Paçavra hastalığı zamanı geldi

Güncelleme Tarihi:

Paçavra hastalığı zamanı geldi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 1999 00:00

Haberin Devamı

Grip aşısı olmak, hastalığa yakalanmamak için yeterli değil. İnsanı paçavraya çevirdiği için halk arasında 'paçavra hastalığı' olarak adlandırılan grip mevsimi başlıyor. Isı değişikliklerine karşı dikkatli olunması ve gribin bulaşıcı bir hastalık olduğunun unutulmaması gerekiyor. Kundaktaki bebek, okul öncesi yaştaki çocuk ve yaşlılar risk grubunda bulunuyor.

Türkçe'ye Fransızca 'grippe' kelimesinden girmiş olan grip hastalığına halk daha iyi bir isim bulmuş: Paçavra hastalığı. Tıpta ise enflüenza olarak tanımlanan hastalık gerçekten de yakalananı hırpalamadan bırakmıyor.

Öksürme, aksırma ve konuşma sırasında saçılan hava damlacıklarıyla sprey gibi ortama yayılan bir virüs bu. Öpüşme, tokalaşma gibi yakın temasla, yiyecek ve giyeceklerle de insandan insana bulaşabiliyor.

Hastalığın hepimizin yakından bildiği bir seyir tablosu var: Ateş, ürperme, titreme, başağrısı, kas-eklem ağrıları, vücutta kırıklık hissi, iştahsızlık. Tablo, gözlerde sulanma, kızarma ve yanma, kuru öksürük, berrak burun akıntısı ve ses kısıklığı olarak uzayıp gidiyor.

Grip neredeyse yaşamımızın bir parçası olduğu için sesimizi çıkarmadan bu tabloyu yaşıyoruz. Havalar soğur soğumaz grip ben geldim diye ilk işaretini veriyor. Ateşli solunum yolu hastalığı nedeniyle doktora gelen çocuk sayısında artış oluyor. Bir de bakıyorsunuz ki hastalık toplumun yüzde 10-20'sini etkisi altına almış.

TEHLİKELİ SALGIN

Hastalık normal seyrinde bir hafta ile 10 gün içinde kendiliğinden düzeliyor. Bazen sinüzit, faranjit, bademcik iltihabı, bronşit, zatürree, bağırsak enfeksiyonu, orta kulak iltihabı ve boyunda ağrılı lenf bezi iltihapları gibi sorunları da ortaya çıkabiliyor.

Kundaktaki bebek, okul öncesi yaştaki çocuk ve yaşlılar risk grubunda olanlar. Beslenme bozukluğu ve vitamin eksikliği olanlar, kalp-damar, akciğer, karaciğer, kan hastalığı, şeker hastalığı ve tüberkülozu olan kronik hastalarda ise grip çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. Tedavi gören kanserli hastalara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Grip iş gücü kaybına neden olduğu için yüksek sağlık riskli hastalarla temasta olan sağlık personeli de grip aşısı olması gerekenler arasında yer alıyor.

Dünya, son yıllarda bu kaderciliği bir kenara bırakıp gribe karşı savaş başlattı. Çünkü uluslararası ulaşımın hızlı olması ile birlikte virüs ülke ve kıtaları çok rahat etkisi altına almaya başladı. Daha bir gün önce Çin'de görülen grip salgını; ertesi gün Danimarka'ya ulaşıp hastanelerde boş yatak kalmayacak kadar Danimarka halkını yataklara düşürebiliyor. Gribin tıp literatüründe de sabıkası çok. Kayıtlarda 1918'de dünyada 20 milyon insanın gripten öldüğü yazılı. Grip yüzünden toplu ölümlerin olduğu bazı tarihler ise şöyle: 1946, 1957, 1968 ve 1977 yılları. Gribe karşı açılan savaşın başını çeken ise Dünya Sağlık Örgütü. Örgüt, iki yılda bir sonbaharda yeni bir grip aşısı üretiyor. Grip olmak istemeyenler bu aşıyı satın alıp kendilerini aşılattırıyorlar. Fakat bu kişinin hem o sezonda grip olmayacağı hem de ömür boyu bir bağışıklık kazanacağı anlamına gelmiyor. Çünkü tahmine dayalı bir aşı bu.

Gribe neden olan virüslerin sayısı 100'den fazla. Bu da hazırlanan aşının başarısız olma olasılığını açıklıyor. Sonra bu aşılar bir önceki mevsimde etkili olan enflüenza virüslerinden hazırlanıyor. Ve bu da bir dahaki yıl olması muhtemel enfeksiyonlara karşı her zaman koruyucu olamıyor. Kısacası aşının koruyuculuğu yüzde 100 değil.

AŞI YETERSİZ

Grip aşısı Sağlık Bakanlığı'nın programında olmadığı için zorunlu bir aşı değil, isteyen kendisi yaptırıyor. Aşının Türkiye'deki eczanelerde satış fiyatı iğnenin yapımı dahil 6 milyon lira. Aşı her yıl sonbahar mevsiminin başında yapılıyor. Sıfır-6 yaş çocuklarda 4-6 hafta arayla iki, erişkinlerde tek doz yapılıyor.

Grip yanlış biliniyor

Evrensel ve geleneksel hastalık olan grip hakkında bildiklerimizin çoğu yanlış. Yanlış listesi hangi ilacı almak gerekirden aşı kimlere yapılır, kimlere yapılmaza kadar uzuyor.

Hastalığın spesifik bir tedavisi yok. Tedavi için yapılan tüm işlemler yalnızca hastalığın süresini kısaltmaya, azaltmaya ve diğer ciddi hastalıklara dönüşmemesine engellemeye yönelik.

ATEŞ DÜŞÜRÜCÜLER

Grip viral bir hastalık olduğu için antibiyotik kullanılmaması gerekiyor. Tedavide ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir.

Bir yanlış daha var. Grip olanlar derhal aspirine saldırır. Oysa hekimler viral enfeksiyonlarda ağrı ve ateş düşürmek için aspirin kullanılmaması gerektiğini söylüyor.

Ateşi düşürmek için diğer ateş düşürücü ilaçlar salık veriliyor.

DOKTOR KONTROLÜ

Antibiyotik tedavisi yapılacaksa da doktor kontrolü altında olmalı diyorlar.

Hele hastalık ilk 48 saat içinde teşhis edilir ve tedaviye antiviral bir ilaç ile başlanırsa bu daha iyi.

Bu durumda, hastanın şikayet ve yakınmalarının süresi yarıya indirebiliyor.

AŞI ÇÖZÜM DEĞİL

Gripten korunmada aşının yeri nedir? Bu hastalığa neden olan virüsler çok çeşitli ve çok fazla sayıda. Bu yüzden aşılama spesifik olarak çok yararlı değil. Sadece yüzde 10-15 civarındaki enflüenza olgularında işe yarayabilir. Öte yandan dünyadaki büyük salgınlarda görülen en çok neden de enflüenza A ile olmaktadır. Oysa geriye kalan büyük çoğunluktaki virüslere karşı aşı yok. O halde aşı kullanılsın mı kullanılmasın mı? sorusu gündeme geliyor. Aşı kullanılabilir ama bu hastalığın mutlak surette olmayacağı anlamına gelmez. O nedenle aşıdan çok fazla yarar beklemeden belli ortamda korunma sağlamak için kullanılabilir. Bulaşmayı azaltmak için hasta kişilerin burun ve gözlerini kaşımamaları, sık sık sabunlu suyla ellerini yıkamaları ve diğer insanlarla yakın temasta bulunmamalarını öneriyoruz. Özellikle çocuk, yaşlı ve sistemik başka bir hastalığı olan insanlarla temasdan mutlak kaçınmaları, hatta aynı ortamı paylaşmamaları gerekir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!