Paris onu konuşuyor

Güncelleme Tarihi:

Paris onu konuşuyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2012 00:00

Maison Martin Margiela ve Alexander McQueen ile çalışma fırsatı bulan genç modacı Alican İçöz, Paris’te kendi adıyla hazırladığı tasarımlarıyla adından söz ettiriyor.

Haberin Devamı

Hayatınızın hangi döneminde “Ben moda dünyasının içinde yer almak istiyorum” dediniz?
- Lisedeyken... O zaman İstanbul’da okuyordum ve modaya ilgi duyuyordum. Beğendiğim markaların kitaplarını almaya, yabancı dergileri toplamaya başladım. Londra’da Sosyal Bilimler, İletişim okuduktan sonra da Paris’e gidip moda okudum.

En başta hayal ettiğiniz şey, tasarımcı olmak mıydı? 
- Ben her zaman işin görsel kısmıyla ilgiliydim. Modayla söyleyebileceğiniz sözlerden ve imajın yaratabileceği etkiden etkilenirdim. İlgi duyduğum işi yapmak için tasarımdan başlayarak devamını getirebileceğimi düşündüm. İstediklerimin henüz çok azını yaptım ama o yola girdiğimi düşünüyorum.

Türkiye, erkek modasında yeniliğe çok açık değil sanki, katılıyor musunuz?
- Evet ama eleştirel olmamak lazım. Bunun için çabalar var. Ben zamana göre hızlı gittiğimizi bile düşünüyorum. Bence sağlam ve planlı adımlar atmak lazım.

HER MARKANIN BİR ENERJİSİ VAR

Siz öyle mi yaptınız?
- Çok planlı adımlar atmadım ama doğru yerlerde staj yaptım, doğru markalarda çalıştım. Alabildiğim her şeyi almaya çalıştım. Bu meslekte usta çırak ilişkisinin, yani daha tecrübeli birinin yanında çalışmanın önemli olduğuna inanıyorum.

Bu konuda şanslıymışsınız, moda dünyasının dev isimleriyle çalışma fırsatı bulmuşsunuz. Bu durum, modaya bakışınızı ya da tasarımlarınızı etkiledi mi?
- Tabii ki etkilendim. Önce Maison Martin Margiela’da çalıştım. Alexander McQueen ölmeden önce de onun erkek departmanında çalışma fırsatı buldum. Her markanın bir enerjisi, bir kültürü var. Defile sonrasında yapılan bir yorumu duymakla bile o markanın kültürünü alıyorsunuz.

Özel bir hedef kitleniz var mı?
- Hiçbir stereotipim yok. Tasarım bence en lüks giyinenden en avam giyinebilen kişiye kadar herkese hitap edebileli. Ben çizerken kimseyi düşünmüyorum.

DOĞRU İNSANLARLA ÇALIŞMAK ÖNEMLİ

Bir sezon öncesi kaç parça hazırlayabiliyorsunuz?
- Değişiyor ama bir katalog için önemli olan siluet. Bir tasarımcı için önemli olan, bir silueti var etmektir. Pantolon paçalarının genişliği, ceket omuzlarının darlığı ya da düğmelerin genişliğinde oynamalar yapabilirsiniz. Sonuçta beş siluet yaratsanız bile o duyguyu hissetmeniz önemli...

Tasarımlarınızda belirgin bir imzanız var mı?
- Materyalde öyle belirgin bir imzam yok.

Ofisiniz, Paris’te pahalı markaların bulunduğu bir adreste. Genç bir tasarımcı için bu bile başlı başına bir başarı sayılabilir sanırım...
- Zor olan Paris, İstanbul ya da başka bir şehirde pahalı markalarla bir arada olmak değil, tasarımcı olarak markanla bir koleksiyon hazırlayıp a’dan z’ye her şeyi düşünmek. Doğru ekip ve doğru insanlarla çalışmak daha önemli. Kariyeriniz aslında yıldız haritası gibi. Etrafınızdaki doğru insanlar da o haritadaki yıldızlar.

Büyük moda evleriyle bir anlamda rekabet etmiyor musunuz?
- Büyük moda evleriyle rekabet etmek dünyanın en saçma şeyi. Tasarımcı markası olduğunuz için müşteri profiliniz aynı ama adet az ve el işçiliği var.

Haberin Devamı

AVAMLIĞIN İÇİNDEKİ ELEGANLIĞI GÖSTERİYORUM

Çizim yaparken kimseyi düşünmediğinizi söylediniz ama sizin tasarımlarınızdaki o adam nasıl biri? Hüzünlü mü, romantik mi? Ayakları yere daha sağlam basan biri mi?
- Hüzün yok. Markamda melankolik ya da karanlık duygulara da yer vermiyorum. Kadın kadar erkek için de çekici olmak önemli. Eleganlık ile avamlık arasında gidip gelmek hoşuma gidiyor. Avamlığın içinde eleganlık ya da tam tersi eleganlığın içinde avamlık olabileceğini göstermeyi seviyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!