Serhan YEDİG
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 2004 12:05
Bono, Britney Spears, Elton John, Elvis Costello gibi ünlüler Rolling Stones Dergisi için son 50 yılda pop müziğine damgasını vuran ‘ölümsüz’ isimlerin portrelerini yazdı.
Kalemi eline alan ünlülerden bazıları bu fırsatı ustalarına hayranlıklarını ifade etmek için kullanmayı seçti. Billy Joel gibileri ise yeri gelmişken arkadaşlarını inceden iğnelemeyi tercih etti.
50 ÖLÜMSÜZ İSİM
Rolling Stones dergisi için son 50 yılda pop müziğe damgasını vuran 50 ölümsüz ismin portresini yazdı. Derginin piyasadaki son sayısında özel bir bölüm ayrılan yazılar her bir starın illüstrasyonlarıyla yayınlandı. Kalemi eline alan ünlülerden bazıları bu fırsatı ustalarına hayranlıklarını ifade etmek için kullanırken bazıları fırsat bu fırsat deyip, inceden iğnelemeyi tercih etti.
ÖVGÜLER VE YERGİLER GEÇİDİ
Mesela Elvis Costello, Beatles için, dağılmalıydılar, çünkü şarkıları artık dinleyicilere aitti, diye yazdı. Elvis Presley’i yazan Bono, ‘Neden idollerimizin kendi yarattıkları çarmıha gerilmesini bekleriz, ölmeyince paramızı geri isteriz? Fakat Amerika onu ısırmadan Elvis Amerika’yı yemişti...’ yorumunu yaptı. Billy Joel ise Elton John’a iğnesini batırmaktan geri kalmadı: Neden daha az şarkı bestelemiyorsun Elton? Sayfa 16-17
BRITNEY SPEARS, MADONNA’YI YAZDI
Affedersiniz ama, ABD Başkanı yerine Madonna’yla buluşmayı tercih ederim. İzah etmesi zor, fakat kişiyi yıldız yapacak sihirli bir özelliğe sahip. İçi ışık dolu, hepimizden daha dikkat çekici. Hálá zirvede, orospu hálá güzel.
BOB DYLAN
Şarkı sözlerini daktiloyla yazan besteci
Güçlü bir şarkıcı, sesinde sayısız karakter barındıran büyük bir müzikal aktördür Dylan. Onu birlikte çalışmaya başladığımızda tanıdım. İlk şarkılarında, anlattığı kişileri sert ve acımasız bir üslupla anlatır. Folk müziğin saflığını savunanlara karşı isyan bayrağını açar. ‘Like a Rolling Stone’ ya da ‘Ballad of a Thin Man’i söylerken kararlıdır sesi. İsyana isyan eden bir isyankardır. O yıllarda Dylan’ın arkadaşları müzikçiler değil, Allen Ginsberg gibi şairlerdi. Dostluklarının esiniyle şarkılarda o güne kadar rastlanmayan imgeler yarattı. 1966’da Nashville’e gittiğimizde, hayatımda ilk kez daktiloyla çalışan besteciyle karşılaşmıştım. Stüdyoda bir kenara çekilir, şarkılara söz yazardı. Çalışırken klik, klik, klik, ding sesi duyulurdu. Müthiş hızlı yazardı, çünkü anlatacağı çok şey vardı. Bestecilikte gelenekseli aşmayı, gerektiği kadar uzun yazabilmeyi, yaratıcılığı nereye kadar kullanmak gerektiğini ondan öğrendim. Engelleri yıkıp, şarkılara gökyüzünün sonsuzluklarını açtı. Şimdilerde yazdıkları da harika şarkılar. Büyüleyici bir samimiyet var içlerinde. Dylan hep iyinin ölçütü olarak kalacak.
Robbie Robertson
STEVIE WONDER
Şarkısını söylemek için kıçımı yırtmıştım
Öyle çok yeteneği var ki, bunlardan hangisinin onu gelmiş geçmiş en büyük isimlerden biri yaptığını söylemek zor. Önce sesinden bahsetmek lazım. Ray Charles’la birlikte gelmiş geçmiş en büyük blues şarkıcısı. Hiç kimse onun gibi söyleyemez. Biliyorum, çünkü ‘Signed, Sealed, Delivered’ı albümümde söylerken, onun çıktığı tiz seslere ulaşmak için kıçımı yırtmam gerekmişti. Piyanist olarak yıllarca birlikte çaldık, hálá yaratıcılığıyla beni şaşırtır. Onu bir de armonika çalarken dinleyin... Sanırım iyi bir müzikçiyim. Ama o başka bir ligin oyuncusu. Charlie Parker, John Coltrane’le çalar, yine de özgün sesini koruyabilir. İyi bir insandır. Müziğini iyilikler için kullanır. Mesajı sevgidir ve günümüzün dünyasında parlak bir ışık gibidir.
Elton John
ELTON JOHN
Neden daha az şarkı bestelemiyorsun Elton?
Ondan önce rock dünyası James Taylor benzeri gitarcı bestecilerle doluydu. Elton sayesinde rock müziğine piyano eksenli şarkılar girdi. Piyanosunu vurmalı çalgılar, davul gibi de kullanır. Elton’ın müziği ritmiktir, Afrika esintileri taşır, gospel ve blues’un en iyi örneklerinden kaynaklanan senkoplar içerir. İlk döneminde, yani ‘Elton John’ albümünden ‘Goodbye Yellow Brick Road’ albümüne dek Bernie Taupin’le harika şarkılar yazdı. Benim gibi komik görünümlü piyanist, şarkıcı ve bestecilere sahne yolunu açtı. İkimiz de büyük rock gruplarının piyanisti olmaya hazırlanıyorduk, sonunda aptal gözlükleriyle ortada dolaşan iki rock starı olduk. 1993’ten bu yana şarkı yazmıyorum. Ne zaman karşılaşsak bana ‘Billy neden yeni şarkı yazmıyorsun’ diye soruyor. Ben de ona ‘Sen neden daha az şarkı yazmıyorsun’ diyorum...
Billy Joel
RAY CHARLES
Notalara ruhunu koyuyor
Şarkılardaki vurgusu kimseye benzemez. Zamanı kullanması çok farklıdır. Beklediğinizi yapmaz. Fakat tercihi hep doğrudur. Büyük cazcılar gibi müziğinde zamanla oynamayı bilir. Sesinin yanı sıra bestelediği şarkılar da müthiştir. Büyük müzikçi, müthiş stüdyo sanatçısı, harika bir prodüktör ve büyüleyici bir düzenlemecidir. Bu nedenle ona ‘dahi’ denmiştir. Country müziğini nasıl yeniden yarattığını hatırlayın. İnsanoğlu için sınır olmadığını göstermiştir. Dokunduğu her şeye kişiliğini katar. Onu dinlerken hep bir şeyler öğrenirim. Soul müziğini bana Ray Charles, Sam Cooke, Bobby Bland, Solomon Burke gibi sanatçılar öğretti. Onlar müziğe ruhlarını katabilen sanatçılar. Bu müzik pazarlama faaliyetlerinden bağımsız olarak evrenselleşmiştir. Ray Charles müziği kendi gibi kalarak değiştirmiştir.
Van Morrison
BEATLES
Dağılmalıydılar, çünkü şarkıları artık dinleyicilere aitti
Beatles’tan önce İngiltere’nin kuzeyinden hep komedyenler çıkardı. İlginçtir, grubun ilk plaklarını basan firma komedi yayımlayan Parlophone. Beatles sayesinde ilk kez tüm dünyanın ilgisi aynı anda bir gruba odaklandı. Plakları sonsuza kadar satabilir ama dinleyiciler Michael Jackson’ı hiçbir zaman Beatles kadar önemsenmeyecek.
Beatles sayesinde şarkı yazmak sıra dışı bir eylem olmaktan çıktı. Ciddi konular, sorunlar pop şarkılarına girdi. Lennon ve McCartney olağanüstü yetenekli besteci, iyi birer şarkıcıydı. McCartney ayrıca gerçek bir gitar virtüözüydü. Çok parlak olmasa da Harrison’ın soloları mırıldanmaya müsait, ayrıca düzenlemelere uygundu. Ringo Starr kimsenin taklit edemeyeceği üsluba sahipti, deneyenler beceremedi.
En sevdiğim albümleri ‘Rubber Soul’ ve ‘Revolver’. İkisinde de blues, psychedelia, protest gibi diğer müziklerin izi hissedilmekle birlikte bu açıkça yapılmıyor, ayrıca dönem müziği değil.
1999’da, Paul McCartney’le bir konser vermiştik. Provalarda ‘All My Loving’de eşlik üzerine konuştuk. Fakat sahneye çıktığımızda, daha ilk dizelerde dinleyiciler hep bir ağızdan söylemeye başladı. Şarkı kaybolup gitti. O an Beatles’ın neden konserlerine son vermek zorunda kaldığını anladım. Artık şarkılar onların değil, herkesindi.
Elvis Costello
ELVIS PRESLEY
Amerika onu ısırmadan o Amerika’yı yedi
Elvis müzikal, cinsel ve politik açıdan her şeyi değiştirdi. Elastik sesi ve vücuduyla hepimize çok şey sundu. Onunla birlikte dünya da değişti. 1950’lerin pop ikonuydu ama 1960’lardakilerin yeteneklerine sahipti. 1970’lerde şöhreti hayranlarıyla kan bağına dönüştürdü. Dünyevileştikçe hayranlarının gözünde tanrılaştı. Bay Pelvis (leğen kemiği) Elvis’in bir eli blues birikiminde, diğeri rock müziğinin köklerini oluşturan gospel’lardaydı. Omurgasından kıvılcımlarla akan şimşekle bir kuşağın tüm bireylerine elektroşok tedavisi uyguladı. Onları duyarsızlığı reddetmeye çağırdı. Elvis politik bir kişilik gibi görülmeyebilir. Fakat bireylerin dünyayı algılayış biçimini değiştirmek politik bir yaklaşım, engelleri yıkmak sosyal hak mücadelesine katkıdır. Neden idollerimizin kendi yarattıkları çarmıha gerilmesini bekleriz, ölmeyince paramızı geri isteriz? Fakat biliyor musunuz, Amerika onu ısırmadan Elvis Amerika’yı yemişti...
Bono
MICHAEL JACKSON
Aynı çağı paylaştığımız için şanslıyız
Michael Jackson dünyanın en büyük şovmeni. Ondan önce Beatles, Elvis, Frank Sinatra vardı. ‘Billie Jean’ en önemli albümüdür. Sadece ticari başarısıyla değil, albümün derinliğiyle de dikkat çekici. Billie Jean şarkısını 12 parçaya bölüp, 12 liste başı şarkı yapabilirsiniz. Michael Jackson’sız bir dünya bugünkünden çok farklı olurdu. Böylesine yetenekli bir sanatçıyla aynı zaman dilimini paylaşmamız hepimiz için büyük nimet, çünkü hepimizin hayatını zenginleştirdi.
Antonio ‘La’ Reid
ROLLING STONES
Hayret, Keith hálá hayatta
Genç kuşaklar Rolling Stones’u sadece pop ilahı olarak tanıyor. Müzikleri hakkında pek fikirleri yok. Fikir edinmek isteyenlere ilk dört albümlerinin Amerikan versiyonlarını göndermek isterdim: ‘England’s Newest Hitmakers’, ‘12x5’, ‘Now’, ‘Out of Our Heads.’ Dersimizin ikinci bölümü topluluğun en parlak çağı üzerine olurdu: ‘Beggars Banquet’, ‘Let It Bleed’, ‘Sticky Fingers’, ‘Exile on Main Streeet.’ Tarihe geçecek tempoyla birbirinden güzel albümler yaptılar. Ve tüm bunları 3 buçuk yılda gerçekleştirdiler. Müzikleri sıra dışı denecek kadar kaliteliydi. Heyecan verici, tuhaf ve mükemmeliyetten uzaktı. Müziklerine ve tavırlarına baktığınızda, tıpkı geleneksel blues sanatçıları gibi, ‘Şov dünyasının parçası değiliz, pop yapmıyoruz’ diye haykırdıklarını fark ediyordunuz. Bugün Stones, birçok açıdan, 1960’lardan daha iyi çalıyor. Jagger kadar iyi olabilmek için en az ondan 10 kat uzun yaşamak gerek. Keith’in bugüne kadar hayatta kalması bile başlıbaşına hayret verici. Konserlerde dinleyicileriyle iletişimleri geçmişteki kadar güçlü. Hálá onlardan öğreneceğimiz çok şey var.
Steven Van Zandt