Güncelleme Tarihi:
Para avcılarının tuzağına düşmek...
Bir kapris uğruna...
Bir yanlış tercih yüzünden...
Biraz inatlaşmadan...
Biraz kadrolaşmadan...
Ülkenin ekonomisini yine ters yüz etme fırsatını kullandırdılar yabancılara...
2001 Krizi gibi değilmiş bu patlak veren ekonomik tayfun.
Daha ne bekleniyordu ki?
Dahası, faizlerin 3 haneli rakamlara fırlaması olabilirdi sadece.
Eksik kalsın!
Anlaşıldı ki AKP yönetimi ekonomiden zerre kadar anlamıyor.
Anlayanlar var sanıyorduk.
Meğer hep el yordamı, biraz da IMF’nin yol haritası üzerine ekonomi tıngır-mıngır gidiyormuş.
Global bir ekonomi...
Açmışsız kapıları sonuna kadar.
Borsan belli. Derinliği sıfır...
Gelen yabancı para belli.
Geliş nedenleri “doğrudan” olmadığına göre neden önlem almazsın ey Merkez Bankası?
Bakın bugüne nasıl mı geldik?
Çok özet:
Merkez Bankası Başkanı’nın değişeceği kokusunu alan para avcıları, burunlarının ucunu yavaş yavaş bize doğru uzatmaya başladılar.
Koku almak niyetiyle...
Aldıkları koku üzerine Türkiye üzerinden para kazanmak için “sürek avı” düzenleme kararı aldılar.
Her ülkede olduğu gibi.
Hepsi“zayıf halka” avındaydı Ocak başında.
Yavaş yavaş borsaya girdiler. Kendilerine “iyi niyetli sıcak para” süsü verdilerama hiç de öyle değillerdi.
Hükümet, süresi dolmuş Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti’de karar kılsaydı eğer, gidip veya çağırıp “Bir dönem daha başkan olarak görevini sürdür. Suyu geçerken at değiştirmek istemiyoruz” denseydi, yabancı sıcak para, yani avantadan para kazanan yabancılar adımlarını bile atmazlardı.
Ama baktılar ki yeni biri “geldi-gelecek”, hemen pusuya yattılar ve onu “test etmek” için beklemeye koyuldular.
Ta ki hata yapana kadar.
Ta ki lastik patladı, patlayacak hale gelene kadar.
Sonunda içerdeki hafif dalgalanma, dış dalgalanmanın etkisi, derken yeni Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz hatalı bir döneme girdi. Yabancıların attıkları yeme aldırış etmedi... Dolar kımıldamıştı ama ne keder, ne gam...
“Dalgalı kurdur, kısa sürede herşey durulur” diye olaya yaklaşan Merkez Bankası Başkanı’nın bu tutumu para avcılarının beklediği andı. Puslu bir havada akbabalar gibi atladıkları “dolar-fon-YTL” sepetini altını üstüne getirerek bir gecede milyar dolarıları götürdüler.
Yani yüzde 30’lardan tek haneli rakamlara ancak 3 yılda indirilebilinen enflasyon rakamının dengesini iki saat içinde bozdular, bizleri de aynı gecenın sabahında yüzde 20-25 fakir duruma soktular.
Yani gece cebimde 100 YTL vardı, sabah kaltığımda sıcak para avcılarının tuzağına düşüleceğini bilmediğimden 75 YTL lirayı görünce evime hırsız mı girdi acaba düşünecektim ki “Hırsız olamaz, çünkü 100 liranın 25 lirasını çalan hiç bir hırsız yeryüzünde yoktur. Alsaydı hepsini çalardı. Demek ki yanılmışım...” dedim.
Sonuç: Durmuş Yılmaz test edildi. Faturası ağır oldu.
Şimdi tutmuş ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Sayın Babacan “Ekonomimiz testten geçiyor” diyor.
Ne geçiyor, geçti bile.
Geçirip gittiler bile.
Bundan sonrası için“Geçmiş olsun!” derler adama, geçmiş olsun!..
Sezai BAYAR