Güncelleme Tarihi:
Dikkatleri üzerlerinde toplamayı seven hayvanseverlerin, pet tercihleri arasında pitonlar inanılmaz bir hızla üst sıralara yükseliyor.
Artık, bir pitona sahip olmak, kedi-köpek almak kadar kolay. 300-500 doları cebinize koyup, büyük bir pet shop'a gitmeniz yeterli.
Üstelik, piton besleyenlerin, tasmasını takıp günde 2-3 kez tuvalet için dışarı çıkartmaları gerekmiyor. Tüy döktü derdi yok. Alerji yapmaz. Kuaför sorunu hiç olmaz. Kedi-köpek gibi her gün mama vermeniz gereksiz. Haftada-10 günde bir yemek yer. Sonra, hazmetmek için inzivaya çekilir.
Pitonlar düzenli olarak ilgilenildiği taktirde kolay evcilleşiyorlar. Ehlileşinceye kadar, ısırmak isteyebilirler. Genç pitonlar, birkaç kez baş üstünden tutulunca, bakıcısına alışıyor. Isırma konusunda ısrarlı davranırsa, onu tutarken bir süre kalın bez eldiven giymekte fayda var. Isırmalarının nafile olduğunu anlayınca bırakacaktır. Boyları 150 santimi geçmiş yavruları ehlileştirmek biraz zor. Bu yüyüklükte bir pitonun ısırması acı verir. Bunlar piton beslemenin olumlu yanları. Ancak, bir piton almadan önce, şapkanızı önünüze koyup düşünecek çok şey var.
Evde yaşamı kısalıyor
Pitonlar, doğal ortamda 40-50, hayvanat bahçesi koşullarında ise en fazla 22 yıl yaşıyor. Evde, cüssesine göre küçük akvaryumlarda, uygun olmayan ısı ve nem koşullarında geçen her gün, pitonların yaşamından birkaç gün alıp götürüyor. Darıca'daki Kuş Cenneti bünyesinde kısa süre önce açılan 'Sürüngen Evi'nin veterineri Nihat Doğan'a göre, bir piton için uygun koşulları evde oluşturmak son derece zor. Pitona, en az, 4-5 metrekarelik bir mekan ayırmak gerekiyor. Bu mekanın ısısı, gündüzleri 26-30, geceleri ise 20 derece olmaz zorunda. Nem oranı, mevsim ne olursa olsun, 70-80 civarında seyrecek. Pitonun mekanında bir havuz, sarılabileceği stabil bir ağaç ve bir de doğal ortamında olduğu gibi kum havuzu bulunacak. Yediklerini hazmetmesi için, karnını dayadığı yer muhakkak sıcak olacak. Bu da, yaşam mekanının, mutlaka yerden ısıtılması demek.
Canlı yem problemi
Evet, pitonlar 7-10 gün arasında acıkıyor. Ancak, beslenmeleri başlıbaşına bir sorun. Zira onlar, ancak canlı ve hareketli yemleri algılayabiliyorlar. Bu yüzden pitonlara en kolay bulunan fare ve civcivler yemek olarak sunuluyor. Bir pitonu yaşatabilmek için, her beslenme saatinde birkaç canlının yaşamını yitirmesine tanık olmak, hayvanseverler için pek tatsız bir durum. Üstelik, bu canlıları pitonunuzun yem ihtiyacını sürekli karşılayabilmek için kendiniz yetiştirmek zorundasınız.
Pitonlar da hastalanır
Tüm bu şartları yerine getirebileceğinize inansanız da, pitonunuzun boyunun yıllar sonra 7 metreye kadar ulaşabileceğini sakın aklınızdan çıkartmayın.
Tıpkı, kedi ve köpekler, kuşlar ve balıklar gibi, pitonları da türlü çeşit hastalık pusuda bekliyor. Bir piton besleyebilmek için, onun derdinden anlayacak veterineri de önceden keşfetmeniz gerekiyor. Bunun ne kadar zor olduğunu söyleyip, moralinizi bozmak istemiyorum.
Pitonunuz, diğer hayvanlar gibi kaçma teşebbüsü sırasında, ya da çok değişik nedenlerle yaralanabilir. Yaralarını, hergün antiseptik bir ilaçla temizlemeniz gerekiyor. Yara derinse, veterinerizin yapacağı antibiyotik tedavisine ya da cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyabilirsiniz.
Parazitler, yılanları da rahat bırakmazlar. Pitonlara keneler musallat olabilir. Keneleri çıkartmadan önce üzerine bir miktar alkol dökün. Çıkartırken, başlarının içeride kalmamasına dikkat edin. Enfeksiyona yolaçabilir. Gözle görülemeyen uyuz böceklerinin tespiti ve tedavisi yapılamazsa yaygınlaşarak pitonunuza çok zarar verebilir.
Sağlıklı bir piton, derisini kolayca değiştirebilir. Deri değiştirme, yılda birkaç kez gerçekleşir. En çok bir veya iki saat sürer. Sağlıklı olmayan bir yılanda, deri tam ve düzgün çıkmaz.
Stresteki yılanlarda solunum güçlüğü meydana gelebilir. Burun deliği kapanır, burunda akıntı olabilir. Ciddi durumlarda antibiyotik tedavisi yapılır.
Ağız hastalıklarına da yılanlarda sık rastlanır. Ağız şişer, zorlukla nefes alıp verir. Bitkinlik, uyuşukluk, diş etleri yumuşaması ve yem yememe sorunu ortaya çıkar. Hemen tedaviye başlanmalıdır.
Meraklısına Sürüngenler Evi
Evinizi bir pitonla ya da iguanayla, deniz kaplumbağasıyla, hatta bir timsahla paylaşmak isteyebirsiniz. Bu radikal kararı vermeden önce, Dünya Hayvanat Bahçeleri Birliğine kabul edilen Darıca Kuş Cenneti'ne gidin. Yeni açılan 'Sürüngenler Evi'ni mutlaka gezin. Orada, bir sera ortamında, bitkilerin arasında yaşamlarını sürdüren sürüngenler için hangi koşulların oluşturulduğunu yakından inceleyin. Bakıcılarından, veterinerlerden bilgi alın. Yaşamınızın bir parçası olacak hayvanla ilgili her şeyi öğrenin ki, sonraki günlerde tatsız sürprizlerle karşılaşıp, geri dönüş yapmayın. Yaşadığı yerden çok uzaklara getirilen bu hayvanlara, geçici bir heves uğruna yazık etmeyin.
EĞİTMEN GÖZÜYLE
Bu kavga bitmez
Kedi ve köpek arasındaki bitip tükenmeyen hırlaşmanın nedeni, eskilere dayanan bir kan davası değildir. Ezeli kavganın perde arkasında, köpek ve kedinin vücut dillerinin farklı olması yatar.
Köpeğin kuyruğunun kıpır kıpır hareketliliği, mutluluğundandır. Sevgidendir. Karşısındakinden hoşlandığını gösterir. 'Haydi benimle oyna, ilgilen' ifadesi taşır.
Kedinin kuyruk sallaması ise bir tersliğin olduğunu gösterir. O andan, o pozisyondan veya karşısındakinden rahatsız olmuştur. Yalnız ve özgür kalmak istediğini anlatır.
Kedi ve köpek karşı karşıya gelince, eğer kedi kuyruk sallıyorsa, köpekten korktuğunu, rahatsız olduğunu ve kurtulmak istediğini anlatıyordur.
Oysa köpek, kedinin mutlu olduğunu, oyun istediğini düşünecektir. Oynamak isteyecektir. Bir de kuyruk sallayınca kedi büsbütün çileden çıkacak, köpeğe pençe atacak, ardından kaçacaktır.
Köpek bu kez daha emindir. Çünkü kedi, kaçarak onu oyuna davet etmiştir. Kedi ise, kendisini kovalayan köpeğin kötü niyetli olduğunu hissedecektir.
İşte, vücut dillerindeki bu fark, bazı özel durumların dışında, onların dost olmalarını hep engelleyecektir.
Cihan Özyağmur
Makara ve yumağa dikkat
Özellikle yavru kedilerin oynamaya bayıldıkları yün yumakları ve makaralar, eğlencenin ortasında sıkıntılı durumlara yolaçabilir. Dile dolanıp, bir ucu yutulmuş makara ipi, kedilerde çok sık rastlanan tatsızlıkların başında geliyor. Telaş içinde hayvanın ağzından çekilen ip, bağırsak çeperine ciddi zararlar verebiliyor. Yumakla oynayan kedilerin yuttukları yün ve orlon parçaları da, sindirim sistemlerinde istenmeyen sonuçlar yaratabiliyor. Evet, kedilerin makara ve yün yumaklarıyla oynaması çok sevimli oluyor. Ama onların oyun ihtiyacı kadar sağlıklarını da düşünmek, zarar verecek oyuncakları yaşamlarından ayıklamak zorundayız.
Veteriner
ÇAMLICA COUNTRY CLUP
Fahrettin Kerim Gökay Caddesi
No:69 Küçükçamlıca İstanbul
0216 327 00 85
PET'S WORLD CLINIC
Hızır Reis Caddesi Kemal Bey
Apartmanı No: 9/3
Bahçelievler Antalya
0242 244 10 67
ÖZ VET VETERİNER KLİNİĞİ
Mustafakemal Caddesi No: 1073/B
Bornova İzmir
0232 381 56 46
ÇAĞDAŞ VETERİNERLİK
Garaj Karşısı No:102 Söke
0256 512 02 83
ORVET VETERİNER KLİNİĞİ
Gençlik Mahallesi 1326 Sokak
46/17 Antalya
0242 243 29 59
ANWELL VETERINARY CENTRE
Şili Meydanı Kuveyt Caddesi 6/12
Kavaklıdere Ankara
0312 427 32 89
Kayıp
TERİ DÖN ARTIK
Kuyruğu ve kulağı kahverengi lekeli, beyaz terierim, Cennet Mahallesi'nde kayboldu. Teri, lütfen geri dön, sensiz geçen günlerin hiç tadı yok.
Caner Sönmez 0212 540 91 32
mektup
Hürriyet Medya Towers
Pet Corner
Güneşli-34544 İSTANBUL
Faks: 0212 677 03 40
e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr