Perde arkasındaki adamÇıkış şarkısı ‘Şakası Yok’ her yerde çalınıyor ama kimse bunun kime ait olduğunu doğru dürüst bilmiyor. İşte o perde ardındaki isim, Nedim Zeper... Adanalı olan 27 yaşındaki şarkıcı ‘Bu piyasa zor. Allah hepimizin yolunu açık etsin’ diyor:
İlk program iskelede
Açıköğretim Fakültesi Çalışma Ekonomisi ikinci sınıf öğrencisiyim. Şan eğitimi de aldım. 8 yıldır İstanbul’da, albümümü çıkarmak için çalışıyorum. Aslında Adana’da nakliyat üzerine bir aile şirketimiz var. Bu yüzden iki ay İstanbul, iki ay Adana şeklinde sürdü hayatım. Bu süre içinde hiçbir yerde bar programı yapmadım. Sadece tarihi Moda İskelesi var. Oranın müşterisiydim. Bir gün gittim dedim ki sahibine ‘Ben burada program yapmak istiyorum’. Şaşırdı. Orada bir süre çıktım işte...
Kendimi göstermedim
Hiç promosyon çalışması yapmadım. Bilinçli olarak kendimi göstermedim. Klibim Kral TV’de 6 numara. Powertürk’te ise günde 7 defa dönüyor. Klipte ben de varım ama uzak çekim. Çünkü görüntümün değil işimin ön plana çıkmasını istedim. Albüm bir ay önce çıktı. Yeni sanatçılar olduğumuz için albümümüz raflarda önlerde değil. Satar mı endişesi var elbette...
Karmaşa ağır geliyor
Geçenlerde bir arkadaşımız albüm çıkma aşamasında zor anlar yaşadı. Onun adına o kadar üzüldüm ki... Hepsinin Allah yolunu açık etsin! Bu çok geniş bir piyasa. Herkese bir ekmek var. Şimdilerde en çok söylediğim parça ‘14 Bahar’. Bunu benim çocukluk arkadaşım yapmış. Onun bir yerlere gelmesi, başarılı olması bana mutluluk vermezse, kendimle ilgili sorunum var demektir. Yaptığım en iyi şey Adana’daki arkadaşlarımdan enerji almak, evimden çıkmamak, dost sohbetleri... Bir aşamadan sonra bu karmaşayı çekememeye başlıyorsun.
Diziyle gelen söhretHaziran Gecesi dizisinde kullanılması sayesinde daha geniş kitlelere ulaşan ‘14 Bahar’ adlı şarkısına nihayet klip çeken Melih Görgün, üniversitede mühendislik eğitimi almış. Ardından işletme master’ı yapmış. Şu anda ise uluslararası ilişkiler doktorası sürüyor. Bir yandan da konservatuvarın keman bölümünde öğrenimine devam eden Görgün’ün hayatı epey hareketli:
15 bin kişi söyledi
Klibi Rumeli Feneri, Tarabya ve Üsküdar sahilinde çektik. İnsanlar merak ediyorlardı bu şarkıyı söyleyen kim diye, sonunda görecekler. Ama klipten önce şarkımın tutması çok güzel. Geçen hafta Bilkent’teki bahar festivalindeydim. 15 bin kişi hep bir ağızdan ‘14 Bahar’ı söyledi, çok duygulandım. ‘Yoksun’ şarkımı da söylüyorlar aynı şekilde. İnşallah daha iyi olacak.
Her şarkıda aşk var
Aslında sanıldığı gibi aşk günümüzde şekil falan değiştirmiş değil. Sadece değişik halleri var bana göre. Platonik olanı var, aşık olduğunu sanıp olmadığını anladığın durumlar var, ulaşabildiğiniz var, bitenler var... Ve ne olursa olsun şarkılarda her zaman yer alıyor aşk... Yaşadığım kıpırtılar mutlu, acılarsa hüzünlü şarkılar yapmama sebep oluyor haliyle...
Saçma rekabet gereksiz
Bizlerde hırsın olması mutlaka gerekiyor ama fazlası kötü. Bu hırs diğerlerinin önünü kapatmak anlamına gelmemeli. Kimse ‘Ben daha iyi aşığım, daha iyi şarkılar yaparım’ diyemez! Böyle saçma bir rekabete gerek yok. İnsanlar kalitesiz işlerden bıkmış durumda. Yeni arkadaşların iyi işlerinden mutlu olmalıyız, herkes de birbirine elinden gelen desteği vermeli. İnsanlar hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçmemeli.
Bir rock müzik aşığıMilas doğumlu olan ve ailesi hálá orada yaşayan 27 yaşındaki Keremcem’in çıkış şarkısı ise ‘Nerelere Gideyim’... Yaklaşık 10 yıldır müzik yapan genç şarkıcı, rock müzik sevgisiyle gitar çalmaya başladığını, o sevgiyi de bir daha içinden çıkarıp atamadığını belirtiyor:
Milas’tan İstanbul’a
Gitar dersleri sayesinde sesimin de güzel olduğunu keşfettim ve yer aldığım gruplarda solist olarak çalıştım. Bu arada eğitim de devam etti, Ege Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler’i bitirdim. Müzik eğitimi almadım ama... Yeteneğimin ve öğrenme arzumun üzerine giderek başladım müziğe... Önce söz yazmıyor, Cahit Sıtkı Tarancı şiirlerine beste yapıyorum. Ortaya çıkan sonuç hoşuma gitti, söz yazmaya başladım. Ardından İstanbul’a gelmeye karar verdim. Üç yıldır da buradayım. Albüm çıktığında radyolarda ‘Eylül’ çalınıyordu. Ama biz ‘Nerelere Gideyim’e klip çekmek istedik.
Aşk acısı şarkı yaptırıyor
27 yaşındayım ve tam doğru zamanda çıktığıma inanıyorum. Mutluyum, gurur duyduğum bir albümüm var. Yavaş ve emin adımlarla gidiyorum. Bana aslında aşktan çok aşk acısı şarkı yaptırıyor. Yani biriyle birlikteyken, duygularım tatmin olurken yapamıyorum. Umarım daha profesyonel olup, başkalarının aşklarından ya da hayali aşklardan da şarkı yaparım. Bu albümümde de eserlerin çoğu bir dönem yaşadığım aşk acısından doğdu. Hálá beş yıl önceki aşka şarkı yapıyorum. Romantizm ağlamak olabilir ama onun da şekilleri var. Salya sümük, yapış yapış değil yani...
Bunlar bebek adımları
Diğer arkadaşlarımı da takip ediyorum ve çok seviniyorum aslında... Hepimiz de daha bebek adımlarımızı atıyoruz. Başarıyı ticari olarak sağlamamış olabiliriz ama bir şekilde insanların sevdiği, şarkılarını söylediği kişileriz. Aynı yolu yürüyoruz. Birbirimize destek olmalıyız. O yolda birbirimizin üzerine çıkarak bir yere varamayız.
Okulu yarım bıraktıran tutkuİlk olarak radyolarda dikkat çeken ‘Gidersen’ şarkısı, ardından klibiyle kendisini gösterdi. Adana doğumlu 25 yaşındaki Cüneyt Tek, İstanbul FM’de canlı istek programı ve radyo programcılığı ile ısındığı müzik dünyasında şimdi kendine sağlam bir yer edinme telaşında:
Sesini radyoda duyurdu
Ben liseyi Adana’da bitirdim. Sonra ailemin isteğiyle Anadolu Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ne girdim. Ama yarım bıraktım, çünkü sevdiğim işi yapmak istiyordum. Radyoculuğu seçtim. Radyoda büyük bir kitlem vardı, bunun benim için büyük avantajı oldu. Programımı Şahin Özer’in oğlu Fatih dinliyordu. Babasına benim bestelerimin ve sesimin iyi olduğunu söylemiş. Bunun üzerine bir görüşme yaptık, olumlu geçtik. Albüm gündeme gelince de radyoyu bıraktım. Şimdi ise Radyo Şahin’deyim.
Aşık olmak istiyorum
Aşık olmak, aşk yaşamak istiyorum. Aşksız geçen ömür harcanmış bir ömürdür bence. Yaptığım şarkıların da kendi duygularımdan beslenerek yapılmış olmasını isterim hep. Aşkım, mutluluğum, hüznüm, nefretim... Hepsi içinde yer almalı. Bütün şarkıları böyle yapamıyorum ama yine birebir yaşanmış, hissedilmiş duygulardan yola çıkıyorum. ‘Gidersen’ de öyle... Ama aşkı sevgiyle karıştırmamak gerek. İnsan defalarca aşık olabilir, sevgi ise ayrı bir şey. Bir insanın gülüşünü, konuşmasını seversin, bir ömür boyu geçmez.
Birbirimize köstek değiliz
Biz Nedim Zeper’le aynı mahallenin çocuklarıyız. Melih’le de öyle. Adanalıyız. Gerçekten hepsinin şarkılarını severek dinliyorum. Sanatçılar arasında dostluk yoktur diye duydum ama biz Nedim’le, Ulaş’la, Melih’le nerede olursak olalım görüşüyoruz. Burada yeni tanıdığım arkadaşlarım da oldu. Bu yeni grup, birbirimize kesinlikle köstek değil destek olacağız. Tatlı rekabet olması iyidir ama çok büyük hırslar kötü sonuçlar doğurur. Sonuçta biz müzik yapıyoruz ve hepimiz aşkı, sevgiyi anlatıyoruz. Herkese tek sözüm var: Hayatlarından sevgiyi ve aşkı hiç eksik etmesinler.
Babası gazeteci olmasını istiyorduGamzeler klibi ekranlarda dönüp duran, kısa sürede dedesi ve babaannesine ithaf ettiği bu şarkıyı herkese ezberleten 27 yaşındaki Ulaş Ay, gazeteci Savaş Ay’ın oğlu... Babasının yakın zamana kadar bir ümitle gazeteci olmasını beklediği, hatta bu meslek için Londra’da eğitim bile alan Ulaş, yine de müzik aşkını içinden söküp atamamış ve yolunu bu yönde çizmiş. İşte kendi ağzından müzikal yolculuğu:
Çıkışım biraz tuhaf
İlk çıkışım biraz tuhaf oldu. Çıkar çıkmaz plak şirketim Universal iflas etti. Bu kadar çalışma boşa gidecek diye de korktuk haliyle... Fakat ‘Gamzeler’ şarkısı radyoda tutunca, Spotek firması bunu değerlendirmek istedi. Görüştük, güzel bir klip çektik. Şarkı her yerde çalmaya başladı.
Aslında yıllardır müzikle iç içeyim. 18 yaşında ilk kasetim çıktı, pek çok bar çalışması yaptım. Babam ise sürekli gazeteci olmam için baskı yapıyordu. 10 yaşımdan beri Londra’daydım. Orada Dijital Sanatlar ve Medya ile
Sinema Televizyon üzerine üniversite eğitimi aldım. Üniversiteye giderken de müziği bırakmadım.
Finlandiya’da single çıkıyor
Universal’den çıkan albümümde ‘Yaz Geldi’ diye bir parçam vardı. Onu Finlandiya’da bir müzik şirketine gönderdik. ‘Bu mükemmel... Yaz hiti olabilir ama İngilizce söz lazım’ dediler. İngilizce sözler yazıp gönderdim, çok beğenildi. Bunun üzerine Amerika’dan Bom Fang Mc grubunun solistini getirdiler Finlandiya’ya. Bu solist benim şarkımı okudu. Çok güzel olmuştu ama ben de denemek istedim ve söyledim şarkıyı. Bu yorum onlara daha sıcak geldi. Bir tane daha İngilizce slow şarkı yaptım. Onunla beraber Finlandiya’da bir single çıkaracaklar. Klibi Türkiye’nin güney sahillerinde çekeceğiz ve Finlandiyalı kızlar rol alacak.
Aşıkken daha iyi yazarım
Bugün burada buluştuğumuz arkadaşlarımın hepsini dinliyorum zevkle. Zaten tarzlarımız aşağı yukarı aynı. Duygusal şarkılar söylüyoruz. Sözlerin içi dolu. Ben romantik miyim bilmiyorum. Aşık mıyım peki, hayır... Zaten aşık olduğumda daha iyi sözler yazıyorum. Aşık değilken başkalarının aşklarına bakıp yazıyorum. ‘Gamzeler’i babaannemle dedemin aşkları üzerine yazmıştım mesela... Çünkü benim öyle bir aşk yaşamaya ne yaşım yeter, ne bulunduğumuz dünyanın düzeni uygun. Bence gerçek aşk hálá var. Ama binaların aralarında saklanmış. Aramanız lazım!