Pınar Altuğ ve Türk aile yapısı

Pınar Altuğ ile eşi Umut Elçioğlu, Rafel El Roman ile Tuğba Altıntop, Ferhan Şensoy ile Derya Baykal’ı örnek gösteren gazete:

"Pek çok sosyolog ve psikolog, toplumun vitrininde yer alan bu şöhretli kadınların, yaşadıkları ‘her çiçekten bal alan arı’ misali evlilik kurumunu zedeleyen bu tür ‘kaçamaklarını’ şiddetle eleştiriyorlar. Kadın kuruluşlarının toplumun sosyolojik yapısını düşünmeden ‘erkek aldatıyorsa kadın da aldatsın’ şeklindeki değerlendirmesi ise, toplumun tüm katmanlarında büyük bir üzüntü ile karşılanıyor. Uzmanlar, topluma örnek olan ve her hareketleri taklit edilen kadınların başrollerde oynadığı aldatma haberlerinin toplumun aile yapısını bozduğunu söylüyorlar” diyor.

Hangi sosyolog, hangi psikolog, hangi uzman... belli değil. Gazeteci arkadaşım, büyük bir ihtimalle, bu yazıyı sosyolog, psikolog ve dahi uzman sıfatıyla kaleme almış. O benim sorunum değil, ama bu iddiaya itirazım var.

Tamam, Pınar Altuğ’un, Derya Baykal’ın (doğruysa) eşini aldatması, toplum için iyi bir örnek değil.

Ama dünyanın neresinde tiyatrocular, oyuncular yahut şarkıcılar, türkücüler evlilikleriyle, özel hayatlarıyla, yaşam tarzlarıyla topluma “aile yapısı açısından” örnek olur, söyler misiniz?

Türkan Şoray’a çektirdiğimiz eziyeti unuttunuz mu, “Çok efendi kadındır, bugüne kadar Rüçhan Adlı’nın dışında eline erkek eli değmedi...” diye diye kuruttuk güzelim kadını. Sonunda bir normallik yapıp sevdiği genç ve yakışıklı adama kaçınca, nasıl hepimiz derin bir Oh! çektik, hatırlasanıza!

Daha size örnek olarak sahnelerimizin gerçek hanımefendisini verdim... Onu bile ayıplamadık biz, aksine...

Rafet El Roman’ın karısından “Türk örf ve adetlerine sahip çıkmasını, topluma iyi örnek olarak Türk aile yapısının dimdik ayakta durmasını temin etmesini” mi bekliyoruz yani?

Ayrıca... konuyu genellememek gerek, biliyorum, ben de Türkiye’yi ayakta tutanın aile olduğuna, ailenin temel direğinin de Türk kadını olduğuna bütün yüreğimle inanıyorum, ammaaaa...

Açın gazetelerin üçüncü sayfalarını bir okuyun. Yeşilçam bile bu kadar yazamaz, necip Türk sosyetesi bile bu kadar kiminelikimincebindeleşemez artık...

Evlilik dışı ilişkiler, sevgilisiyle bir olup kocasının ümüğünü sıkmalar, aldatmalar, basmalar, nafakalar, birbirini ihbarlar, baldızı baldan tatlılar, öğrencisine kaçanlar, üfürükçü hocalar, maşallah yemediği halt kalmayan mutaassıp kızlar...

Evet, bunlar polis-adliye haberidir, yani özel vakalardır ama... üçüncü sayfayı yapan arkadaşların pek de konu sıkıntısı çektiği söylenemez yani.

Onun için, bırakın “Türk aile yapısına zarar veriyor” martavallarını. Biri bizi gözetliyoru röntgenleyen, televoleleri reyting rekoru kırdıran babamdı sanki...                              �