Yeni bir albüm kaydetmek mi yoksa film müziği yapmak mı daha kolay?
- Hepsinin zorlukları var ancak film müziği daha zor, hele bunu band kimlikli bir grup yapıyorsa. Kolay olmadı ama güzel bir deneyimdi.
ÇAĞAN TAMAMEN BİZİM GİBİ BİRİ
“Prensesin Uykusuyum”u yazan Redd’le onu dinleyen Çağan Irmak’ın beyazperdeye yansıyan dünyası arasında parallellikler var mı?
- Hem düşünsel hem de ideolojik olarak tamamen aynı olduğumuzu gördük Çağan’la... Bizim gibi biri Çağan, Redd’e benziyor. Biz de ona benziyoruz aslında. Bu nedenle sahiden denk gelmişiz.
Mor ve Ötesi, “Mustafa Hakkında Her şey” filminden sonra başka bir kariyere başlamıştı. Tuhaftır, film müzikleri yıllardır var olan gruplara sanki sihirli bir el gibi dokunuyor.
- Mor ve Ötesi’ne filmin nasıl bir faydası oldu, bunu kestirmek zor. Önceleri daha amatör kimlikli işler yaparken, Tarkan Gözübüyük ve “Dünya Yalan Söylüyor” sayesinde hayatları değişti. Ama film de faydalı olmuş olabilir tabii...
Ufukta hangi yeni projeler var?
- Bir single projemiz var. Hemen ardından “21”e bir video çekeceğiz. Gelecek yıl da yeni bir albüm çıkarmayı düşünüyoruz.
MÜZİK DÜNYASININ EN FARKLI GRUBUYUZ
şarkının bu filmden sonra grubun önüne geçtiğini düşünüyor musunuz?
- şarkı bizim, ister önümüzde ister arkamızda olsun. Ancak böylesine anlamlı bir şarkının daha çok dinleyiciyle buluşuyor olması, sözlerin anlaşılmaya çalışılması, bizim için çok önemli. Ukalalık ya kendini beğenmişlik gibi olmasın ama Redd müzik dünyasının en farklı grubu. O yüzden türlü türlü sıfatlarımız var. Bu farkı yaratan en önemli unsur şarkılarımız, duruşumuz... Bu yüzden şarkılar bizim bir parçamız. Konser afişlerinde Redd’in yanına “Prensesin Uykusuyum” yazacak bir grup olmadığımıza göre mesele yok.