Parfümde nostalji çağı

Güncelleme Tarihi:

Parfümde nostalji çağı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2000 00:00

Haberin Devamı

Parfüm kullanmak, artık su içmek gibi bir olay oldu. Sıkmadan bir yere çıkamaz olduk. Hatta insanları parfümlerine göre kategorize etmek bile söz konusu. Şimdilerde ise, eskinin en sevilen parfümleri yine gündeme düştüler. Eh, devir nostalji devri...

Minicik bir şişenin içindeki güzel kokulu sıvı, kadının mutluluğunda yaşamsal bir önem taşıyabilir mi? O küçücük şişeyi satın almak uğruna avuç dolusu para ödemeye değer mi? Bu sorulara her kesimden kadının aynı cevabı vermeyeceği kesin. Evinin günlük ihtiyaçlarını gidermekte zorlanan bir kadın, pahalı bir parfüm kullanmayı aklına getiremez.

Ama tüm dünyada en çok satılan kadın kozmetik ürünlerinin başında parfümün geldiği de bir gerçek. Dünyaca ünlü Guerlain firmasının usta parfüm yaratıcısı Jean Paul Guerlain, kadınlar için parfüm kullanmanın değişmez bir kural olduğu kanısında. Parfümün, kadının hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu söylüyor. Kadınlara düşkünlüğüyle tanınan Jean Paul Guerlain, ‘‘Işıkları söndürdüğünüz zaman, dünyanın en güzel kadınına ne olur? Onun gözlerini, makyajını, saçlarını göremezsiniz. Geriye ne kalır? Onun dişiliği ve parfümü.’’ diyor

Parfüm Oskar'ları bile var

Guerlain firmasının çok uzun bir geçmişi var. Jean Paul Guerlain de, ailenin dördüncü kuşak temsilcisi. Parfüm üretiminde kararları onun burnu veriyor. Kadınlara en fazla yakışacak kokuları yaratan adamın ilham kaynağı da kadınlar. Jean Paul Guerlain, yılın altı ayını dünyanın en az bilinen bölgelerinde geçiriyor. Bu gezileri sırasında karşısına çıkan kadınlardan ilham alarak yeni kokular üretiyor. Örneğin Nahema adındaki parfümünü Catherine Deneuve ile tanıştıktan sonra yaratmış.

Jean Paul Guerlain parfüm dünyasına veda etmeye hazırlanıyor. Fakat geçmişte onun yarattığı kokular, önümüzdeki günlerde yeniden kadınların tuvalet masalarındaki yerlerini alacaklar. Parfümde klasiklere dönüş trendi yaygınlaşıyor. Kokuların da klasik diye nitelendirilmesi ilk bakışta garip gelebilir. Ama yıllar boyunca, kadınlarla özdeşleşen, adları dünyaya yayılan kokular için klasik sıfatını kullanmak gerekiyor.

Tüm dünyada, her otuz saniyede bir Chanel 5 parfümünün satıldığını hatırlatalım. Chanel 5 için klasik deyimini kullanmak gerekmez mi? Ean Patou'nun Joy isimli parfümü de geçenlerde Parfüm Vakfı'nın düzenlediği Parfüm Oskar'ında 20. yüzyılın parfümü seçildi.

Klasik parfümlerin büyük bir çoğunluğu Fransız kökenli. Fransızlar, parfüm yaratmaktaki ustalıklarıyla, diğer ülkeleri geride bırakıyorlar. Bu gerçeği benimsemekte zorlananlardan biri de Estee Lauder. 1953 yılında satışa çıkan ‘‘Youth Dew’’ isimli parfüm a'dan z'ye Amerikan'dı. Ve de bugün parfüm klasikleri arasında önemli bir yer tutuyor. Bugün de Estee Lauder'in beş parfümü Amerikan parfüm piyasasında ilk 10 arasına girdi. Fakat Estee Lauder parfümleri Avrupa'da beklendiği kadar büyük ilgi görmüyor. Amerikan parfümleri hemen liste başı oluyorlar ama çok kısa sürede de etkinliklerini kaybediyorlar. Fransız parfümleri, kadınların ve erkeklerin hayal dünyalarına hitab ettikleri için daha fazla ilgi görüyor ve Amerikan parfümlerinden çok daha fazla kalıcı oluyorlar.

Çiçek kokuları revaçta

Günümüzde çiçek ve egzotik meyve kokularıyla oluşturulan parfümler ilgi görüyor. Ama yine de, başta parfüm olmak üzere bir çok konuda geçmişin ürünlerine duyulan özlem dikkat çekiyor. 21. yüzyılın aslında bir nostalji çağı olacağını söyleyebiliriz. En azından modada, müzikte ve de parfümde nostalji ağır basıyor. 1917 yılında Francois Coty tarafından satışa çıkarılan Cphyre bugün de genç kızların ve annelerinin en çok kullandıkları koku oldu. Francois Coty bu kokuyu limon çiçeği ve Kıbrıs ağaçlarından aldığı esansları karıştırarak üretmişti. Geçen yüzyılın çeşitli dönemlerinde kadınların ilgi gösterdikleri Chypre kokusu dişiliğin kokusu olarak nitelendiriliyor. Bu klasik koku, uzun yıllar kadınlara hizmet edecek.

Günümüzün kadınları bu klasik kokuları kullanırken çok dikkatli olmak zorundalar. Klasik kokular, kadınların dişiliklerini ön plana çıkarmalarını sağlıyordu. Erkeklerin dünyasında varolma savaşı veren günümüz kadınlarının fazla dişi görünmek istemedikleri zaman, bu kokuları kullanmaları büyük bir çelişki yaratabilir. Dişiliğini ön plana çıkarmak isteyen kadınlar için klasik kokular ideal. Ya diğerleri? Onlar da bu değişime ayak uydurmak zorundalar. Çağımız nostalji çağı. Geçmişin unutulmaz kokularını üzerimizde taşırsak, bir anlamda biz de nostalji modasına uymuş olacağız...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!