Pera Palas’ta Agatha avı

Güncelleme Tarihi:

Pera Palas’ta Agatha avı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2004 00:22

Pera Palas Oteli’nde esrarengiz film ya da şaka gibi bir dizi olay yaşandı. Ressam Engin Varol’un bir zamanlar otelde konaklayan ünlü polisiye yazarı Agatha Christie ile aynı odada kalması ve ruhuyla bağlantı kurduğunu iddia etmesiyle başlayan olaylar, çatı arasında yıllardır gizli kalmış bir kürtaj takımının bulunmasıyla devam etti. Agatha Christie’nin kayıp anı defteri uğruna duvarlar bile delindi. Av, bir resim sergisiyle nihayet buldu.

Her şey ressam Engin Varol’un mayısın ilk günlerinde gördüğü rüyayla başladı. Rüya onu, 17 Şubat 1926’ya, Tepebaşı’ndaki Pera Palas Oteli’ne götürmüştü. Ünlü İngiliz polisiye roman yazarı Agatha Christie’yle tanıştı. Bugünlerde sık sık erkeklerin rüyalara giren Britney Spears gibi alımlı değilse de sadık bir ziyaretçiydi Agatha. O günden sonra uykusunda sık sık ziyaretine geldi Engin Bey’in.

Sonunda Engin Bey, Pera Palas’ın yolunu tuttu. İlk kez bu otele geliyordu. Ani bir kararla resepsiyona gitti. Agatha Christie’nin odasında gecelemek istediğini söyledi. Görevli o odayı müşterilere açmadıklarını söyledi. O sırada tesadüfen otelin işletme sahibi Kemal Süzer yanlarına geldi. ‘Size başka bir oda verelim, ama gelin ben size Agatha’nın odasını gezdireyim’ diye yumuşatmayı denedi gergin ortamı.

BU ODA ONUNKİ DEĞİL!

Asansörde, Varol ile Süzer arasında tuhaf bir diyalog oldu. Varol ‘Galiba 4. katta, uzun bir koridoru geçince solda, koridora iki kapı açılıyor’ dedi. ‘Daha önce bu odayı gördünüz mü?’ diye sordu Süzer. ‘Dün gece rüyamda ruhum geldi, bedenim ilk kez geliyor’ diye cevap verdi Varol.

Agatha Christie’nin odasına girdiklerinde bir başka garip olay yaşandı. Varol ‘Bu onun odası değil’ dedi. ‘Yatağın başucu diğer duvara dayalı olmalıydı, şu andaki duvarın yerinde de banyo bulunmalıydı.’ Diz çöküp duvarları incelemeye başladı. Bu sırada emektar otel görevlisi karıştı söze: ‘Evet, uzun yıllar önce bu taraftaki odaların, banyoların yeri değişikmiş...’

Süzer şaşırdı bu işe, ailesi yıllardır bu oteli işletiyordu ve değişikliği duymamıştı. ‘Agatha’nın odasına böyle esrarengiz müşteriler yakışır’ diyerek Varol’un bir gece odada ücretsiz konaklaması için talimat verdi. Teşekkür etti Varol, bir de teklifte bulundu: ‘Ressamım, bu akşam odada resim yapacağım. Sabah beğendiğiniz olursa size hediye ederim.’

Ertesi gün kahvaltıya indiğinde Varol’un elleri boya içindeydi. Süzer’e rastladı. ‘Dün gece 102 resim yaptım’ diyerek Süzer’i şoka uğrattı. ‘Gece 12.00’den sabah 05.00’e kadar resim yaptım, Agatha ile şarap içtik...’

Şarap içmekle kalmamış, sohbet de etmişlerdi. 1976’da Amerikalı bir medyumun girişimiyle, odadaki döşemenin altında bulunan anahtardan sonra başka sırların olduğu çıkmıştı ortaya. Agatha Christie’nin Pera Palas’ta kaldığı süre içinde 11 gün odasından hiç çıkmamasının nedeni kürtaj olmasıydı, bu arada anılarını yazmış, otelde bırakmıştı. Varol yaptığı resimlerin bir günlüğüne otelde sergilenebileceğini, ama satmayacağını belirtti.

Agatha’nın kürtaj yaptırdığına dair kanıtlar olduğunu söylüyordu Varol. ‘Üstelik bunlar otelde’ diyordu. Süzer’i ikna etmesi zor oldu. Sonunda izni kopardı. İki görevliyle çatıya çıkıp, eski eşyaları inceledi. Tozlar içinde bir doktor çantası buldular. İçinden iki metal cihaz çıktı. Bir doktora sordular. Cevap Varol’u destekliyordu: ‘Bunlar iki farklı tür spekulum, vajinayı açmakta kullanılır...’

OTELİN DUVARLARI DELİNİYOR

Anı defterini de bulmak mümkündü. Engin Varol’un tek isteği vardı: Agatha’nın odasında 11 gece daha kalmak. Sonra defterin yerini noter tasdikli bir belgeyle otel yöneticilerine teslim edecekti. Bu arada Süzer’e geçmişiyle ilgili bazı bilgiler verip, onu bir kez daha şaşırtmıştı. Talebi kabul edildi. Aynı odada 11 gece daha kaldı. 11 Haziran sabahı odadan çıktı. Bir günlük resim sergisinde yer alacak eserlerini yerlerine yerleştirdi. Akşam 21.00’de günlüğün bulunması muhtemel iki yeri otel görevlilerine tarif etti.

Bunlardan biri 5. kattaki servis kapısının yanındaki duvardaydı. İlk darbelerden sonra görevliler umutla seslendi: ‘Arkada bir boşluk var.’ Heyecan artmış, nefesler tutulmuştu. Duvarın arkasındaki odadan küçük bir delik daha açıldı. Engin Varol ‘Biraz sonra tarihe tanıklık edeceksiniz’ derken duvarın boş olduğu anlaşıldı. Agatha’nın odasındaki resimlerden birinin arkasına bakıldı daha sonra. ‘Otel mimarisi değiştirilmiş, rüyamda gördüğüm yerlerden emin olamıyorum’ diyordu Varol. İki yer daha önerdi. Fakat bu kadar tecrübe yetmişti. Arama faaliyeti durduruldu, Pera Palas Oteli böylece ‘Kevgir Palas’ olmaktan kurtuldu.

RESSAM ENGİN VAROL

Medyum değilim

Engin Varol (56) evli bir çocuk sahibi. Muhasebecilik yaptı, otobüs yedek parçaları satan bir mağaza, daha sonra Kasımpaşa’da Varol Sanat Galerisi adıyla bir atölye açtı. Azerbaycan’dan getirttiği ressamlara burada resimler yaptırdı. Dört yıl önce resim yapmaya başladı. ‘Sihirbaz ya da medyum değilim. Sadece bazı güçlerim var. Başka kişilerin hayatını yaşıyorum’ diyor.

PERA PALAS’IN İŞLETMECİSİ KEMAL SÜZER

Doğaüstü güçlere inanırım

Engin Varol’un bizden farklı olduğuna kanaat getirdim. Doğum aletlerini onun söylediği gibi, çatıdaki depoda bulduk. 411 numaralı odanın banyosundaki değişikliği söyledi. O küçük hatıra defterini bulacağım, diye tutturunca düşündüm: Ne kaybımız olurdu ki? Önce para sızdırmayı mı planlıyor, diye düşünmüştüm. Birkaç sefer para önerdim. Reddetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!