Parayla falan ilgisi yok kristal pırlantadan iyidir

Güncelleme Tarihi:

Parayla falan ilgisi yok kristal pırlantadan iyidir
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2010 00:00

Dünya üzerindeki en ünlü kristal markası hangisi diye sorsanız yüz kişiden doksan dokuzu size onun adını verecektir. Swarovski bugün 115 yıllık tarihiyle moda dünyasının en önemli oyuncularından biri. Markanın kreatif direktörü Nathalie Cole bunun parayla ilgisi olmadığını söylüyor

Kristale nasıl aşık oldunuz? Bize bu aşkı nasıl anlatırsınız?
- Kristale her bakışımda farklı bir ilham buluyorum. Bir materyal olarak kristal hem kararsız hem kararlı, hem hassas hem cesur, hem şiirsel hem sert, hem büyüleyici hem son derece ışıltılı, hem küçük titrek bir ışık gibi, hem feminen hem maskülen, hem şeffaf hem donuk, hem vintage hem fütürist. Materyalin kendisi kararsızlığını saklıyor. Kristal, modern zamanları simgeleyen, saf ve değişken bir materyal. Ben iyi perilere, kadere ve muhtemelen onu seçtiğim kadar kristalin de beni seçtiğine inanıyorum.

Ama pırlanta bile değil, bu kristalin nesi bu kadar değerli?
- Kristalin, pahalı mücevherlerin asla sunamayacağı, sonsuz olanaklardan gelen sihirli bir gücü var. Swarovski’de renkler, şekiller ve ebatlar neredeyse sonsuz. Bu değişken materyal bize mükemmel bir oyun alanı sunuyor. Yansımalar büyüleyici ve kristal, en klasiklerden en göz alıcı stillere kadar hepsiyle iyi gidiyor. Kristal takılar, kadınları güçlendiren ve kişiliklerini en iyi şekilde ifade etmeleri için takılarını karıştırıp eşleştirme, oynama, etkileşime girme ve kişiselleştirme imkanı sağlayan bir özgürlük duygusuna sahip. Pahalı mücevherler asla böyle imkanlar sunmayacak! Bunun parayla falan ilgisi yok, anlatabiliyor muyum?

Swarovski’de yeni bir sezon nasıl başlar? Yeni bir hikaye yaratmak için ilk adım nedir?
- Bir koleksiyonun başlangıcını tanımlamak her zaman zor. Koleksiyon; zaman içinde size dokunan arzuların, resimlerin karışımı ve eşleşmesi, etkinliklerin, insanların, mekanların ve renklerin bir kolajı. İşe her zaman gelecek sezonun genel ruh halini araştırarak başlarım. Süslü bir sezon mu olacak? Coşkulu bir sezon mu olacak? Özümüze geri mi dönüyoruz? Eskilerin yeniden canlanması mı olacak yoksa modern bir yaklaşım mı? Temel trendler belirlendikten sonra, sezonun ilham kaynaklarını ve temel tasarım konseptlerini gösteren ve ‘mood board’ adını verdiğimiz tablolar tasarlanıyor. Bunlar ana renk atmosferini vurguluyor ve ana renk yelpazesine odaklanıyor. Taş kesimlerinin tasarımı ve kristale hangi materyallerin karıştırılacağı gibi detaylar ilerleyen tasarım aşamalarında belirleniyor.
/images/100/0x0/55eafa7ef018fbb8f8a30bba

Kaç kişilik bir ekibiniz var? Bu ekip nasıl çalışır, nelerden beslenir?
- Swarovski bütün dünyada satılan uluslararası bir marka. Bu yüzden tek tip tasarımcılarla veya yaratıcılığı belirli bir kültürle kısıtlanmış bir tasarım ekibiyle çalışamam. Benim ekibimdeki tasarımcılar; sanat tarihi, grafik sanatları, takı tasarımı, endüstriyel tasarım, moda tasarımı, fotoğrafçılık, animasyon film sanatçılığı gibi çok çeşitli alanlarda eğitime sahipler. Bu bence koleksiyona yeni fikirlerin katılması açısından çok önemli. Bununla beraber hepsi kadınsal bir anlayışa sahipler (Swarovski her şeyden önce feminen bir marka). Ekibimizde Fransa, Çin, Japonya, Litvanya, İsveç, Danimarka, Almanya, Belçika, Kanada, İsviçre, Amerika, İngiltere, Vietnam ve Kore kökenli tasarımcılarımız var.

ASYA’NIN KALBİMDEKİ YERİ AYRI

En çok hangi kültürlerden ilham alıyorsunuz?

- Dünyanın her yerine seyahat etmeyi çok seviyorum. Asya’nın kalbimde her zaman özel bir yeri olmuştur, kendimi evimdeymişim gibi hissediyorum. 1995’te keşfettiğim Myanmar’dan, Umman’a kadar pek çok sıradışı ve turistik olmayan yer gezdim. Ülkeler arasında açık bir zihinsel ayrılık var. İşim için ilham olması açısından Tokyo, Hong Kong, New York, Berlin ve Shangai gibi şehirleri tercih ederken; tatil ve rahatlama amaçlı olarak da Saygon, Umman’da Muskat, İspanya’da Sevil, İtalya’da Kapri ve Tayland Adaları’nı seviyorum.

Bir marka nasıl olur da hem kadın vücudunun en değerli yerlerinde hem de evlerin en baş köşelerinde sergilenir? Nasıl bir paralellik var vücudumuz ve evlerimiz arasında?
- Evet haklısınız kristal; moda, aksesuar, ev&iç tasarım ve kitle tüketim ürünleri gibi pek çok endüstrinin bir parçası haline geldi. Mücevherat moda bağlantılı bir alan. Armani, Missioni ve Marc Jacobs gibi moda markalarının ev koleksiyonlarını piyasaya sürdüklerini ya da otelleri (Versace örneğinde olduğu gibi) hatta helikopter ve arabaları (Hérmes) dekore ettiklerini görüyoruz. Bunun yanı sıra mücevheratta başka bir güçlü trend de el yapımı tasarımlar. Tasarımlarımızı özelleştirmek ve eşsizleştirmek için ürünlerimizin son işlemleri Pointiage (taşların birer birer elle yerleştirildiği özel bir işçilik) gibi hassasiyet ve bilgi birikimi gerektiren yöntemlerle elde yapılıyor.

Kristal insan ruhuna ne katar? Bu kristaller günümüzün pembe gözlüğü mü? Daha mı pozitif daha mı mutlu oluyoruz kristal takınca?
- Biz tasarımcılar için kristallerle yaşamak eşsiz bir ilham ve mutluluk kaynağı. Çünkü kristal; hikâyeler anlatan, çevremizi aydınlatan ve umudu sembolize eden pozitif bir materyal. Bu yüzden, kristalin yaratıcılık üzerindeki etkileri bizi her zaman şaşırtıyor. Takana ya da kullanana da eğlenceli ve pozitif bur ruh kattığı konusunda size katılıyorum.

Swarovski aynı zamanda başka moda markaları ya da markalar için de kristal satan bir şirket değil mi?
- Evet. Bu kurucumuz M. Daniel Swarovski’nin bıraktığı bir miras. O yıllarda, Avusturya’nın bir kasabasında bu şirketi kurarken Christian Dior, Coco Chanel, Elsa Schiaparelli gibi sanatçı ve tasarımcılarla ilişkiler kurmanın işe yeni fikirler katmak açısından önemini anlamış.

Swarovki son yıllarda popüler olan lüks utancı kavramına da hizmet ediyor mu sizce? Çünkü artık günümüzün bazı zenginleri pırlantalarla dolaşmaya utanıyor...
- Lüks sadece fiyat ve sayılarla ilgili bir mesele değil bence. Swarovski lüksün ta kendisidir. Onu kullanmak özel ve herkesin kolay kolay kabul edilmediği, yalnızca işi bilenlerin girebildiği bir kulübe üye olmak gibi. Amacımız, sadece mükemmel bir aksesuar olarak kristali çağrıştırmak değil; aynı zamanda çağımıza ve kitlesel kişiselleştirme trendine uyum sağlamak.

Peki nasıl oluyor da bu marka gündemden düşmüyor, out olmuyor? Hayatımızın en minimal, en pırıltısız dönemlerinde bile varlığını koruyor. Sırrınız ne?
- Çünkü geleceğe çok fazla kafa yoruyoruz. Temel işimiz mücevherat ve Swarovski markasını yaygınlaştıracağımız yeni ürün alanları oluşturmak. Örneğin saatler, deri ürünler, gözlükler... Bunlar Swarovski’nin anlayışını yansıtırken müşterimizin de Swarovski’in sunduğu ve koleksiyonların da ruhunu oluşturan, hassasiyetin şiirselliği, modernlik, tazelik ve özgürlük gibi temaları keşfetmesini sağlıyor.

50 KİŞİLİK TASARIM EKİBİM VAR

Swarovski gibi bir markanın kreatif direktör olmayı nasıl tanımlarsınız?

- Kreatif direktör olarak görevim, geleceğe giden yolda marka için yaratıcı bir vizyon tayin etmek. Modadan kristal eşyalara, özel tasarımlardan hazır giyime kadar bütün koleksiyonların tasarımından sorumlu olmakla beraber; dünya çapında faaliyet gösteren 50 kişilik bir tasarım ekibine de liderlik ediyorum.

Nelerden ilham alıyorsunuz?
- Estetik ve sosyo-kültürel davranışlardaki ilgi çekici değişimleri gözlemleyen ve ifade eden her alan bana ilham kaynağı olabiliyor. Örneğin moleküler beslenme trendleri, büyümekte olan e-toplumun dijitalleştirilmesi... Tabii ki sanat fuarları ve enstalasyonlar, yeni mimari uygulamalar ve dünyanın dört bir yanındaki tasarım haftaları. Ayrıca müzik dinlerken zihnimde canlanan resimler, fotoğraflar, kolajlar, izlenimler ve renklerin yarattığı haleti ruhiye de benim için önemli bir kaynak.

Hem pazarlama hem tasarım eğitimi görmüşsünüz yani size neyin satacağını tasarlamak konusunda uzman diyebilir miyim?
- Bu kadar iddialı olmasam daha iyi. Benim görevim Swarovski için özgün, koleksiyonlarla ve ürün doğasıyla uygun bir marka dili tanımlamak, onu geliştirmek ve güçlendirmek.

ERKEK KOLEKSİYONU KIŞA HAZIR

Erkekler için neler yapıyorsunuz? Erkek müşterileriniz var mı, neler alıyorlar?

- 2011 İlkbahar/Yaz sezonunda; modern klasik, asi şehirli ve bunu gibi erkek koleksiyonumuzu tanıtacağız. Koleksiyon kolye, bileklik, anahtarlık, para ataçları, yüzük ve deri ürünler gibi seçenekler sunuyor olacak.

SWAROVSKI TUTKUNU ÜNLÜLER

1999’dan bu yana Cannes Film Festivali’ne katılan Swarovski, 2000 yılından bu yana Oscar Ödülleri’yle de işbirliği içinde. Bununda beraber, son olarak Toronto Uluslararası Film Festivali’nin de sponsoru oldu. Ayrıca birer ünlüler geçidi gibi olan Grammy, Altın Küre gibi ödül törenlerinde sahne ışıklarını üstüne çekmek isteyen Madonna, Sharon Stone, Marion Cotillard, Penelope Cruz, Aishwarya Rai, Zhang Ziyi and Jennifer Aniston gibi pek çok yıldız, kırmızı halıda Swarovski imzalı ürünlerle boy gösteriyor.

BUNLARA DİKKAT EDİN

Mücevher kullanmak zevk, yaklaşım ve özgüvenle ilgili. Çarpıcı aksesuvarlar severim. Ama her gün aksesuvar ya da mücevherat kullanmaya alışık olmayan kadınlar sadece tek bir dikkat çekici seçeneği tercih edebilir: Büyük bir kokteyl yüzüğü, geniş bir bileklik ya da büyük bir kolye... Burada önemli olan kıyafette de olduğu gibi yüzde yüz trendlere bağlı kalmak değil, kişinin güzelliğini ve kişiliği ortaya çıkararak vurgulayacak parçaları seçmek. Aksesuvar kullanmak doğal hissettirmeli...

BÜYÜK PARÇALAR MODA

Fashionistalar sezonun hippy kostüm takılarını tercih ederler. Gençler Elvis ve Erika gibi ışıltılı ve eğlenceli koleksiyonlara bayılır. Hepimiz biliyoruz ki günümüz kadınları çok yönlü hayatlara ve kişiliklere sahip ve bu da bizim koleksiyonlarımızda yansıtılıyor. Hem gündelik hem özel zamanlar için takılar, hem moda hem klasik, hem couture hem hazır giyim... Bence hepimiz, oyuna devam etmek, mücevherlere sahip olmak, gittiğimiz her yere ışıltı katmak, kişisel anlamda karışmak, eşleşmek ve farklılaşan kişiliğimizi eşsiz bir stille ifade etmek istiyoruz. Özellikle gençlerin pazarında, çok yönlülük ve kişiselleştirme çok önemli. Gerçi bu aralar birçok büyük parçanın bütün dikkati çekeceği yönünde yeni bir trend var gibi. Minimalist olmayan yeni bir saflık. Saat koleksiyonumuzu tanıttığımız Basel’de de benzer bir trendi fark ettik. Çarpıcı büyüklükteki saatlerimiz ilgi odağı oldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!