Güncelleme Tarihi:
Yavuz Yılmaz, aslında İstanbul merkezli Köşebaşı kebap zincirinde çalışıyor. 10 yıl önce kapısından girdiği Köşebaşı’nın Levent’teki merkez ofisinde satın alma ve idari işler müdürlüğü yapıyor. Gündüzleri yoğun ve yorucu bir tempoda çalışan Yılmaz’ın bir de motorsporları tutkusu var. Yılmaz, çocukluğundan beri, yani 30 yıldır ralli, ve Formula 1 yarışlarını büyük bir ilgiyle takip ediyor: “Dünyada ve Türkiye’de çok sayıda yarışı yerinde izledim. Son olarak Ege Rallisi için İzmir yollarına düştüm iki hafta önce...”
Yılmaz, bu tutkusunu yıllar içinde bir hobiye dönüştürmüş. Sıkı bir motorsporları arşivi, model yarış otomobili koleksiyonu var. Hatta geçen yıl Dünya Ralli Şampiyonası’nın Türkiye ayağı sırasında koleksiyonundan parçaların yer aldığı bir de sergi açmış: “Bu benim hobim. Daha önce Petter Solberg, Ari Vatanen ve Michele Mouton gibi dünyaca ünlü rallicilerini ve Türkiye’nin önde gelen rallicileri Renç Koçibey, Volkan Işık ve Serkan Yazıcı’yı konu edinen üç boyutlu eserler yaptım.”
Ama bu kadar değil. Yavuz Yılmaz bir de Türkiye’deki ve yurtdışındaki motorsporu yarışları için özel kupa tasarlıyor. Örneğin, geçen yıl tasarladığı ve ürettiği kupa Porsche Cup’un son ayak birincisine verilmişti. 2011 ise Yılmaz için daha önemli ve heyecanlı bir yıldı. Çünkü, Formula 1 Dünya Şampiyonası’nın parçası olan Türkiye Grand Prix’sinin kupalarını tasarlama görevini üstlenmişti: “Nasıl heyecanlı olmayayım? Yıllardır seyirci olarak izlediğim F1 pilotları benim tasarladığım kupayı kürsüde havaya kaldıracaktı.”
TAMAMEN EL YAPIMI
Geçen yıl Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Başkanı Mümtaz Tahincioğlu’yla bir öngörüşme yapıp kupa tasarımı hakkındaki fikirlerini aktardı. Bu yıl şubat ayında TOSFED’in görevi kendisine vermesiyle kolları sıvadı. İki ay önce İstanbul Park pistinde sahibini bulacak kupanın tasarımına başladı. Kafasında yedi ayrı konsept vardı. Eşi de fikirleriyle ona destek verdi. Sonunda nisan ayında konseptlerden birine onay çıktı: “İstanbul’da, 5.3 kilometre uzunluğunda ve saat yönünün tersinde koşulan dünya çapında bir pist var. F1 pilotları bu pistte zevkle yarışıyor. Bu nedenle kupaları tasarlarken pisti öne çıkarmak istedim. Kupanın üzerineyse Formula 1’in simgelerinden damalı bayrak temasını işlemeye karar verdim.”
Kupa için küçük bir bütçeyle yola çıktı. Çizim aşamasından, üretim ve montajına kadar tamamen el yapımı kupa için çok emek harcadı: “1970’li ve 1980’li yıllarda Formula 1’de kupalar her yarış için özel kupa tasarlanırdı. Biraz da o yıllara atıfta bulunmak ve o ruhu yeniden yakalamak adına kupaların el yapımı olmasını istedim. Bitiş çizgisini geçen her pilot için ayrı dalgalanan damalı bayrak efektini de kupa üzerine uyguladım.”
Yılmaz, gündüzleri işte çalıştığından dolayı hem duygusal hem de fiziksel olarak biraz zorlandı. Ama sonunda yaşadığı heyecan tüm zorluklara değdi. Farklı atölyelerde çalıştı, son montajı ve ince işçilikleri de kendi atölyesinde tamamladı: “Montaj aşamasına geldiğimde, heyecandan geceleri uyuyamadığımı fark ettim. Yarış ve podyum anıysa benim için bir rüya gibiydi. Bütün töreni heyecanla izledim. Pilotlarla padok alanında bir arada bulunmak ayrıca muhteşem bir histi. Dileğim, İstanbul ve Türkiye için önemli olan İstanbul Park pistinde Formula 1 Pilotlarını, önümüzdeki yıllarda da görebilmek.”
İLHAM KAYNAĞIM AYRTON SENNA
Tasarımı yaparken neden ilham aldınız?
- Formula 1 denince akla ilk gelen Ayrton Senna’dır. Ayrıca Michael Schumacher ile birlikte en beğendiğim iki pilottan biri. Bu ay Senna’nın ölüm yıldönümüydü. İstanbul Park’ın 3, 4 ve 5’inci virajlarının Senna’nın isminin baş harfini yansıtması ve İstanbul Park’ın farklı duruşu bana ilham verdi.
Kupayı yaparken hangi malzemeleri kullandınız?
- Kupa ham çelikten. Tüm kıvrım ve dönüşler elde yapıldı. Yüzde 90’ı el yapımı. Ana form hazırlandıktan sonra üzerine kumlama yöntemiyle damalı bayrak motifleri çizildi.
Diğer grand prix’lerdeki kupalardan farkı nedir?
- Uzun yıllardır tüm grand prix’lerde verilen kupaları takip ediyorum. Aralarında güzel tasarımlar var tabii, ancak kupaların çoğu bir anlam ifade etmiyor ve dönemin duygusunu yansıtmıyor.
SCHUMI’NİN VETTEL’E TAVRI ÇOK FARKLI
Bu yılki Türkiye Grand Prix’sini de yerinde izledim. Yarış öncesi ve sonrası pilotlarla sohbet etme imkanı da buldum. Gördüğüm şu: Formula 1’in efsane ismi Alman Michael Schumacher’in herkesle muhabbeti var ama geçen yılın şampiyonu vatandaşı Sebastian Vettel’e bir başka davranıyor. Onunla çok samimi olduğunu hissettim.