Savaş Özbey
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2011 00:00
Hala geceye geç gitmenin assolistlik sayıldığını zannediyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Gece evden çıkış saatinin yaşınıza, medeni durumunuza, cinsel ihtiyaçlarınıza, sosyal açlıklarınıza göre ayrı ayrı püf noktaları var!
GECE AVCISIYSANIZ: Hiç erkenden gidip enerjinizi baştan tüketmeyin. Bırakın insanlar dans etsin, eğlensin, yorulsun, sarhoş olsunlar. Sizin derdiniz zaten geriye kalan parsayı toplamak değil mi? Bunun için ayık bir dimağa ve laf yapan bir ağıza ihtiyacınız olacak.
BİRİLERİNİ GÖRMEK DERDİNDEYSENİZ: Bunda kafa karıştıracak bir durum yok. Mümkünse herkesten önce barın önünde yerinizi alın. Belki görmek istediklerinizle ilk tenhalıkta inceden bir temas da kurabilirsiniz.
KENDİNİZİ GÖSTERMEK DERDİNDEYSENİZ: En zoru sizin işiniz. Bir yandan eğlence tavan yaptığı zaman orada olmalısınız ama diğer taraftan sizden daha ünlü birinin hemen önünde ya da arkasında kalıp ezilmemelisiniz. Herkesin eğlendiği popüler bir şarkı çalıyorsa da gümbürtüye gidebilirsiniz. Böyle durumlarda en iyisi kapıda oyalanabilecek ani bir telefon görüşmesi icat etmek.
ERKEK ERKEĞE GİDİYORSANIZ: Eğer siz ya da grubunuzdaki erkeklerden biri tanınan/bilinen biri değilse erken gidin. Ortam kalabalıklaştıktan sonra kapıdan ilk çevirilecek risk grubundasınız.
KADIN KADINA GİDİYORSANIZ: Davetin tam ortasında gitmenin faydası var kanımca. Bir kere, hemen yukarıda erken yolladığımız erkek güruhunun ilk ve bazen en can sıkıcı ataklarını bertaraf etmiş olursunuz. Hem böylece millet biraz yerini bulduktan sonra orada olacağınız için grup halinde yer değiştirme zahmetinden de kurtulmuş olursunuz.
SINGLE KADINSANIZ: Mutlaka erken gidin. Geç kalıp kalabalığın ortasında kalmaktansa, istediğiniz an kendinizi gösterip, istediğiniz an kendinizi geri çekebileceğiniz bir pozisyon alın.
SINGLE ERKEKSENİZ: Mutlaka geç gidin. Endişelenmeyin kimse kimseyi kapmaz, hiçbir şey kaçırmazsınız. Kadınlar bütün alternatifleri görmeden karar vermez.
EVLİYSENİZ: Kendinizi kandırmayın. Sizce oraya ne zaman vardığınızın hala bir önemi var mı?
Yer misin yemez misin
Var Mısın Yok Musun ve Survivor programlarının Kemal Abi’si yarışarak kazandığı parayla İstanbul Mecidiyeköy’de köfteci açtı. Köftelerine çok güveniyor ama asıl sermayesinin seyircide yarattığı sempati olduğuna inanıyor
“Ben aynı zamanda emlak işleriyle uğraşıyorum. Bir gün bir hanım daire görmek istediğini söyledi. Buluştuk daireyi gezeceğiz, kadın bana ‘Kemal Bey ben sizin televizyondan hayranınızım, bir fotoğraf çektirebilir miyiz’ dedi. Çektirdik. Sonra daireye bakacağız, ‘Daire maire almaya niyetim yok. Benim asıl amacım sizle fotoğraf çektirmekti’ demez mi? Önce kızdım, sonra düşündüm, ben de ünlülerle, futbolcularla fotoğraf çektirmek için neler yapardım. Sağolsunlar yarışmalardan seyircide inanılmaz bir sempati yarattım. Meşhur artistler, şarkıcılar gibi sokakta yürüyemez haldeyim. Bu sevgiyi eski bir hayalimle birleştirmek istedim. Bursa’da yediğim ve bayıldığım bir köfte var. Hep o köfteleri İstanbul’da satmak isterdim. En iyisi bir köfteci açayım, diye düşündüm. Acun’a da danıştım. ‘İyi olur abi ama sen
Galatasaray’la özdeşleşmiş bir adamsın. Kadıköy’de
Beşiktaş’ta açmak olmaz. En iyisi Mecidiyeköy’de yer bak’ dedi. Burayı bulduk” diye anlatıyor Kemal Özcanlı köftecilik macerasını.
Yarışmadan kazandığı 125 bin lirayı buraya yatırmış. “Yalnız uzaktan göründüğü gibi değilmiş bu işler. Survivor’daki gibi kilo verdim burayı ortaya çıkarana kadar” diyor.
Kapısına da kocaman tabela asmış: ‘Kemal ile Yemeğe Var Mısın?’ Kocaman da bir resmi var tabelada. Çünkü köfteleri kadar kendisini sevenlere de güveniyor: “İnsanlar buraya mutlaka fotoğraf makinesiyle geliyor. Hiç değilse cep telefonlarından fotoğraf çektirmek istiyorlar. Zaten bir duvarı onlarla fotoğraflarımıza ayırdık. Ama ilk gelişlerinde benim için, ikinci gelişlerinde köfte için geliyorlar”.
Köfteler hakikaten güzel. İnegöl köftelerinin irilerine benziyor. Bursa’dan her gün kuryeyle geliyor. Bir tabakta 150 gram köfte var, pilav domates ve biberle servis ediliyor. Fiyatını da makul tutmuş Kemal Abi: Porsiyonu 10 lira.
Dükkanın yeri basit: Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen stadının karşısında Çevre Hastanesi’nin hemen karşısında. Haftanın yedi günü 09.00-09.00 açıklar. (212)
TOPLUM-EĞLENCE-TRENDStriptizli bekarlığa veda OUT
Fasıllı gelin ağlatma IN
Bugüne kadar bunca arkadaşımıza bekarlığa veda partisi yaptık ama pavyonun, kulübün, striptizin, burlesque’in dışında aklımıza hiç fasıl gelmemişti. Kadınlar bizden daha yaratıcı olabiliyor galiba. Biliyorsunuz; düğün öncesi arkadaşlarla son eğlencenin adı erkeklerde bekarlığa veda partisi, kadınlarda kına gecesi. Ajda Pekkan, Bülent Ersoy, Deniz Seki, Şebnem Sheffer, Lerzan Mutlu, Esra Balamir gibi ünlülerin fasılcısı Ziyade Fasıl, Levent ve Suadiye’deki şubelerinde ‘garantili gelin ağlatma sesanslı’ kına geceleri yapıyor. Bindallı kaftan, kına yakma töreni ve tabii ki Yüksek Yüksek Tepelere türküsüyle... İşletmecisi Aytunç Mekik her ayrıntıyı aslına uygun olarak düşündüklerini ama en eğlenceli kına gecesi konsepti olduğunu söylüyor. (212) 269 56 86 ve (216) 410 90 61.
DÜNYA-SİYASET-GÜNDEMAlaylı isyancılık OUT
Diplomalı devrimcilik IN
Devrimciliği solculuğu kendilerine meslek bellemiş, “ben profesyonel devrimciyim” diyen çok insan gördük ama bunlar alaylıydı. Yani ya okudukları kitaplardan ya da ailedeki/mahalledeki/üniversitedeki abilerden mütevellit devrimci olurlardı. Efendim artık devrimciliğin de bunun da okulu var. Geçen gün Gündüz Vassaf televizyonda söylüyordu. Sırbistan’da bir devrim akademisi varmış. Dünyanın 50 ülkesinden gençlerle iletişim halindeymiş. Mısır’daki 8 nisan gençlik hareketi falan da gidip oradan devrim nasıl yapılıyor dersleri almışlar. Araştırdım, doğru. Yalnız merkezin adı Canvas Şiddet İçermeyen Mücadele. Üstelik Belgrad Üniversitesi SBF ile ortaklaşa bir lisans pqrogramına da başlamış. Hocaları arasında Nelson Mandela bile var. Talep mi? Son derece yoğun. Diğer bölümlere ortala 15 öğrenci başvururken, bu bölüme 25 öğrenci başvuruyor. www.canvaspedia.org
ŞEHİR-MEVSİM-LEZZET
Normal kebaplar OUT
Yeni dünya kebabı IN
Mevsim değişikliklerini çok seviyorum. Baharla birlikte mekanlarda da bir kıpırtı başlıyor. Yazlık mekanlar kapılarını açıyor, restoranlar mönülerini yeniliyor. Bunlardan biri de Sahan... Her mevsim dönüşünde o döneme ait meyve ve sebzeleri kebaplarına uyarlıyor. Mesela şimdi yeni dünya zamanı... Gaziantep ve bölgesinin yöresel yemeklerinden olan yeni dünya kebabı Malta eriğiyle yapılıyor. Et ve hafif mayhoş malta eriğinin birleşiminden ortaya şahane bir lezzet çıkıyor. Hem lezzetli hem de sağlıklı bu kebabın sunumu da diğerlerinden farklı. Garsonlar kebabı masanıza getirdikten sonra küçük bir şov eşliğinde sizin için dürümlüyor. Ama eğer gidecek olursanız ben size Sahan Üçlüsü’nü tavsiye ederim. Yeni dünya kebabının yanı sıra patlıcan kebabı ve sarımsak kebabı da servis ediliyor. Tam bir vitamin deposu! Yalnız kendinizi bu lezzet girdabına kaptırıp, ekmeğin ayarını kaçırmayın. Eğer ekmek kısmını dengelerseniz, bu üçlüden
kalori zararı gelmez! (216) 315 36 36.