Güncelleme Tarihi:
GülÅŸen'in Erol Köse'den ayrıldıktan sonra yaptığı, "Ben bir kitabı ikinci kez okumam" açıklamasına atıfta bulunan Dinçöz, gazetecilerin sorusu üzerine, "Beni ilgilendirmez, onların kitaplarını bilemeyeceÄŸim. GülÅŸen kütüphane mi kurmuÅŸ çocuklarımız için? Öyle bir ÅŸey varsa elimizden geleni yapalım"dedi.Â
Petek Bebek projesi
Petek Dinçöz’ü şu sıralar Petek Bebek projesinin heyecanı sarmış durumda. Birkaç ay içinde kendi adını taşıyan bebeklerin oyuncakçılarda satışa sunulacağını söyleyen Dinçöz, Tempo dergisinden Arzu Erdoğan’a verdiği röportajda, projeden elde edilecek tüm gelirin engelli olan ve maddi nedenlerle okuyamayan çocuklar için kullanılacağını açıkladı.
Neden albüm yerine maxi single çıkardınız?
- "Kördüğüm" geçen sezon dizi olarak yayınlanıyordu ve orada "Doğum Günü" adlı bir şarkımız vardı. Dinleyicilerden çok güzel tepkiler aldı. Sesimin değiştiğini, güzelleştiğini söylüyorlardı. Kutsi ile sesimizin tonları da uydu. Kördüğüm’cülerden böyle bir teklif de gelince, "Hadi yapalım" dedik.
n Daha önceki röportajımızda hálá biraz ürkektiniz; artık gerçek anlamda bir yorumcu olduğunuza inanıyor musunuz?
- Stüdyo aşamasındayken içeriye Bülent Ersoy girdi. O kadar panikledim ki, dizlerim titremeye başladı. Kutsi ter içinde bana döndü ve "Yandık, nasıl söyleyeceğiz" dedi. Bir de "Kördüğüm" zor bir şarkı. Sevgili Bülent Ersoy kayıt sırasında çok destek oldu. Sonrasında ise "Aferin sana. Ne olmuş senin sesine? Bir farklılık var, güzelleşmiş" dedi. Bu sözleri ondan duymak çok güzeldi. Sınıfı geçtiğimi orada anladım. Daha sonra Seda Sayan’a dinlettim şarkıyı. "Sen mi okudun bunu? Çok güzel" dedi, ondan da geçer not aldım ve kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim. Eskiden kendimi sürekli ispat çabasındaydım. Şimdi artık öyle değil, ben de yorumculuğumla buradayım. Sahneye çıkalı beş buçuk yıl olmuş. Bu süreç içinde de kendimi geliştirmek zorundaydım.
n İnsan sesinin olgunluk döneminin 30’lu yaşlar olduğu söylenir. Siz bu döneme erken girdiğinizi mi söylüyorsunuz?
- Olabilir. Çünkü ben sahnede piştim. Hálá sahneye çıkmadan önce heyecanım mideme vurur ve öğüre öğüre çıkarım. Bir haftada yedi konser verdiğimi bilirim. Bu konserler insanı pişiriyor. Benim de herhalde hem sesim hem sahne performansım sahnede pişti ve olgunlaştı. Eskiden bazı şarkıları "Söyleyebilecek miyim?" endişesiyle okurdum. Şimdi Allah’a şükürler olsun ki, kendime güvenim tam.
n O günlerle bu günler arasında size göre belirgin bir fark var mı?
- Artık eski şarkılardan daha çok hoşlanıyorum. Belki yaşım gereği hep hareketli şarkılar söylemek istiyordum. Ama şimdi o şarkıları daha çok seviyorum ve daha duyarak okuyorum. Mesela Ali İhsan Kısaç hocamın "Kader Diyemezsin Sen Kendin Ettin" şarkısını çok seviyorum.
n Ekstra rekoru sizdeymiş, herhalde çok kazanıyorsunuz?
- Allah’a şükür, sevenlerim çok. Gerçi bu söylenmez, ama ben yardımsever bir insanım. Yaptığım, ama anlatmadığım hayır işleri vardı. Cebimde bir liram olsa, aç kalmayı göze alır, onu ihtiyacı olana veririm. O yüzden daha ev bark sahibi olamadım.
EVÄ°M BÄ°LE YOK
n Gerçekten eviniz yok mu?
- Gerçekten yok. Hep konuşuyorum, inanıyorlar mı, inanmıyorlar mı bilemiyorum ama modacının, kuaförünün, makyözünün, arkandaki orkestranın, avukatının, menajerinin çok iyi olmasını istiyorsan, ona göre belli bir meblağı gözden çıkarmalısın. Dolayısıyla tüm bu harcamalar şu ana kadar bir ev almamı engelledi.
n Tüm bu söylediklerinize ayda ne kadar para gidiyor?
- Bunu söyleyebilmem için muhasebecim Kaya Bey’i arayıp, giderlerimi sormam gerekiyor. Çünkü her ay değişiyor. Ben en iyisi çalıştığım insanların isimlerini sayayım; her konser için yeni bir kıyafet diktiriyorum. Çünkü giysinin tılsımına inanıyorum. Ekibim bu saplantıma kızsa da sanki o tuvaleti ikinci kez giyersem tılsım bozulacakmış gibi geliyor. Canım arkadaşım Cengiz Abazoğlu ile kafa kafaya verip, her konsere ayrı kıyafet tasarlıyoruz. Avukatım Ömer Durak, orkestra şefim Ali İhsan Kısaç, menajerim Haluk Şentürk, Tülay Şendere Kırdemir, kuaförüm Müjdat Kupşi, makyözüm Figen Tokmak... Arkandaki ekip ne kadar iyiyse, maliyetin o kadar artıyor. Ama evim yok diyorum ya, şimdi seninle çıkalım herhangi bir evin kapısını çalalım, eminim ki "Hoşgeldin kızım" diyerek önümüze hiçbir şey yoksa bile bir lokma peynir ekmek koyarlar. Yani benim bir değil bir sürü evim var; öyle düşünüyorum.
n Petek Bebek projesi hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?
- Benim bildiğim ibadet de yardım da gizli yapılmalı. İhtiyacı olan birine, bir çocuğa, yaşlıya ya da engelliye yapılan yardımın duyulması, onların reklam malzemesi gibi görülmesi ve o şekilde kullanılması beni hep rahatsız etti. Ben de çevremde ihtiyacı olanlara adımı kullanmadan yardımcı olmaya çalıştım. Daha sonra Petek Bebek fikri ortaya çıkınca, fikirlerim tamamen değişti. Petek Bebek’te ismimi, şöhretimi, dostluklarımı kullanmam gerektiğini düşündüm ve yola çıktım. İsmimi, popülerliğimi bu proje için sonuna kadar kullanmalıyım ki, daha çok bebek satılsın.
n Bunun geliri sizin mi olacak, yoksa bir yerlere mi bağışlayacaksınız?
- Çocukları mutlu etmek için kullanacağım. Anlaşmalar yapılmak üzere. Gelirin bir bölümü engelliler için bir kuruma, diğer bölümü de eğitim görmek isteyenlere yardımcı olmak amacıyla başka bir kuruma aktarılacak. Çünkü daha çok çocuk mutlu olsun istiyorum. Kısaca Petek Bebek’lerin satışından elde edilecek gelirin hepsi ihtiyacı olan çocuklara aktarılacak.
OKUTTUĞUM BİR SÜRÜ ÇOCUK VAR
n Nerelerde satılacak?
- Türkiye’nin tüm oyuncakçılarında satışa sunmak istiyoruz. Buradan gelen gelirin tamamı vakfa gidecek. Böylece hem para verip Petek Bebek’e sahip olan çocuklar hem de Petek Bebek’ten elde edilen gelirden yararlanacak olanlar mutlu olacaklar. Umarım bu proje çok işe yarar da milyonlarca Petek Bebek satılır, milyonlarca çocuk bu gelirden yararlanır.
n Neden özellikle çocuklar? Sebep hayranlarınızın çoğunun çocuk olması mı?
- Çıkış noktası belki bu ama amacı kutsal. Hayatta çocuklardan daha masum bir varlık var mı? Onların küçücük mutlulukları hiçbir şeye değişilmez. Ayrıca ben üniversiteyi imkánsızlıklar nedeniyle okuyamadım, onlar okusun. Benim okuttuğum bir sürü çocuğum, üniversiteli arkadaşım var. Her yıl sonu, karneleri bana gelir, zayıfları varsa vay hallerine. Yarın ne olacağımız belli mi? Belki yaşlanınca benim ihtiyacım olur, şimdi katkıda bulunduğum insanlar bana bakar, belki hastalanırım dualarını eksik etmezler. Bu iş yaşa bakmıyor.
n Bu işi tek başınıza mı üstlendiniz?
- Şimdilik öyle ama tüm katkılara açığız. Bu projeye katılan bütün kurum ve kişiler, Petek Bebek kutularında duyurulacak. Projeye sağlanan her katkı daha çok çocuk demek. İlgilenenler; senajans@senajans.com adresine yazabilirler.
Oyuncak fikri konserde çıktı
Petek Bebek fikri ne zaman ve nasıl ortaya çıktı?
- Bundan bir ay önce gittiğim bir festivalde giydiğim elbise ve lüle lüle saçlarım çocukların çok ilgisini çekti. Çocukluğumda káğıttan elbiseleri olan Şebnem bebekler vardı. O bebeklerle oynamaya bayılırdım. İşte festival sırasında çocukların bu ilgisini görünce, "Ben neden Petek Bebek çıkarmıyorum" dedim. Türkiye’de istediğim nitelikte bebek üreten bir firma bulamadığımız için, ithalatçı bir firmayla görüşmelere başladık. Ama sanırım Petek Bebek’lerin piyasaya çıkması birkaç ayı bulacak.
EVLENMEMİZ İÇİN CAN’IN BÜYÜMESİ GEREK
n Siz kendi çocuğunuzu ne zaman kucağınıza alacaksınız?
- Çocuk istiyorum, her şey kader kısmet. Ama en uzun nişanlılık rekoru bende. Tam yedi yıldır nişanlıyım. Geçmişte hep "Bu sene evleneceğim" diyordum. Artık kader diyorum.
n Neden? Can Tanrıyar evliliğe yanaşmıyor mu?
- O yaş olarak olgun ama herhalde biraz daha büyümesi gerekiyor. Galiba evlendikten sonra üzülmekten korkuyorum.
n Can Tanrıyar doğru kişi değil mi?
- Dediğim gibi onun biraz olgunlaşması lazım. Belki ileride bir yanlış yapar, ben de katil olurum, hayat bu! Belki de bundan sonraki röportajı gelin odasında yaparız, kim bilir?