Pamuk bando ve yedi ‘baba’lar

Nota bilginizin olmadığı söyleniyor. Doğru mu?
- Evet. İlkokul mezunuyum. 1971’de notaları kitaplar yardımıyla kendim öğrendim.
Neden okulu erken bıraktınız?
- Antakya’nın Suriye hududuna yakın bir köyde doğdum. Sadece ilkokul vardı. Ailemin imkanları yoktu. Bu yüzden başka bir şansım olmadı. Zaten bakacak olursan Türkçe’yi de yedi yaşında okulda öğrendim.
Evde Türkçe konuşulmuyor muydu?
- Babam Türk, rahmetli annem Mısırlı. Hiç Türkçe bilmezdi. Evde de az konuşurduk. Ben de önce Arapça öğrendim.
İstanbul maceranız nasıl başladı?
- 15’imde Antakya’dan tek başıma otobüse bindim, Kabataş’ta indim. Kaybolmuş gibiydim. Etrafımda bir sürü insan ve kimseyi tanımıyorum. Köyde ‘Beyoğlu Piliçleri’ diye bir film izlemiştim. Oradan hareketle “Beyoğlu çok ünlüdür” diye düşünerek bir dolmuş bulup 2.5 kuruşa Ağa Camii’ne kadar gittim. Anadolu’dan gelmiş bir çocuk ne yapar? Otelde temizlik işleri yapmaya başladım. Sonra Tarlabaşı’nda komilik, ütücülük... Ama sesimi dinletmek istiyordum.
Nasıl dinlettiniz?
- Sirkeci Doğubank İş Hanı’nda plakçılar olduğunu öğrendim. Biri sesimi duyar diye orada bir iş buldum. Firmanın sahibine, “Bana plak yapar mısınız?” dedim. “Okul okumamışsın. Nota bilmiyorsun. Olmaz” dedi ama pes etmedim. Sonunda ikna oldu ve yapımcıya sesimi dinletmek için randevu aldı. Çok beğendiler. Hemen ilk plağım çıktı. 1969’da da Alman sevgilim Eva’dan ilham alarak ilk bestemi yaptım. Baktım kız sürekli değişiyor, değişimini mevsimlere benzettim: “Yalancı dünya gibi… Yalancısın sevgilim… Sen mevsimler gibisin, değişirsin sevgilim” Ve Altın Kelebek yılın şarkısı ödülünü kazandım.
Kazandığınız ilk parayla ne yaptınız?
- Çalışırken köyün imamıyla paramı anne babama yollardım. Şarkıcı olduktan sonra da İskenderun’da ev yaptırdım. Onları yerleştirdim. 1970’te ikisini hacca gönderdim. Tek dileğim zaten onları güzel yaşatmaktı.
İlkokul mezunusunuz. Ama edebi sözler yazıyorsunuz. Çok mu kitap okudunuz?
- Hayır. İlk bestelerimden birini tamamladığımda plak şirketi sahibi, “Bu sözleri nereden çaldın” dedi. Benim sözlerim olduğuna ikna olunca “Kimseden etkilenmemek için bundan sonra sakın kitap okuma” nasihatında bulundu. Ben de hayatımda hiç kitap okumadım.
Merak etmediniz mi?
- Hikayeler falan okudum. Filmlerini de izledim. Fakat hayatımı yalnızca beste yapmaya adadım.
Peki sizin bir veliahtınız var mı?
- Anneler doğurdukça olacaktır. Ama isim veremem. Benim kadar kalıcı eser tutturmak zor. Eğer olursa gurur duyarım.

Yeni konsept gençlere daha uygun

Yeni müzik grubunuz ‘Baba Bando’, ismini sizden mi aldı?
- Hayır. Grubun bütün üyeleri önemli ve gerçekten ‘baba’ isimler olduğu için bu ismi verdik.
Sahnede rockçı Selami Şahin’i mi göreceğiz?
- Bu konseptte alt yapılar daha gençlere uygun ve sert olacak. Repertuar benim bestelerimden oluşuyor.
Sizin şarkılarınıza sert alt yapılar ne kadar uyum sağladı?
- Kumaş güzelse onunla istediğiniz modeli dikebilirsiniz. Rock, caz, opera, türkü ayırt etmeden iyi olan ne varsa dinliyor, her tür beste yapıyorum. Zaten müziğim de çok sesli batı müziği.

Gürses için yazıdığı şarkı

Müslüm Gürses’le 40 yıldır tanışıyorduk. ‘Usta’ şarkısını ona özel yapmıştım. Beraber anılarımız çok. Çocuk gibi kalbi vardı. Kimseye yanlışı yoktu. Üzüntüm sonsuz. Yeri dolmaz.

Baba Bando’nun diğer ‘baba’ları ne diyor?

Sert alt yapılar
Aykut Gürel

Bir akşam Selami Şahin’in oğlu Lider Şahin’le sohbet ederken Baba Bando projesi doğdu. Bir saatte grubumuzu oluşturduk. Sahnede rock söylemek gibi bir iddiamız yok. Zaten 1-2 kişi hariç Türkiye’de rock müzik yapıldığını düşünmüyor. Selami Şahin bestelerini evrensel müziğin tadıyla çalacağız. Sahnede daha keskin ve sert alt yapılar duyacaksınız. İleride bu performanslar DVD’de olabilir.

Farklı bir iş
Hüsnü Şenlendirici

Keyifle müzik yapmak için biraraya geldik. Hepimiz kendi enstrümanlarımızda usta müzisyenleriz. Böyle bir oluşumun, Selami Şahin şarkılarıyla tamamlanması çok iyi.