Güncelleme Tarihi:
Fırtına Vadisi, Doğu Karadeniz bölgesinin doğusunda, Kaçkarlar’ın zirvelerinden süzülüp gelen Fırtına ve Hala derelerinin oluşturduğu büyük bir vadi. Fırtına Vadisi’nin ev sahibi Rize’ye bağlı Çamlıhemşin ilçesi, adını son 10 yılın dağ ve yayla turizmiyle duyurmuş; ‘Bal’, ‘Yüreğine Sor’, ‘Sonbahar’ gibi uzun metrajlı filmlere ev sahipliği yapmış, sıra dışı bir plato. Ama Fırtına Vadisi’nde dağ ve yaylalar dışında görülecek başka şeyler de var: Hemşinliler’in yüzyıl başında Rusya, Polonya, Almanya’da öğrendikleri pastacılık ve fırıncılıtan kazandıkları paralarla memleketlerine yaptırdıkları görkemli konaklar.
Çamlıhemşin’deki Makrevis köyünün yeni ismi, içindeki yedi konaktan dolayı ‘Konaklar Mahallesi’ olarak değiştirilmiş mesela. Çamlıhemşin’de Konaklar Mahallesi dışında Yukarı Vice, Mikrun-Kavak, Habak, Küşüve, Ortan, Çinçiva, Mollaveyis, Amokta ve Başhemşin’de de konaklar bulunuyor. Bazı konak sahipleri evlerine gözü gibi bakıp korumuşsa da hepsi için aynısını söylemek çok güç. Konakların korunması için ya ev sahiplerinin ya da Kültür Bakanlığı’nın bir adım atması gerek. Düzgün bir restorasyonla konakların otel, pansiyon gibi konaklama merkezlerine dönüştürülmesi mümkün.
Örnek mi? Dudi Konağı... Dudi konağını kiralayıp turizme kazandırmak isteyen Bukla Turizm acentesinin operatörlerinden Bülent Saraloğlu; konağın restorasyonuna dair şunları söylüyor: “ Basit bir restorasyon değil. Birinci sınıf bir restorasyon düşünüyoruz. Bölgede bu tip bir konaklama tesisi yok. Biz bir adım daha ileri gidip bu otele bir konsept kazandırmak istiyoruz. Şu anda sağlık turizmine yönelik çok büyük destekler mevcut. Zaten bölge, kalkınmada öncelikli. Bizim amacımız da bir sağlık oteli konseptini geliştirmek. Bir detox ya da rehabilitasyon oteli gibi. Doğal SİT alanı içinde 13 dönümlük ormanlık bir arazide yer alan konağın kendine ait bir de şelalesi var. Yatırım maliyeti toplamda 3-3,5 milyon dolar olarak öngörülüyor. Yatırımın geri dönüş süresiyse yedi buçuk yıl. Çamlıhemşin’de yapılacak olan bu proje bir örnek olacak ve restore edilmeyi bekleyen diğer 40 konak ile birlikte yeni bir Safranbolu, yeni bir Beypazarı doğacak.”
Çamlıhemşin’e dönüp Moyy isimli bir otel açan Özlem Erol, konaklar konusunda dertlilerden: “Fırtına vadisi konakları içimde kanayan bir yara. Bu konaklar gökten zembille inmedi, elektriğin, yolun, teknolojinin zerresinin olmadığı dönemlerde bin bir emekle, özenle yapıldı. Kiminin tahtalarını ormanlardan taşıdı kadınlar, kiminin demirleri ta Rusyalardan getirildi. O yüzden konağın içine girdiğinizde konuşur o ev, ruhu vardır. Bu konakların yavaş yavaş çöküşlerine şahit olmak yoruyor, insanı üzüyor” diyor.
Dudi Konağı 30 odalı, çatı ve ahırıyla birlikte dört katlı büyük bir konak. Ev, gösterişiyle görenleri şaşkına çeviriyor.