Güncelleme Tarihi:
“Benim yazarlığım tümüyle rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır. Yazar olmalıyım sözünü de kullanmadım ben. 22 yaşına kadar hiçbir şey yazmadım. 1982’de Kenan Evren anayasa referandumunu halkoylamasına sunduğunda ben örgütlü mücadele içindeydim. Bir eylem yaptık ve bana bağlı bir arkadaşım tutuklandı. Bu tutuklanma dolayısıyla, örgüt benden bir rapor istedi. Raporumu bir öykü halinde aktardım. O rapor da şans eseri 40 ayrı dilde yayımlanan Barış ve Sosyalizm Sorunları’nda yayımlandı. O zaman ‘Ben yazar olacağım’ dedim.”
POLİSİYEYİ KÜÇÜMSERDİM
“İlk öykümü okuttuğum arkadaşımın söylediği ‘Harika bir polisiye yazmışsın’ oldu. O zaman ‘yüksek edebiyat’a inanıyordum, bir sosyalist olarak polisiye romanın dünyayı değiştirmeyeceğine inanır, küçümserdim. Ama Roland Barthes’ın dediği doğruymuş: yazarın kişisel tarihi yazdıklarında ortaya çıkar. Ben de 14 yaşından 20 küsurlu yaşlara kadar hep polisten kaçtım. Siyasi de olsa polisiye vakalar içindeydim.”
SON ROMANDA VARIM
“Beyoğlu’nun En Güzel Abisi, tahmin edebileceğimiz gibi Baykomiser Nevzat’ın kendisi. Benim romanlarımda hep karşımıza çıkar. Bu kez ufak bir edebi oyun oynadım. Ahmet Ümit’i de romanın içinde göreceksiniz. Hatta Başkomiser Nevzat onu hiç sevmiyor. Çünkü gerek Nevzat hakkında gerek ekibi hakkında her şeyi biliyor. Bir gece önce nerede olduğundan, nelerden hoşlandığına kadar. Ama anlatılan şeyler çok daha başka şeyler elbette.”