Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2003 00:00
PAKET burada, madde uykuda!.. Gürültüyle çıkartıyoruz!.. Sessizce uykuya yatırıyoruz!.. Her biri ayrı gürültü kopartan demokratikleşme paketleri derin uykuda!.. Son Van skandalı bunun tipik örneği.İnsan Hakları Derneği (İHD), insan hakları günü nedeniyle, Türkiye'nin dört bir yanına Kürtçe afişler asıyor. Barış kazanacak, herkes eşit, herkes farklı gibi sloganların yazıldığı afişler.Bu artık mümkün. 4. Uyum Paketi bunu mümkün kılıyor. Resmi yazışmalar elbette Türkçe. Başkası düşünülemez. Devletin resmi dili Türkçe ve bu Anayasanın değişmez kurallarından biri. Çok doğru. Ama, resmi yazışmalar dışında, herkes istediği dili kullanabilir.AFİŞLERE TOPLATMAPaketin bu maddesine rağmen, Van'daki Sulh Ceza Mahkemesi afişlerin toplatılmasına karar veriyor. Ve 33 ilde toplatma başlıyor!..Uyum paketinin, hani o çok lafını ettiğimiz demokratikleşme paketinin açık ihlali!.. Yasaya aykırı bir durum!..Bunun üzerine Adalet Bakanı Cemil Çiçek Yargıtay'a başvurarak, toplatma kararının bozulmasını istiyor. Öyle bir bozma ki, bundan sonra içtihat olsun, yani bundan sonra benzer hatalara düşülmesini önlemek amacıyla, Yargıtay örnek bir karar versin.Öyle ya, sen demokratikleşme adımları atıyorum diye yırtın dur, sonra bir mahkeme kararıyla, o adımlar yerle bir!.. AB'nin uygulama yerine oturmadı, diye sürekli eleştirdiği temel noktalardan biri.ÜÇÜNCÜ PAKETİşin ilginç yönü, Yargıtaya gitmek gereksiz!.. Yargıtaya giderek, örnek karar çıkarmak, bürokratik bir mekanizma.Oysa, üçüncü uyum paketinde bu gibi ihlallerin pratik çözümü var!.. Üçüncü uyum paketi, bu gibi uyumsuzlukları temelden çözüyor!..Bu pakette bir kural var. Kim yaparsa, o öder kuralı.Örneğin, bir polis işkence yapıyor. Kendisine işkence yapılan kişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giderek, Türkiye aleyhine tazminat davası açıyor. Diyelim ki, davayı kazanıyor. İşte, Üçüncü Uyum paketine göre:Tazminatı, işkenceyi yapan polis ödüyor!.. Devlet değil.Örneğin, bir yasa maddesi ihlal ediliyor. Afiş örneğinde olduğu gibi. Diyelim ki, İHD Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhine tazminat davası açıyor. Diyelim ki, davayı kazanıyor. İşte, üçüncü Uyum paketine göre:Tazminatı yasayı ihlal eden yargıç ödüyor!.. Devlet değil.Kısaca, devlet artık sorumlu değil. Sorumluluk hatayı yapanda. İşkence yapan kişide, yanlış karar veren yargıçta, yurtdaşların hakkını çiğneyen genel müdürde, bakanda, valide, belediye başkanında. Sorumlu kimse, onda.Uyum paketlerine kadar, sorumluluk devlete ait. Açılan davalarda tazminat hakkı doğduğunda, bugüne kadar tazminatı Maliye ödüyor. Ama, artık öyle değil.Bu yönde tek bir tazminat kararı çıksın, bakalım bundan sonra Uyum Paketleri şakır şakır işliyor mu, işlemiyor mu?..TRT'nin 25 diliVAN skandalı ile TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış da ilgileniyor. Tatsız bir uygulama olduğuna, Elkatmış'ın da hiç bir tereddütü yok.Hatta, bu nedenle TRT'ye yayın yaptığı dilleri soruyor. Gelen resmi bilgiye göre, TRT 25 ayrı dilde yayın yapıyor. Bırakın Almanca, İngilizce ve Fransızca'yı, Hırvatça, Arnavutça, Farsca, Boşnakca, Macarca, Bulgarca, Yunanca, Makedonca ve hatta Tatarca ve Urduca dillerinde bile yayın var.Neden?.. Devletin dış politikası öyle!.. Bu dillerde yayınla sözüm ona, propaganda!.. Soğuk savaş döneminden kalma alışkanlıklar!..Ama, içerde kendi vatandaşına kendi dilini yasaklama!.. Yedi, sekiz, dokuz uyum paketi yetmez!.. Ondokuz, yirmidokuz, otuzdokuz olsun!..
button