Güncelleme Tarihi:
Kaplumbağa havlamaz
Şu sıralar yeni bir hayvan edinmek isteyenler için Türkiye'nin görüntüsü son derece cesaret kırıcı. Hayvan Hakları Yasası’nın peşine düşen hayvanseverler eylem yapınca soluğu karakolda alıyor. Kediler, köpekler mahkeme kararıyla apartmanlardan sürgüne gönderiliyor. Sokaklarda, sahipli sahipsiz bakılmaksızın köpekler öldürülüyor.
Bu atmosferde bir kedi ya da köpek alma cesaretini kendinde bulamayanlar için su kaplumbağaları biçilmiş kaftan. Bir kere, su kaplumbağaları havlamıyor. Alerjisi olanları etkilemiyor. Sokakta dolaşıp, hayvanlara karşı kesimin tüylerini diken diken de etmiyor. Üstelik, evde beslenen su kaplumbağalarının sürgüne gönderilmesi için çıkmış Yargıtay kararı da yok.
FİRARI SEVİYORLAR
Bir su kaplumbağası edinmenin en kısa yolu pet shoplardan geçiyor. Başlarında sarı ve turuncu çizgiler bulunan Singapur kaplumbağalarını çok ucuza satın almak mümkün. Onları yalnızlığa mahkum etmemek için birden fazla almakta yarar var. Su kaplum-bağalarının yaşamlarını geçirecek ortama gösterilecek özen, onlarla birlikte yaşamaktan duyulacak mutluluğun dozunu da arttıracağını unutmamak gerek. Mekan sorunu çözmek için iki seçenek var. Biri, pet shoplarda satılan, üzerinde küçük adacığı bulunan plastik küvetler. 4-5 santim çapındaki yavru kaplumbağaların bir yıl içinde büyüyüp, yanları alçak küvetlerden çıkıp, firar edebileceklerini unutmamak gerek. Küvetten her çıkışlarında, ölecekleri endişesiyle evde köşe bucak kaplumbağa aramak gerçekten sıkıcı bir iş. En iyisi, yanları yeterince yüksek olan, mümkün olduğu kadar geniş tabanlı bir akvaryum edinmek. Akvaryuma suyu doldurmakla iş bitmiyor. Su kaplumbağaları, günlerinin önemli bir bölümünü suyun dışarıda geçirdikleri unutulmamalı. Onun için akvaryumun bir yarısını iri kum ve çakıl taşlarıyla düzenlemeli. Kum ve çakıllı bölümün, akvaryumun su dolu bölümüne tatlı bir meyille inmesini sağlarsak, kaplumbağaların karaya çıkışlarını kolaylaştırmış oluruz.
Akvaryuma konulacak çeşme suyunu en az 24 saat bekletmekte fayda var. Suyunun temizliği, hiç şüphesiz kaplumbağaların ömrünü uzatacaktır. Akvaryumların suyunu haftada iki kez değiştirmeli. Kaplumbağaları zaman zaman yıkayıp, sırtlarında oluşan yosun tabakasını da temizlemek, hem güzel görünmeleri hem de sağlıklı yaşamaları açısından önemli.
OBUR YARATIKLAR
Tatlı su kaplumbağalarının obur yaratıklar olduğu unutulmamalı. Önlerine ne kadar yiyecek konulursa konulsun hepsini bitirmek isteyeceklerdir. Bunun da sonu aşırı şişmanlık ve ölüm olacaktır. En iyisi, yiyeceklerini azar azar vermek. Sevdikleri kurutulmuş karideslerden günde 4-5 tane yiyebilirler. Su kaplumbağaları için hazırlanmış pelet yemler de var. Tüm hayvanlarda olduğu gibi kaplumbağaları da tek tip besinle yaşatmaya çalışmak hata olur. Zaman zaman küçük parçalar halinde çiğ et, taze midye içi, solucan parçaları, küçük balıklar verebilirsiniz. Tabii aşırıya kaçmamak kaydıyla. Artan yemleri hemen toplarsanız, kaplumbağaların suyu daha geç kirlenecektir.
Singapur kaplumbağalarının boyu 68 santime kadar büyüyebiliyor. Tabii bu uzun yıllar alıyor ama bir kaplumbağa beslemededen önce büyüyeceğini unutmamak gerek. Bayramoğlu Hayvanat Bahçesi'nin sürüngenler bölümünde, büyüdükleri için terkedilmiş tam 25 kaplumbağa yaşıyor.
GÜNEŞE BAYILIYORLAR
Tatlı su kaplumbağalarının küvetini, güneş alan bir pencerenin kenarına yerleştirmeyi ihmal etmeyin. Bakmayın zamanlarının büyük bir bölümünü suda geçirdiklerine. Bu sevimli yaratıklar güneşe bayılıyorlar. Güneş çıktığı zaman onlar da sudan çıkıyolar. Başlarını kabuklarından çıkartıp güneşlenen kaplumbağaları izlemek gerçekten keyifli. Güneş, deniz kaplumbağaları için vazgeçilmez bir ihtiyaç. Güneş almayan yerlerde yetiştirilen kaplumbağaların, kısa sürede kabukları yumuşuyor. Sarı ve turuncu renkleri koyu yeşil oluyor. Ve güneş banyosu yapamayan kaplumbağalar kısa sürede ölüyor.
EĞİTMEN GÖZÜYLE
Çocuklar ve köpekler
Çoğu insan çocuğuna, arkadaş olsun, paylaşımı, sevmeyi öğrensin diye köpek alır. Ancak, sorumsuz yetişen çocuklar köpekle yaşamayı bilmez. Çoğu kez dengeyi bozarlar.
Sizler, çocuklarınız ya da dostlarınız, şakalaşmayı karşılık verinceye kadar sürdürürseniz köpek agresif davranabilir. Bu yüzden, iyi bir sahip olarak köpeğinizi fiziki ya da psikolojik olarak rahatsız etmelerini engellemek için bazı önlemler almanız gerek. Çocuklara, yabancı bir köpeğe arkasından, birdenbire yaklaşmamaları ya da başına dokunmamaları gerektiğini öğretin. Köpeğiniz ve küçük çocuklar birlikteyken, gözünüzü onlardan ayırmayın. Yaramaz ve kural tanımaz çocukların, köpeğinizin başına üşüşmelerine asla izin vermeyin. Çünkü bu durum köpekte tehdit ediliyormuş hissi uyandırabilir. Bunun yanında, bir çocuk köpeği kolaylıkla oyuna teşvik edebilir. Köpek hoplayıp zıplarken, bilmeden çocuğu incitebilir.
Köpeğinizle ilişkinizi gözlemleyin ve konuklarınıza köpeğin neden hoşlanıp, neden hoşlanmadığını anlatın. Özellikle çocuklar tarafından çığlık atmak, kulak, kuyruk ya da tüyleri çekmek, bir şeyle dürtmek, sıkıştırmak, köpeğe sessiz ve gizlice yaklaşmak tehlikeli davranışlardır. Bunun yerine çocklara daha uygun, alternatif bir eğlence sunun. Örneğin, kaşıdığınızda köpeğin kuyruğunu sallamasına neden olan karnındaki o büyülü noktayı gösterin.
Cihan ÖZYAĞMUR (Köpek Eğitmeni)
KEDİ HİKAYELERİ
DAVETSİZ MİSAFİRLER
Sahipsiz, dost canlısı bir karakedi, 1981 yılında Boynton Beach, Florida'daki Bethesda Memorial Hastanesi'ni evi olarak seçti ve bir daha oradan hiç ayrılmadı. Lady adlı kedi, hastanenin kapısında her gün çalışanları ve konukları karşılıyordu. canı istediği gibi hastanede dolaşıyordu. Hastane görevlilerinden Janett Dick'in anlattığı bir olay ise çok ilginçti: ‘‘Lady herkesi gülümsetiyor, onları avutup rahatlatıyordu. Bir keresinde terapistimiz onu, inme inmiş bir hastanın kucağına koydu. Hasta gülümsedi. Lady kucağından inmeden önce hastalığı süresince ilk bir kelime fısıldadı. Lady'yi hepimiz çok seviyoruz.
1975 yılında daha ufacık bir yavruyken, Sacramento Cezaevi'nin açık kapısından girip, kadınların kayıt odasına saklanmıştı. Oradan bir yolunu bulup kadınların koğuşlarına sızmayı başardı. Sert oynayınca fena ısırdığı için Jawb adını verdiler ona kadın mahkumlar. 1975 yılından 1988'e kadar, Sacramento Cezaevi'ne yeni gelen her kadın mahkumu Jaws karşıladı. Bacaklarına sürünerek 'Hoşgeldin' dedi. onlara. İlginç olan nokta, 13 yıllık görevi boyunca Jaws'ın, bir kere bile binanın diğer katlarına, örneğin erkeklerin bulunduğu bölüme geçmemesiydi.
Balkon köpekleri
Gökdelen görkemli apartmanların balkonlarında, müebbete mahkum köpekler içimi sızlatıyor.
Onlar, patileri demir parmaklıklarda, gelen geçeni izliyorlar gün boyu.
Aynı yalnızlığı paylaşıyor hepsi.
Bakışlarında hep aynı mahsunluk.
'Kurtarın beni bu çileden' der gibi.
Yaşamları riskli, kısa, ama özgür sokak köpeklerine gıptayla laf atıyorlar, hücrelerinden.
Arada da umutsuzluğa kapılıp havlıyorlar uzun uzun.
Bu yüzden komşular onları hiç sevmiyor.
Gözleri, kışın soğuktan çapaklanıyor.
Yazları, sıcaktan bir karış dışarıda dilleri.
Balkonun bir ucuna yerleştirilen kulübeleri hep kırık dökük.
Hapsoldukları o daracık mekanda, tüketemedikleri enerjilerinden, kulübelerinin kapılarını, saçaklarını kemirerek kurtulmaya çalışıyorlar.
Kent yaşamının tatsız bir gerçeği olan balkon köpekleri, o bildik, bir anlık hevesin ürünü. Bebekken alınıyorlar.
Koca birer Husky, Doberman ya da Rotweiller olunca balkona kapatılıyorlar.
Hayvan sevgisi dedikleri buysa.
Ben hayvan sevmiyorum.
Köpeklerini balkona mahkum edenleri de.
MEKTUP
Hürriyet Medya Towers Pet Corner
Güneşli-34544 İSTANBUL Faks: 0212 677 03 40
e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr
Astronot maymunlar emekli oluyor
Amerika'da yaklaşık 40 yıldır uzay araştırmalarında ve ilk uzay yolculuğunu yapan maymunlar 3 Haziran'da törenle emekli oluyor. Amerikan Hava Kuvvetleri'nde uzay denemelerinde kullanılan 143 maymun bundan sonraki yaşantılarını gönüllü ailelerin yanında sürdürecek.
Maymunlar, havacılık ve uzay denemelerinde 1950'li yıllarda kullanılmaya başlandı. Amerikan Hava Kuvvetleri'nin isteği üzerine, 65 maymunun yeraldığı laboratuvar New Mexico yakınlarındaki Hollaman Hava Üssü'nde kuruldu. Bu maymunlar, Afrika'daki vahşi ormanlardan getirilen çok sayıda hemcinsinin arasından seçilmişti.
İlk Amerikalı astronot olan Alan B. Shepard'ın uzaya çıkmasından üç ay önce, Ham adındaki maymun, Mercury kapsülüyle uzaya gönderildi. Testlerin başarılı olması üzerine ilk insanlı uzay uçuşları başladı. Ham'ın uçuşunu Enos ve Minnie isimli maymunların uzay yolculukları izledi. Maymunlar, özellikle ağırlıksız ve yer çekimi olmayan ortamlarda yapılan testlerde kullanıldılar. Bu denemelerden elde edilen tecrübeler uzay yolculuklarının insan üzerine etkileri konusunda büyük yararlar sağladı. Aktif testler 1970'li yıllar kadar devam etti.
Hayvan hakları derneklerinin baskıları ve artan maliyetlerle birlikte maymunların yaşlanması sonucunda Hava Kuvvetleri maymunları emekliye ayırma kararı aldı. Maymunların emekli olduktan sonra özel kliniklerde denek olarak kullanılması fikrinden vazgeçildi. Yıllardır havacılık ve uzay denemelerinde kullanılan maymunlar, son günlerini gönüllülerin yanında geçirecekler.