Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2005 00:00
BUGÜN piyasalar 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle tatil ama, Eylül’e girdiğimiz bir hafta olduğu için, piyasalarda her yılki ‘yeni dönem’ hazırlıkları yapılıyor.Her yıl Eylül ayı piyasalarda ‘yeniden hareketin başladığı ay’ olarak kabul edilir ve yeni dönem için, iç ve dış beklentiler gözönüne alınıp yeni planlar yapılmaya çalışılır. Bunun en önemli sebeplerinden biri piyasaların yaz rehavetinden, tatilden çıkış ayı olarak Eylül’ü kabul etmesidir. Klasik süreçler olarak bakıldığında, yaz ayları piyasalarda genel olarak hareketsiz dönemlerdir ve Eylül yeniden bir başlangıç demektir. Bu yıl yaz ayları her zamankinden daha hareketli geçti, bu nedenle Eylül’ün yeniden hareketin başladığı bir dönem olarak kabul edilmesi eskisi kadar güçlü olmayacak. Ancak Eylül havası, yine de hissediliyor.Piyasalar bu yıl Eylül ayına, dünyada petrol fiyatlarının seyri ile ABD’nin faiz oranlarındaki tutumunu merak ederek giriyor. Dün ABD’deki kasırganın da etkisiyle petrol fiyatları 70 doların üzerine çıkarken, petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemdeki seyri için bakılan unsurlardan biri de Çin’deki büyüme eğilimi olacak. Genel olarak petrol fiyatlarının daha da yükseleceği yönündeki beklentilerin ağırlıkta olduğunu söylemekte fayda var.ABD’de ise, her ne kadar, ‘çeyreklik artırımların devam edeceği yönündeki beklenti’ hala ağırlığı korusa da, yine de FED’in bir sürpriz yapma ihtimali tamamıyla gözardı edilemiyor. FED Başkanı Greenspan’ın son konuşmasında gayrimenkul piyasasında görülen spekülatif yükselişin sona ermesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulaması, piyasaların dikkatini çekti. Greenspan’in spekülatif hareketin sona ermesinin bireysel tasarruf oranında yükselişe yolaçarak ithalatta azalış ve dolayısıyla cari açıkta iyileşme getireceğini söylemesi, bu kez daha çok risklere dikkat çeken bir konuşma yapması, piyasaların ‘bunun sonu nereye varır?’ kaygısına girmesine neden oluyor.Petrol fiyatlarının ve ABD’deki faizlerin artış seyri, içerde en fazla merak edilen konu sayılabilir. Çünkü son dönemde yaşanan iyileşmede kısa vadeli fon akımlarının etkisi çok açık ve ABD faizlerinin seyri, iç piyasayı bu nedenle çok yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle piyasaların gözü yeni dönemde yine dışarıda olacak.IMF İLE İLİŞKİLERBu hafta piyasaların, hafta sonunda açıklanacak Ağustos ayı enflasyon tahminlerine bakacağı, buna bağlı olarak Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta vereceği faiz kararının tahmin edilmeye çalışılacağı bir hafta olacak.Ancak Eylül’le birlikte girilecek dönemde faiz kararlarıyla birlikte cari açıkta ortaya çıkacak rakamlar da, yakından izlenecek. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in ihracatın yeniden artışa geçtiğini açıklaması, aynı şekilde ithalatın daha da fazla büyüyeceği, dolayısıyla cari açığın çok artacağı yönünde beklentilerin hakim olmasını sağlıyor.Yeni dönemde piyasaların gözü kulağı, son yıllarda olduğu gibi yine IMF’le yapılacak görüşmelerde olacak. IMF Heyeti ertelenen 1. gözden geçirme için iki hafta sonra Ankara’ya gelecek ama görüşmelerin seyri ile TBMM’nin çalışma takvimi arasında yakın ilişki var. TBMM’nin Eylül ayı içinde toplanıp, gerekli olan yasaları çıkarması piyasalara büyük moral olabilir. Piyasalarda Hükümetin bu yola başvurması, yani TBMM’yi erken toplayıp biran önce yasaları çıkarması konusunda fazla bir umut yok. Bu nedenle Hükümetin böyle bir karar alması IMF’le ilişkileri çok rahatlatacağı belki 1. ve 2. gözden geçirmelerin birlikte yapılmasını beraberinde getireceği için, piyasalarda sürpriz etkisi yapacaktır.AB ile ilişkiler ise piyasaların en fazla bakacağı konuların başında geliyor. Bu hafta sonunda yapılacak büyükelçiler toplantısı, gelecek haftaki bakanlar toplantısı piyasalar için, kısa dönemli sinyaller verecek. Buradan gelecek
haberler 3 Ekim’in de habercisi olacak. Ancak 3 Ekim başarıyla atlatılsa bile, AB ile ilişkiler için daha sonrası da çok yakından izlenecek.Yani piyasalar, bu yıl yaz aylarını sakin, hareketsiz geçirmedi ama Eylül’le birlikte yine de yeni bir döneme, daha da hareketlenecek bir piyasa ortamına giriyoruz.
button