Güncelleme Tarihi:
Alman mantalitesiyle baktığınızda, bir Türk’te en anlayamadığınız, en yadırgadığınız şey ne?
- Almanların içinde Türkçe konuşmaları, verdikleri randevu saatine uymamaları. “Ne olacak 5 dakika geciktiysek” demeleri. Sonuçta, Türklerin yaptığı hata, her zaman iki katı olarak görünür. Onlar geç kalsa, bir kereye mahsus oldu denir.
Kendinizi şımartmak için neler yaparsınız?
- Alışveriş. Bayılırım alışveriş yapmaya. Alışveriş yapınca kendimi mutlu hissediyorum. Ayakkabı hastalığım var benim. 200’e yakın ayakkabım vardır. Güzel giyinmeyi, temiz olmayı, temiz giyinmeyi seviyorum.
Türkiye’deki futbolcular genellikle şıkır şıkır, fazla aksesuvarlı kıyafetler giyiyorlar. Sizin nasıl bir tarzınız var?
- Türkiye’de de güzel giyinen futbolcular var. İbrahim Toraman, Arda Turan, Guti gayet şık giyiniyor. Takım elbise giymeyi de çok seviyorum ama genelde spor kıyafetlerim var.
Paranız var, şöhreniz var. Hayatınızın amacı ne?
- İnsanları mutlu ederek, mutlu olmak. İşimde ve evimde mutluluk benim için her şeyden önemli.
Bir başucu kitabınız var mı?
- Çok kitap okuyorum dersem yalan söylerim. Ama Paulo Coelho’nun kitaplarını çok severim. Motivasyon kitapları ve şükretmeye yönelik kitaplar okumuştum. Futbolcuların biyografilerini okurum. En etkilendiğim ise David Beckham’ın hayatıdır. Herkes onu bir Hollywood starı gibi görüyor ama oraya gelene kadar çok çalıştığını ve bugün bile çok mütevazı olduğunu o kitaplardan öğrendim.
Herhangi bir Türk edebiyatçı biliyor musunuz?
- Orhan Pamuk’un ismini biliyorum ama hiç kitabını okumadım. Ben hiç Türkçe kitap okumadım şimdiye kadar...
Favori bir filmiz var mı?
- Denzel Washington’ın oynadığı her filme bayılırım. Türk filmlerinden ‘Recep İvedik’i 100 kere izlesem sıkılmam. Cem Yılmaz’ın ‘Gora’sını çok sevmiştim. Almanya’da benim yaşımda hangi gence sorsanız, Kemal Sunal ve Malkoçoğlu’nu söylemeyi de unutmaz.
Futboldan başka bir spora ilgi duyuyor musunuz?
- Tenis oynamayı çok seviyorum. NBA’yi çok iyi takip ederim. Los Angeles Lakers inşallah finali oynar. Final maçı için Amerika’ya gitmeyi istiyorum.
Seyahat etmeyi sever misiniz?
- Hem de çok. Farklı ülkelere seyahat etmeyi çok seviyorum. Dubai’yi çok sevdim ama New York’a hayran kaldım. İstanbul gibi çok güzel bir şehir. Türkiye’de de Antalya ve Bodrum’da tatil yaptım.
Taviz vermeyeceğiniz bir prensibiniz var mı?
- Disiplin.
Sizi en sinirlendiren şey nedir?
- Hakkımın yenmesi. Hakkım yendiğinde çok üzülür ve sinirlenirim. Yalan konusunda da çok hassasım. Ailemi üzen olursa, ona hepsinden çok sinirlenirim.
KIRŞEHİRLİ OLUP NEŞET ERTAŞ DİNLEMEMEK OLMAZ
Müzikle ilginiz var mı?
Kayne West ve Rihanna çok severim. Türkiye’de son zamanlarda Soner Kabadayı’yı çok beğeniyorum.
Aileniz Kırşehirli. Neşet Ertaş türküleri, neredeyse tüm Kırşehirlilerin genlerine işlemiştir. Her ne kadar Almanya’da doğup büyüseniz de, genlerinizi şöyle bir yalayıp geçmiş midir acaba?
Kırşehirli olup da Neşet Ertaş dinlememek mümkün değildir. Özellikle dayım, çok büyük hayranıdır. Ben de sever ve dinlerim.
Almanya’dan Türkiye’ye baktığınızda buradaki nabzı yoklayabiliyor musunuz? Sizin için Türkiye’de şu an en sıcak olay nedir mesela?
- İbrahim Tatlıses’in vurulması. Dünyadaki haberleri de iyi takip ederim.
En son ne zaman ağladınız?
- Üç ay önce ağladım ama mutluluktan. Biri işimle ilgili biri de özel bir konu. İkisi de bana kalsın.
22 yaşındasınız ama evlisiniz. Evlilik için erken bir yaş değil mi?
Aile ortamını çok seviyorum. Gece hayatım çok yoktur. Eşimin ailesi Hollanda’ya göç eden Türklerden. Onlar, Almanya’da benim yaşadığım kasabadaki akrabalarını ziyarete geldiklerinde tanıştık. 15-16 yaşından beri tanışıyoruz. Ben 19, o 20 yaşındaydı evlendiğimizde. Beni tanıyanlar, tuhaf karşılamadı bu evliliği. Çok mutluyum ve bugüne kadar hiç ‘Keşke...’ demedim. Çok güzel ve akıllı bir eşim var.
O ne yapıyor Almanya’da?
- Bana akıl hocalığı yapıyor. O olmazsa, ben ben olamazdım. Burada size anlatamayacağım kadar kıymetlidir benim için.
Hangi durumlarda çekilmez bir adama dönüşürsünüz?
- Yenildiğimde. O zaman bana çok yaklaşılmasa iyi olur. Kimseyi germem ama neşesiz olurum. Girdiğim ortamın neşesini kaçırmamak için, sahte neşe de gösteremeyeceğim için yalnız kalmayı tercih ederim. Eşim ve ailem de bunu artık çok iyi biliyor ve o zamanlarda beni yalnız bırakıyorlar.
BUGÜNLERİMİ DEDEME BORÇLUYUM
Bu yıl Türkiye’den Almanya’ya göçün 50. yılı. Sizin ailenizin göç hikayesi ne?
- Önce dedemler gelmiş çalışmaya. Babamı da 14 yaşında yanlarına almışlar. Annenim ailesi de aynı şekilde. Annem de Almanya’ya geldiğinde 13 yaşındaymış. Annem ve babam orada tanışıp evlenmişler. Benden büyük bir abim var. İkimiz de Almanya’da doğup büyüdük. O futbol oynamıyor, üniversitede okuyor.
Siz üniversiteye gittiniz mi?
Üniversite hazırlık okudum ama futbol oynamaya başladıktan sonra okumadım.
Mahalle arasında top koşturan bir çoçukken şimdi sizi tüm dünya tanıyorsa bunu kime borçlusunuz?
Dedeme. Abim altı yaşındaydı ve bir kulüpte futbol oynuyordu. Dedem beni bir gün abimin idmanlara götürdü. O arada biz dedemle topla paslaşarak oynamıştık. Kulüpte beni görenler dedeme, “Bu çocuğu futbola yazdırın” demiş. Önümü ilk açan dedemdir. Futbol benim her zaman en büyük zevkim ve aşkımdı.
Futbol hayatında size duygu zirvesi yaşatan, tüylerinizi diken diken eden bir olay var mı?
Almanya’ya karşı oynadığım ve gol attığım ilk milli maçım... Bundesliga’da (Alman Futbol Ligi) oynadığım ilk maç... 21 yaşında, Almanya’nın en büyük kulüplerinden biri Dortmund’da kaptan olarak sahaya çıktığım maç... Benim için hepsi çok özel ve gurur vericidir.
21 yaşında sizi niye kaptan seçtiler? Sadece iyi bir futbolcu olduğunuz için mi?
İletişimim iyidir. Takımı motive ederim. Liderlik özelliklerim vardır. Saha içinde her zaman pozitif olmaya çalışırım. Hocalarım bunu gördüğü için seçmişlerdir herhalde. Sadece biraz sabırsızımdır. Halbuki, futbolcunun biraz sabırlı olması gerekir.
Siz kendinizi bir futbolcu olarak nasıl tanımlıyorsunuz?
Takım ruhuna inanmış, çok çalışan, futbola aşık biri.
Alman liginde oynayan bazı Türk futbolcular, Alman Milli Takımı’nı seçerken, siz Türk Milli Takımı’nı seçtiniz. Niye? Bu sizin bağımsız bir kararınız mıydı? Sizi etkileyen birileri oldu mu?
Kesinlikle kimsenin etkisi olmadı. Kendi kararımdı. Ailem bana sadece, “Kendini nereye daha yakın hissediyorsan orayı seç” dedi. Almanya’da büyüdüğüm için çok şanslıyım. Çok güzel ve disiplinli bir kültürde büyüdüm. Ama dört kişilik ailemin içinde, kapıların arkasında da bir Türk gibi büyüdüm. Önce Türk kültürü, sonra Alman kültürü geldi benim için. O yüzden “Almanya mı, Türkiye mi?” diye bir soru bile olmadı kafamda.
Futbol kariyerinizden sonra, hayatla ilgili bir planınız var mı?
Ben daha 22 yaşındayım ama ileriyi düşünüyorum. Tatile çıktığımda bile iki hafta sonra duvarlar üstüme üstüme gelir. Çalışmadan yapamam. Futbolda hocalığa yatkın bir karakterim olduğunu düşünüyorum. Herhalde öyle devam ederim.
AYAKLARIM YERE SAĞLAM BASAR PARA VE ŞÖHRET BENİ BOZMAZ
22 yaşında genç bir futbolcu olarak, çok büyük paralar kazanıyorsunuz. Para sizce nedir? Parayla saadet olur mu?
Ben orta halli bir ailenin çocuğuyum. Her zaman istediğimi alabildim ama sınırlarımız da belliydi. Annem ve babam, bizi çok mütevazı yetiştirdi, var olanla yetinmeyi öğretti. Para, insanın sadece kafasını rahatlatıyor. Canımın istediği yere tatile gidebilirim, kuzenlerime istedikleri müzik aletlerini alabilirim. Bu tür şeyleri sıkıntı çekmeden yapabilmek güzel. Ailemi mutlu edebiliyorsam, benim için mutluluk odur.
Şöhret ve para güzel ama sinsi bir ikili. Hele sizin gibi genç bir yaşta ikisi de elde edilmişse, çok yakıcı. Bu tuzağa düşmemek için kendinize telkinde bulunuyor musunuz?
- Çok iyi bir aile eğitimi almış, gerçekten şanslı biriyim. Tevazu nedir bilirim. Ayaklarım yere sağlam basar. Ne yaptığımın farkındayımdır. Para ve şöhrete sahibim diye, kendimi bir başkasından asla üstün görmedim, görmem. Umarım ilerleyen yıllarda da böyle devam ederim.
Paranın satın alabileceği ve sizi en mutlu edecek şey nedir? Ferrari mi, uçak mı, yat mı, kat mı?
- Çok güzel ve içinde her şey olan bir ev. Şu an bu evi yaptırabilirim ama futbol bir yıl sonra ne olacağını bilmediğin bir spor. Umarım, kariyerimden sonra
o hayalimi gerçekleştirebilirim. Orası benim mabedim olacak. Çocukluğumda hayal ettiğim her şeyi o evin içinde istiyorum.