Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2004 01:41
Marc Anthony hiç de yeni evlendiği eşi Jennifer Lopez’in imajına kurban gidecek, yabana atılacak bir adam değil. Bugüne dek yayınladığı İspanyolca ve İngilizce albümleri milyonlar sattı. Kendini bildi bileli yalnızca şarkı söylüyor ve bugün, 35’inde New York Times tarafından 20’nci yüzyılın en güçlü pop ikonlarıyla baş edecek kadar iyi bulunuyor.
Ama o, ne Billboard listelerini, ne de bu işin ticaretini o kadar da önemsemiyor gözüküyor. Öte yandan hızlı yol aldığının da bilincinde. Hayatın tadını çıkarmak istediğini söylüyor. Son albümü ‘Amar Sin Mentiras’ haziran sonundan beri raflarda. Albümde o günlerdeki müstakbel eşi Lopez’le bir düet şarkıları da var. Röportajda ağırlıklı noktamız müzik olmasına rağmen bu ani evlilik ve sonrası ile ilgili detayları tabii ki biz de merak ettik. Ancak bu konuda soru sorma girişimlerimiz her seferinde engellendi, hatta menajerinden uyarı aldık. Röportajı telefonda gerçekleştirdiğimiz ve telefonun suratımıza kapanmaması için özel hayatıyla ilgili sorularda ısrarcı olamadık. Neyse, özel hayatı bir yana bırakalım, sizi kalbi deli gibi müzikle çarpan bir adamla baş başa bırakalım.
New York Times sesinize övgüler yağdırmış ve sizin 20. yüzyılın büyük ve önemli pop figürleri ile baş edecek güçte olduğunuzu yazmıştı. Siz ne kadar katılıyorsunuz bu görüşe?
- Benim için sanatta asıl önemli olan karar verdiğim ve kalbimden geçen şeyleri tam anlamıyla gerçekleştirebilmek. Benim için her şey bir yolculuğa benziyor. Her yaptığım projede bir sürü yeni şey öğreniyorum. New York Times’ın beni nasıl gördüğü tabii ki hoşuma giden bir şey ama ben sadece bir şarkıcıyım ve yapmayı seçtiğim şeyleri elimden geldiğince çok çalışarak en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
Ne kadar önemsiyorsunuz insanların sizi görmek istedikleri yeri? İnsanların kafalarında sizinle ilgili kurdukları imaj ve ona göre sizden bekledikleri ne ölçüde sınırlayabiliyor sizi?
- Benim için yaptığım işin popüler olup olmaması gibi şeyler önemli değil. Benim için önemli olan tek şey sanatım. Bu yeteneklerim bana Tanrı’nın bir hediyesi. Hayatla ve insanlarla kurduğum iletişimin yolu müzik. Bu yeteneklerime ve bana sunulanlara karşı derin bir saygı ve minnet duyuyorum. İnsanların benden ne istedikleri ya da beni nerede görmek istedikleri o kadar önemli değil. Yolculuğum ve yüreğim beni nereye götürürse onun izinden gidiyorum hep, samimi bir şekilde şarkılarımı söylüyorum. Başka herhangi bir şeye, süslemeye ihtiyacım yok diye düşünüyorum. Tabii ki işin ticari tarafı da görmezden gelinemez ama doğru nedenlerle doğru adımlar atarsanız kaybetmezsiniz zaten.
Kısa bir süre önce yayınlanan albümünüz Amar Sin Mentiras ile ilgili ne söylebilirsiniz?
- Oldukça sıcak ve samimi bir albüm olduğunu söyleyebiliriz. Yapmak istediklerimi sonuna kadar gerçekleştirebildiğim ve dili İspanyolca olan bir albüm bu. Müzik yapabilmek için uzun yıllar büyük tutkuyla çalıştım. Tamamıyla farklı olmak istiyordum. Çünkü müzik benim hayalimdi ve hayatımın anlamıydı. Bu noktaya gelebilmek ve böyle konforlara sahip olabilmek için çok çalıştım.
Nasıl müzikler dinliyorsunuz?
- Genellikle dünya müzikleri dinliyorum. Güney Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Asya’dan... Uzak coğrafyaların müziklerini seviyorum.
Bir pop imajına dönüşmeden bu kadar kısa zamanda bu noktaya gelmenizin altında neler yatıyor sizce?
- Evet ben bir pop imajı olmadım hiçbir zaman. ‘İmaj maker’ kurbanı da olmadım. Bazen kendimi dinozor gibi hissediyorum. 24 yıldır şarkı söylüyorum, epey uzun bir süre bu endüstri için. Müziğe hiçbir fazlalık katmamak için çalışıyorum. Sadece şarkı söylemek için doğduğumu düşünüyorum. Şarkı söylemek benim için çok özel ve otantik bir şey. Ben birilerine daha seksi ya da cool gözükmek için ya da ne bileyim, kızların ilgisini çekmek için falan şarkı söylemiyorum. Şarkı söylemeye ihtiyaç duyduğum için şarkı söylüyorum. Belki de görüntü olarak baktığınızda en çirkinleri benim ama bu umurumda bile değil. Şarkı söylemek hepsinin üstünde benim için.
Peki neyi önemsiyorsunuz hayatta?
- Hayatın kendisini önemsiyorum ben. Yaşadığım şeyler, etrafımda olup bitenler
önemli benim için. Öte yandan artık biraz zamanı durdurmak ve çiçekleri koklamak istiyorum. O kadar kısa sürede o kadar başarılı oldum ve her şey o kadar hızlı aktı ki... Bir sabah uyanıp başarı skalasında ve hayatta nerede olduğumu görememektense bu başarıyı iyi hazmedip, çözümleyip daha sakin bir hayat yaşamak istiyorum. Başarmak istediğim her şeyi milyonlarca kere yaptım ve artık biraz daha günüme özen göstermek ve hayatın tadını çıkarmak istiyorum. İnsanın hayatı nasıl yaşadığı çok önemli ve bir şeyleri kaçırmak istemiyorum yaşarken.
Aşk ne kadar önemli sizin için? Aşık olunca daha çok üretenlerden misiniz siz de?
- Aslında aşık olmadığım zaman daha üretken olduğumu itiraf etmem lazım. Aşk benim üretimimi ivmelendiren bir şey değil. Aksine hayatımda aşk olmadığı zaman onu arıyor olmak daha üretken kılıyor beni.
Şu anda aşık mısınız?
- Bu kimseyi ilgilendirmiyor. (Gülüyor.)
JENNIFER’IN FİLMİNDE OYNAYACAK Son albümde eşiniz Jennifer Lopez’le bir düet şarkınız da var. Nasıl bir şeydi onunla birlikte söylemek?
- Onun ilk albümümde de ‘No Me Ames’ adlı şarkıyı birlikte söylemiştik. Parçanın başarısı ve insanların ilgisi bize yeniden birlikte bir şeyler yapmak için güç verdi.
Birlikte başka projeleriniz de olacak mı? Sinema için birlikte bir şeyler yapacağınızı duydum.
- Jennifer’ın prodüktörlüğünü yaptığı bir filmde oynayacağım. Puerto Rico’lu salsa efsanesi Hector Laveo’nun hayatını canlandıracağım.
Jennifer Lopez’le yaptığınız bu ortak çalışmaların artması biraz promosyon kokuyor. Ne diyorsunuz bu yorumlara?
- Bu konuda konuşmayacağım. Sıradaki soruya geçelim. Son bir soru hakkınız kaldı.
O zaman müzikle final yapalım. Kendinizi hangi dilde söylerken daha iyi hissediyorsunuz?
- İspanyolca’yı da İngilizce’yi de çok iyi anlıyorum ve ikisine de hakimim. Şarkı söylemenin belli bir dili yok bence. Bütün dillerle aynı yerden söylüyorum.