Güncelleme Tarihi:
Az önce domuz gribi hakkında konuşuyordunuz, ne dediniz?
Esra: Portakal suyumun etrafında sinek dolaşıyordu. “Acaba pipetime sinek konarsa domuz gribi olur muyum?” diye sordum. (Gülüyor)
Ceyda: O espri yaptı orada.
* Peki konarsa olur musunuz?
Ceyda: Domuzdan geçmediğine göre, sinekten de geçmez.
Esra: Olursa da “sinek gribi” olur o.
* Merak ediyorum, bir gününüz nasıl geçiyor?
Ceyda: Sabah kalkıyoruz, kuaföre gidiyoruz, alışveriş yapıyoruz, akşam da arkadaşlarımızla buluşuyoruz.
* Her gün kuaföre mi gidiyorsunuz?
Ceyda: Bakımımıza önem veriyoruz, bu yüzden sık sık kuaföre gidiyoruz.
* Ailenizle mi yaşıyorsunuz?
Esra: Biz ailemizden ayrı yaşıyoruz. Aslen Mersinliyiz ve şu anda ailemiz orada kalıyor. Biz Ceyda’nın okulu için buradayız. Buradayken de bazı projeler gelişti, bir yandan da işimizi yapıyoruz.
* Sizin eğitim durumunuz nedir?
Esra: Ben Bilkent’ten mezunum.
* Hangi bölüm?
Esra: Turizm ve Otel İşletmeciliği. Dört yıllık.
Ceyda: Ben de Bilkent’te ışletme okuyordum ama sonra Kültür Üniversitesi Halkla ılişkiler bölümüne geçtim.
* Lisedeyken öğretmenleriniz sizden yaka silkiyor muydu, yoksa uyumlu birer öğrenci miydiniz?
Ceyda: Derslerime çalışırdım ama ufak tefek yaramazlıklarım olurdu. İlkokuldayken sınıf başkanı bile olmuştum.
Esra: Bütün öğretmenlerim beni çok severdi. Ben dersi hiç dinlemiyormuş gibi görünen, sürekli konuşan biriydim. Sınavlarda da yüksek not alınca inanmazlardı. “Kopya çekmiştir” diye sınav kâğıtlarımı incelemeye alırlardı.
* Mersin’den Ankara’ya geçişiniz nasıl oldu?
Esra: Sınav dönemi Bilkent’te okumaya karar verdim. Neresi tutarsa oraya girecektim. Allah’tan tutan bir yer vardı. Dört yıllık bölümü kazandım. Bütün arkadaşlarım “Sen çok zekisin” dedi.
* Çok çalışmış mıydınız sınava?
Esra: Yok, çalışmadım ama sınavda sallamadım da. Mantık olarak seçeneklere bakarak çözüme ulaştım.
İkimiz de sadece iki kişiyle çıktık
* Sizinle çıkmak önemli bir şey mi?
Esra: Tanınmayan birileriyle çıktığımızda çevremizdekiler bile “Haa bu çocukta bir şey var ki, bu kız bununla çıkıyor” diyor. Çünkü çok seçici olduğumuzu biliyorlar.
* Şimdiye kadar kaç kişiyle çıktınız?
Esra: Ben iki.
Ceyda: Ben de iki.
* Gerçekten mi?
Esra: Evet. Ben üniversiteye gidene kadar kimseyle çıkmadım. Çünkü çıkacağım insanın evleneceğim kişi olması gerekli diye yetiştirilmiştim. Ailemden ayrı yaşamaya başladığımda erkek arkadaş olayına normal bakmaya başladım.
* Aileniz şimdi sizi ekranda erkek arkadaşlarınızla görse nasıl karşılar?
Esra: Artık eskisi gibi değiller. “Aa bunlar böyleymiş” oldular. Alıştılar bu durumumuza...
* Peki televizyon dünyasına girmenize ne dediler?
Esra: Ben erkek arkadaşıma sinir olduğum için ailemi bile düşünmeden o programa (şarkı Söylemek Lazım) başvurdum. Sonra nasıl ikna ettim bilmiyorum ama kabullendiler.
Ceyda: Televizyona karşılardı. Biz kendimize birtakım şeyler katmak için bu dünyaya girdik. şimdi birçok teklif geliyor ve çok mutluyuz.
* Nasıl teklifler geliyor?
Esra: Genelde “aptal sarışın” rolleri...
Ceyda: Yo, bir kere aptal sarışın olmayan iki kardeş rolü de geldi ama o proje iptal edildi. Nedenini ise bilmiyoruz.
Esra: Marilyn Monroe için de ‘aptal sarışın’ diyorlardı
* Hep aptal sarışın rollerinin teklif edilmesi sizi rahatsız etmiyor mu?
Esra: Marilyn Monroe için de aptal sarışın diyorlardı ama kadın Kennedy’ye kadar ulaşmıştı. Aptal birisi olsaydı, koskoca Amerika başka-
nıyla nasıl bir araya gelebilirdi ki!
* Siz kendinizi nasıl görüyorsunuz? Dersleri dinlemeden başarı sağlamak, başka bir zekaya sahip olduğunuzu gösteriyor. IQ testi yaptırdınız mı hiç?
Esra: Evet, ben yaptım IQ testi ve 150 çıktı. Normal insanların IQ’su 120’ymiş. Üstelik bana o sorular çok basit gelmişti.
Ceyda: Soru neydi!? (Gülüyorlar)
* “Sizi neden farklı görüyor insanlar, neden gerçekliğinizi sorguluyorlar” demiştim...
Esra: Ben kendimi ne süper bir zeka olarak görüyorum ne de aptal biri olarak. Hatta zeki bir insan olarak görüyorum. Beni dışarıdan görenler, ilk başta aptal sarışın olarak görüyorlar. Biraz konuştuğumda da bunu böyle sanıyorlar ama beni tanıyınca hepsi çok zeki olduğumu söylüyor. Ben “akıllıyım” demek istemiyorum, çünkü demek doğru değil. Çünkü aptal olan bir insan da “ben akıllıyım” diyebilir.
KAFAMIZI BOZAN TEKMEYİ YER
* Kick-box nedir?
- Esra: Kick-box, bir dövüş sporudur. Kendini koruma açısından faydalı olduğunu düşünüyoruz.
- Ceyda: Arda beni yeterince koruyor ama o olmadığı zamanlarda da benim kendimi korumam gerekiyor. Bir de kick-box, çapkın erkeklerden, playboy’lardan korunmanın en etkili yolu.
- Esra: Evet bize yaklaşan, yan bakan, kafamızı bozan olursa, tekmeyi yer.
ESRA: LAILA'DA HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜYÜM
* İstanbul’da yaşama kararını nasıl verdiniz?
Esra: Ankara’da birine aşıktım, ondan uzaklaşmak için İstanbul’a geldim. Bir konuda beni gıcık etti, ben de ondan ayrıldım.
* Peki kardeşinizden nasıl ayrıldınız?
Esra: Mezun olduktan sonra hemen ayrılmadım. Kardeşim okuyor diye bir yıl kadar daha kaldım Ankara’da. Hatta Ankara’daki Laila’da halkla ilişkiler müdürü olarak çalıştım. Sonra erkek arkadaşımdan ayrılmak istedim. Zaten hem o hem de kardeşim için Ankara’da yaşıyordum. Okul bitip arkadaşlarım dağılınca, İstanbul’da yaşamak istediğime karar verdim. Ailem de tek başıma gitmeme müsaade etmeyeceği için, Ceyda’yı ikna ettim ve İstanbul’a geldik.
* Aileniz şimdi ne diyor durumunuza?
Esra: şu anda Ceyda’nın okulu var. Bir yerden sonra da büyüyorsunuz zaten...
CEYDA EVLENİYOR
* Aşk var mı hayatınızda?
Ceyda: İki aydır süren, ciddi, seviyeli bir ilişkim var.
Esra: Onlar sözlendi.
Ceyda: Neredeyse sözleneceğiz.
* Evlenme teklifi aldınız mı?
Ceyda: Evlenme teklifi ediyor.
* Nasıl yani! Hâlâ şu anda ediyor mu?
Ceyda: Evlenmek istediğini söylüyor. Çok zor aşık olurum ama Arda’yı seviyorum yani...
* Arda mı dediniz?
Ceyda: Adını da söyledim!
* Evlenince soyadınız ne olacak?
Ceyda: Altınok.
* Peki siz?
Esra: Ben en son dört yıllık bir ilişkiyi bitirdiğim için şu sıralar hayatımda kimse yok.
* O ilişkinin kahramanı kimdi?
Esra: Adını söyleyince kızlar arasında prim yapıyorlar.
Ceyda: Aaa evet, ben adını ve soyadını geri alıyorum.