OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 06, 2005 00:00
Aslında her ÅŸey OtoyaÅŸam’ın motorsporları sayfalarını hazırlayan, sevgili arkadaşım Murat Tosun’un, ‘Ya biz ÅŸu Seat ve Polo Cup otomobilleriyle, şöyle salına salına Ä°stanbul sokaklarında dolaÅŸsak, ne olur acaba?’ demesiyle baÅŸladı.Bu cümlenin ertesi günü Murat, 225 beygirlik ‘Seat Leon Cupra R’la, ben de ‘Polo Ladies Cup’da finiÅŸe bir türlü ulaÅŸtıramadığım 130 beygirlik Volkswagen Polomla kendimizi Ä°stanbul Caddelerinde bulduk. Ä°nsanın başına ne gelirse meraktan gelirmiÅŸ ya, buyrun bakalım...Tabi ya... Yok Alonso geliyo Sultanahmet’te gazlıyo, öbürü Formula 1 otomobiliyle boÄŸazdan geçicem diyo, bizim başımız kel mi? Ãœlke bizim, boÄŸaz bizim, yarış otomobilleri bizim. Biz çıkmayacağız da kim çıkacak?Haramidere’de DoÄŸuÅŸ Motor Sporları’ndan, otomobilleri teslim aldıktan sonra, önce otobanda biraz alıştırma yapalım dedik. Hem sesi, hem görüntüsü ile bu iki otomobil o gün otobanda seyir halindeki herkesin, hem gözünü hem gönlünü okÅŸadı. Ancak bakışlar; ‘Vayyy ne güzel otomobiller yahu...’dan çok, ‘Güzel otomobiller ama, yahu sanki bu iÅŸte bi terslik var’ tadındaydı. Hele giÅŸelerden geçerken Murat’ın arkasına yaklaÅŸan TIR ÅŸoförünün bir bakışı var dı ki, ben bu fotoÄŸrafın üstüne ne söylesem boÅŸ...BOÄžAZ SEFASI YAPTIKOtobanda formasyon turlarımızı atıp, lastiklerimizi de bir güzel ısıttıktan sonra vurduk kendimizi boÄŸaza. Otomobillerden çıkan ses, en ilgisiz kiÅŸilerin bile bakışlarının bize dönmesine sebep oldu. BoÄŸaz güzel, hava güzel, otomobiller süper derken, şöyle otomobillerimizi önümüze çekip bir kafede boÄŸaz sefası yapalım istedik. Otomobilleri park ederken, kafedeki tüm insanların muhabbeti bırakıp bizi izlediklerini, içlerinden de; ‘Napiyo len bunlar, otomobilleri bi tuhaf, üzerlerindeki kıyafetler desen normal deÄŸil, peÅŸlerinde bi fotoÄŸrafçı?’ diye geçirdiklerini ayen beyan hissettim. Kaldı ki meraktan kafayı yemelerine, tüm sohbeti bırakıp orada olduÄŸumuz süre içinde kesintisiz bizi izlemelerine raÄŸmen, bir tanesi; ‘Afedersiniz siz napıyosunuz Allah aÅŸkına ya?’ demedi. Ama bakışlar her ÅŸeyi anlatıyordu.İÇLERÄ° TAM BÄ°R HAYAL KIRIKLIÄžIÅžimdi yarış otomobilleri adı üstünde yarışmak için üretilmiÅŸ. Bizim binek otomobillere oranla daha ileri bir teknoloji kullanılan otomobillerde, yarışta gerekmeyen, ama otomobil dediÄŸimizde artık olmazsa olmazlara giren tüm ayrıntılar iptal edilmiÅŸ. Bu yüzden hayatında hiç yarış otomobili görmemiÅŸ biri için, kendi otomobilinden kat kat üstün olduÄŸu iddia edilen yarış otomobillerinin içi, ilk anda tam bir hayal kırıklığı. ‘Abi süper alet baksana fren disklerine oÄŸlum, peeeh lastikler mastikler yıkılıyo, yere yapışık nerdeyse, bunda bi amorsitör vardır, var ya manyak alet, kaç basıyo haberin var mı?’ diye dış görünüşüne vurulan arkadaÅŸ, eÄŸilip otomobilin içine baktığında; ‘Bu ne len? Direksiyon, vites, pedal dışında biÅŸi yok bunun içinde? KoltuÄŸu bile bi tane? Yok abi yok alınmaz bundan baksana kablolar filan bile gözüküyo? Allah bilir klima bile yoktur bunda.’ BASIP KAÇMAK Ä°STEDÄ°KSeat Leon Cupra R, 4 silindir, 1.8 Turbo, 225 beygir, 6 ileri vites bir otomobil... Benim kullandığım yeni Polo’nun ise en büyük özelliÄŸi, Türk mühendisleri tarafından Türkiye’de üretilen ilk yarış otomobili olması... Bakmayın bonbon ÅŸekeri gibi durmasına, 1.9 Turbo dizel motoruyla, uslu gözüken Polo, gaza bastığınızda altınızda 130 beygirlik bir güç üretebiliyor. Ne Murat, ne ben günün sonunda otomobilleri teslim etmeyi hiç istemedik. Hatta bi ara ‘Basıp kaçalım abi, nasıl yakalayacaklar ki?’ diye geçiriyoduk ki, Murat kapanış cümlesini de etti; ‘Olur mu ya ellerinde 16 tane daha var bu otomobillerden, atlarlar birer tanesine düşerler vallaha peÅŸimize...’ Sonuç; hiç istemesek de otomobilleri paÅŸa paÅŸa teslim ettik. Aman Muratcığım üzülme, zaten klima bile yok içlerinde...Â
button