Güncelleme Tarihi:
Paulista Caddesi, öğlen 12.00. Sao Paulo’da ilk uyananlar kedi, köpek makyajlarıyla hayvan hakları eylemcileri. Ama kalabalık, korna sesleri her dakika artıyor. Kayıp insanları, eğitimi, hastaneleri protesto ediyorlar. Kartonlar, pastel kalemler elden ele dolaşıyor. Herkes kendi pankartını hazırlıyor. Dans ediyor, kahkahalarla şarkı söylüyorlar.
Cip kullanan 30 yaşlarında bir adam ezmek istercesine üzerimize sürüyor. Arkasından sağlam bir küfür basıyoruz. Eylemlerde ilk ölüm böyle oldu dediklerinde inanmamıştım. Ribeirao Preto’da kalabalıktan korkan Range Rover’lı bir zengin, 18 yaşında genci çiğnemişti.
TWITTER BİZİ KESMEZ
Bize eşlik eden gazeteci Amanda’ya Novaretti’ye soruyorum: “Birbirini tanımayan, ilk kez gören insanlar, değil mi? Bu yeni bir duygu sizin için?” Başını sallayıp “Yes” derken sesinin kırıldığını, gözlerinin yaşardığını fark ediyorum.
Sokak halkın. Büyük Sao Paulo yürüyüşü öğlen 2 gibi başlıyor. Yürüyüşün lideri yok. Türkiye’deki gibi Whatsapp, Twitter’dan iletişim kurmak, yardım istemek yok. Facebook var. “Twitter çok küçük! 140 harf. Bir Brezilyalı’yı öyle kolay kolay susturamazsınız” diyor Amanda.
DİLMA UMUTTU AMA
“Kabul etmeyeceğiz! Dokunulmazlığa hayır!” Tek tek isim vererek politikacıları yargılayın, diyorlar. Favorileri Lula’nın has adamı Senato Başkanı Jose Dirceu. Lula’ya da Dilma’ya da sataşıyorlar.Yahu “Lula, Dilma candır” diye yokluyorum. Cevap: “Tam da bu yüzden. Onlar bizim umudumuzdu, eskilerle aynı hatayı yaptılar.”
VEM PARA RUA!
Yani “Sokağa gel.” Slogan, bu hareketin can damarı. Yüzünde güller açan bir kız “Bugün Brezilya günü” diye bağırarak koşuyor. 4’te İtalya maçı var. Bazıları utana utana izleyecek. “Beş dünya kupası aldık. Yolsuzlukla beşini de kaybettik” tezahüratı duyuluyor.
MEDYA KÖR EDER
Eski Agora gazetesi yazı işleri müdürü Antonio Rocha Filho’nun maç davetini kabul ediyoruz. Neymar’ın enfes frikik golüne yetişiyoruz. Bir haber kanalı Salvador’daki stadın etrafındaki çatışmaları veriyor. Globo ise maçı. Globo’ya merhametleri yok. Televizyonları, gazeteleriyle Rio merkezli devi iktidarla özdeşleştiriyorlar. “Globo kör eder” pankartları…Üç aile var. Folha Frias’lara, Estadio Mesquita’lara, iktidara yakın görülen Globo grubu Marinho’lara ait. Antonio “Basın bizde özgürdür. 25 yılda bir kez bile işime karışılmadı” diyor; “Çok güçlü bir meslek etiği var. Yine de devlete çok sert girilmez. Petrobras, Brezilya Bankası onların. Büyük bir reklam veren.”
TEPKİNİN SEMBOLÜ SİRKE
Polis gaza karşı sirke taşıyanları gözaltına alıyor. Gazeteciler hariç. İlk günlerde basın eylemlere çok yer ayırmamış. Gazeteciler dayak yemeye, vurulmaya başlayınca işler değişmiş. “Şimdi mi uyandınız” diye tepki çekmişler. Buluştuğumuz ama bizimle konuşmasına izin verilmeyen Folha muhabiri Giuliana Vallone gözünden vurulup şans eseri kör olmaktan kurtulmuş.
HALK BEYAZ ÇARŞAF AÇTI
Eylemcilerin birleşme noktası Avenida Consolaçao’da dev kalabalık caddede süzülüyor. Dolunay, yanıp sönen ışıklar, camlardan sarkan beyaz çarşaflar… Bir pankart: “Sakin mi olayım? Hadi be!” Herkesi sokağa çağırıyorlar, onlar
LİDERİMİ KAYBETTİM
Yürüyüş liderleri sürekli değişiyor. Bazı caddeleri oturma eylemiyle trafiğe kapatıyorlar. Yaklaşık 15 kilometrelik tur kentin kalbinde tamamlanıyor: “Paulista bizim! Brezilya bizim”
Globo haberleri, Rio’daki çatışmaları gösteriyor. Dehşet bir yağma, kudurmuşçasına kendilerini kepenklere fırlatanlar… Polise uçan tekmeyle saldıranlar…Maske ve kasklarla kelle koltukta görüntü alan kameramanlar… Ve kalabalığın üzerine, nişan alarak plastik mermi sıkan polisin paniği... Favelaların, ‘Tanrı Kent’lerin, hayatı denizde, sokakta yaşayanların kenti Rio isyanın liderliğini Sao Paulo’dan devralıyor. Tek kelime etmeden, ağzım açık izliyorum. Sebati, Rio bavulunu hazırlıyor..
Türkiye’de sistem katı
Brezilya’da iki polis teşkilatı var: Sokaktakiler askeri; soruşturma yapanlar sivil polis. Askeri rejimden miras bir uygulama. Sao Paulo’nun Taksim’i Paulista operasyonunu yöneten Binbaşı J. Guidetta (43) ile birlikteyiz.
Kaç kişisiniz?
Geçen Perşembe 1000 kişiydik. Bugün 500.
Neden azalttınız?
Facebook’u, twitter’ı kontrol ediyoruz. Kaç kişinin ‘katılacağım’ı işaretlediğini görüyoruz. Bugün daha az.
Emniyet’in tavrı ne?
Önlem. Sadece vandalizmi, suçu engellemek. Hareketi bitirmek değil.
Gaz?
Evet. Müdahale için hazır bekleyen teçhizatlı ekip var. Gerekirse sıkıyorlar.
Stres, yorgunluk?
Biz askeriz. Kaos bizim işimiz.
Kaç saat çalışıyorsunuz?
Öğlen 1’de başladık bugün. Sabaha kadar çalışırız. Evde olmayı tercih ederdik. Ama anlıyoruz. Ülke ayaklandı. Bu pozitif bir değişime gidecek. Altını çiziyorum: Bu harekete karşı değiliz. Gösterileri destekliyoruz! Kendimizi göstericilerle özdeşleştiriyoruz.
Gerçekten mi? Tüm ülkede böyle mi?
Evet, aynen öyle.
Bazı polisler oturma eylemiyle göstericilere katılmış…
Evet. Biz düşman değiliz. Polis eylemcilere karşı diyenlere inanmayın.
ANNE-BABALARINI KAPIP GELDİLER
Ergenler ve çocuklar bu eylemlerin simgeleri. Küçük yaşta eylemlere katılmaları, ileride haksızlıklara karşı daha kolay ses çıkaracakları yönündeki beklentileri güçlendiriyor.
HAYVAN KATLİAMINA HAYIR
Eylemlerde çok sayıda hayvan hakları savunucusu da var. Sao Paulo yakınlarında bir kasabanın belediye başkanı “Katledilen her hayvana 10 real” kampanyası başlatınca kanlı vücutları ve bayraklarıyla sokağa dökmüşler.
ŞİLİLİ’YİM AMA
Eylemler bütün Güney Amerika’da ses getirdi. Sao Paulo’daki eylemlere katılan bir Şilili kadın, başka bir ülkeden olmasının haksızlıklara karşı çıkmasına engel olmadığını haykırıyor.