Pazar günü çamaşıra giden bir sanatçı değilim

Güncelleme Tarihi:

Pazar günü çamaşıra giden bir sanatçı değilim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2008 00:00

Levent Kırca, şu sıralar zamanının büyük bölümünü, Küçükcekmece Belediyesi'nin hizmete açtığı Cennet Kültür Merkezi'nde sergileyeceği "Toros Canavarı" adlı oyunun provalarında geçiriyor

Haberin Devamı

Ahmet Hakan, Hürriyet gazetesindeki köşesinde Levent Kırca özleminden bahsetti... "Günümüz siyasetçileri için keşke yine program yapsa da bunları televizyona taşısa" diyor.

- Evet çok güzel diyor. Sabah söylediler bana da, öyle haberim oldu, çok hoşuma gitti. Ahmet Hakan’a teşekkür ediyorum. Aslında Ahmet Hakan’ın teşhisi doğrudur. Doğruluğunu sokaktaki seyirciden hissediyorum. "Yahu ne zaman çıkacaksınız? Çok özledik sizi, yeniden görmek istiyoruz televizyonda" diyorlar. Televizyonda

Pazar günü çamaşıra giden bir sanatçı değilim
muhalefet istiyor insanlar, mizahın gerçek yüzünü görmek istiyorlar. Levent Kırca mizahını özlediler. Çünkü bu bir bayrak yarışıydı. Bir zamanlar Azin Nesin’lik denilen şeyler bir süre sonra Levent Kırca’lık oldu. Öte yandan, televizyona baktığın zaman hiç muhalefet göremiyorsun, mizahın gerçek işlevini göremiyorsun. Sıradan komiklikler, abukluklar... Bunları kötü diye söylemiyorum, herkes kendine göre başarılı ama görevci gülmece dediğimiz Türk mizahının aslı yok ortada.

Haberin Devamı

Görevci gülmece denilen mizahı televizyonlarda göremiyoruz da siz neden yoksunuz peki?

- Göreceğiz... İnsanın zaman zaman geri çekilip dinlenmesi gerekir. Dinlenirsin ve seyircini dinlendirirsin. Ondan sonra yeniden hücum edersin. Ben çekildim, dinlendim seyircimi de dinlendirdim. Ben seyirciyi özledim, seyirci beni özledi. Sonuç itibariyle karşılıklı bir özlem var. Pazar günü çamaşıra giden bir sanatçı değilim! Çok fazla ortalıklarda dolaşmıyorum, önüne gelen programa çıkmıyorum. Artık bir kanaldan iyi bir öneri zamanıdır.

CEM YILMAZ’IN ALDIĞI REYTİNG SKANDAL

"Olacak O Kadar"dan farklı bir format mı olur, yoksa aynı formattan devam etmeyi mi düşünürsünüz?

/images/100/0x0/55eb2550f018fbb8f8ae3c65

- Tamamen değişik şeyler yapılabilir. Eski "Olacak O Kadar"ı yapacağımı zannetmiyorum. Ama bir şekilde içinde bulunduğumuz durumların eleştirilmesi lazım. İnsanlar o paketi görmek istiyor. Televizyonda haberleri izliyor, gazetelerde bir şeyler okuyorlar. Gerek Ergenekon, gerek Deniz Feneri ya da başka bir şey... Kılıçoğulları’nın düellosunu görmek istiyorlar. Bu biraz daha kabare formatı içinde ve "Olacak O Kadar" ile fazla ilişkilendirmeden yapılmalı diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Son dönem komedi dizilerini Levent Kırca gözü ile eleştirir misiniz?

-Mizah ya da diğer program yapanlarda bir çekince var. Türk mizahı çok güçlüdür. Kendi başına baktığın zaman bir Nasreddin Hoca mizahı vardı. Nasrettin Hoca da devletten korksaydı, Türkler’in böyle bir mizah altyapısı olmazdı. Dünyanın hiçbir yerinde parayı veren düdüğü çalar, ye kürküm ye gibi bir mizah türü yok. Önce halk ozanlarımızın türkülerine bakıyorsun, sonra da bugünkü popüler müziğe bakıyorsun, havada uçuyor. Aşık Veysel gibi bir ozanın olduğu ülkede pop müzik bu seviyede olursa, adama gülerler. Hükümetten korkuyor insanlar. Kendi çıkarlarını kaybetmemek için korkuyorsan, bir yere varamazsın. Görüyor musun Cem Yılmaz’ın TRT’de ilk yayınlanan programlarını. Skandal! Sen "Ben birinciyim, Türkiye’deki en büyük mizahı ben yapıyorum" diyorsun, halka sunduğun zaman da 23’üncü oluyorsun. O zaman bir yanlış var demek. Bunu Cem Yılmaz’ı küçümsemek için söylemiyorum. Cem Yılmaz’ı çok takdir ediyorum, beğeniyorum ama şunu anlamıyorum. Birisi çıkıp "En büyük benim, bir numara benim" diyemez, diyorsa ya kafadan bir sorunu vardır ya da ahlaki bir sorunu...

Haberin Devamı

BU YIL MUHALİF BİR SİNEMA FİLMİ YAPACAĞIM

Pazar günü çamaşıra giden bir sanatçı değilim
Tiyatrodaki birlikten bahsediyorsunuz, ama tiyatrocular arasında bir birlik olmadığını da görüyoruz. Özel tiyatrolara devlet yardımı, özel tiyatrocular arasında her zaman bir düello konusu. Kerem Alışık Tiyatrosu’nun devletten yardım alması üzerine tiyatro sahipleri kıyamet kopardı. Aslında birbirlerine destek çıkmaları gerekmez mi? Ne dersiniz?

- Aynen katılıyorum sana. Tabii ki birbirimize destek olmalıyız. Geç müracaat etmişse etmiştir, ne yapalım. Müracaatın geçi erkeni mi olur? Tiyatrosun ve yardım alacaksın, geç müracaat etsen ne olur? Ben ters tepki verenler gibi düşünmüyorum. n Siz tiyatroculuğunuzun yanı sıra iyi bir sinemacısınız da... Sinemayı artık unuttuk mu, yoksa ara mı verdik?

- Sinemanın eli kulağında... Bu sene bir film çekiyorum, ama çok bahsetmek istemiyorum. Sadece bir muhalefet filmi olacak diyebiliriz.

Haberin Devamı

Oya "Seninle beraberken kendimi gösteremiyorum" demekte haklıymış

Levent Kırca’nın asabi bir yönü mü var? - Levent Kırca çok sakin bir insan. Hiçbir zaman sesini yükseltmeyen, bir şey yapacağı zaman saatlerce bekleyen, kırmamaya çalışan, son derece huzurlu biri.

Oya Başar ile ayrıldınız, bundan sonra yalnız mı devam edeceksiniz hayatınıza?

- Oya "Seninle beraberken ikinci planda kalıyorum, kendimi gösteremiyorum" diyordu. Evliliğimiz bunun için bozuldu demiyorum, ama acaba doğru mu söylüyor diye düşünürdüm. Öyle olduğunu da seyircilerine ispat etti. Bana gelince, hayatımda biri olur mu olur. Olsa keşke, çok isterim. n  İnsanlar boşandıktan sonra sırtlarını dönüp giderler, ama Oya Hanım ile siz dost kalmayı becerdiniz. Sırrınız ne?

- İlk boşandığımızda pek de iyi görüştüğümüz söylenemez. Birbirimizi uzaktan takip ediyorduk. Ne zaman ki Oya bir kanser rahatsızlığı geçirdi, o zaman ben ciddi bir şekilde bu konudaki anlayışımı ve dünya görüşümü değiştirdim. Her gün konuşuyoruz. Zaten çok sevdiğim, takdir ettiğim biri.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!