Güncelleme Tarihi:
- Sanırım bir otel odasındasınız? Hangi şehir?
- Amerika’da Maryland’deyim.
- Camdan dışarıyı tarif edebilir misiniz?
- İnşaat ve araç parkından başka bir şey yok. Bakmaya değmez.
- Nerede olmayı tercih ederdiniz?
- İki yer... New York’taki evim veya okyanus.
- Favori şehriniz New York mu? Başka var mı?
- Elbette. Evim olduğundan New York’u severim. Ama Berlin, Tokyo, Paris ve Londra gibi büyük şehirleri de severim. İlk geldiğimde İstanbul’u gezememiştim. Ama bu sefer birkaç gün kalacağım, dolayısıyla iyice gezerim.
- Önceki gelişinizden aklınızda kalan ne var?
- Yemekleri hiç unutamadım. Kaldığım otelde bile her yer şahane kumaşlarla kaplıydı. Maalesef New York’ta polyesterin karışımı kötü şeylerle karşı karşıyayız. Kumaş desenleri ve dokusu aklımı almıştı.
- Şehirler şarkılarınızı ve ilhamınızı nasıl etkiler?
- Ben şarkılarımı yabancı insanlardan esinlenerek yazarım. Ve büyük şehirlerde daha fazla yüzle karşılaşıyorsunuz. Büyük şehirlerdeki yalnızlık ve samimiyet duyguları beni besler.
- Benim ve pek çok kişinin favori şarkı yazarı ve bestecisisiniz? Müziğe nasıl başladınız?
- En önemlisi, dört çocuğun en büyüğüydüm. Annem de gençti ve bana sıkıldıkça “Al şu çocukları götür bir şeyler yap, oyala” derdi. Ben de şarkı söylerdim onları oyalamak için. İki erkek, bir kız kardeşim var. Kız olan çok dramatik bir tipti. Erkeklerse bilirsin işte basitçe erkektiler. Sürekli kavga ederlerdi. Şarkı kitabımız vardı ondan şarkı seçip söylerdik. Çok basit bir sesim var. On bir yaşımda gitarım oldu ve ben de çalmaya başladım. Babam mutfakta çalıp söylerdi ben de ondan feyz aldım ama olay Bob Dylan gibi olmak istememle ilerledi.
- Dylan idolüm diyeceğiniz bir sanatçı mıdır?
- Çok sevdiğim ve çok saygı duyduğum bir sanatçı. Güzel ve coşkulu şarkıları var. Evet biri Dylan diğeri Leonard Cohen’dir. Cohen şairane, Dylan’sa şairane tarafına ek olarak gayet politiktir. Siz de sosyal haklar ve politikayla hayli ilgileniyorsunuz.
- Günümüzün politikalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Gerçekten ilginç bir dönemden geçiyoruz. Politikalar çok hızlı değiştiğinden daha çok sosyal olaylarla ilgileniyorum. Politika hakkında doğrudan yazmak zor ve manasız. Mesela bugün Barack Obama’yla ilgili bir şarkı yazsan yarın dünya değiştiğinde şarkı çöp olur. Belki bir gün çok iyi bir şarkı yazarı olursam şahane bir politik şarkı yazarım (kahkaha atıyor).
GEÇMİŞİNİZ PEK PARLAK DEĞİL
- En büyük politik endişeniz ve ilginiz nedir?
- Her zaman insan hakları oldu. Özellikle de kendi adına konuşamayıp dünyayı geniş göremeyecek olan çocuklar. Ve sanırım bu en temeldeki konu olmalı. 1940’tan sonra çok kullanmaya başladık. Artık modern bir konsept bir yandan da.
- Türkiye’nin insan hakları konusundaki durumunu nasıl buluyorsunuz?
- Çok fazla bir bilgim yok ama tarihinizi biliyorum ve pek de parlak değil. Eşim ceza hukukçusu. Ona gideceğim yerleri sorduğumda bana durumları anlatıp “Yine de gitmelisin” der. Gitmezsek dünyayı değiştiremeyeceğimizi söyler. Ben de öyle düşünüyorum.
- Peki ya Amerika’nın insan hakları ve Orta Doğu politikaları...
- Bence bu iki konu bağdaşmıyor. Dediğim gibi kocam ceza avukatı ve genellikle polis ile iktidar karşıtı davaları alır. Diyemem ki Amerika’nın politikaları şahane ama sevdiğim bir yanı toplumca belli bir vizyon ve amaç uğruna her şeyi daha da güzel hale getirmek için çalışmamız. Sistem mükemmel değil ama çok kötü de değil.
- Amerikan mı yoksa dünya vatandaşı mısınız?
- Sanırım ikisi de. Beni büyüten babam Porto Riko’lu ciddi radikal bir solcuydu. Bizi de ciddi politik görüşleri olan çocuklar olarak büyüttü. Bense demokrat olup radikal olmamayı seçtim. Her şey güzel değil ama olacaktır.
- Dünyanın bunca su, petrol ve açlık sorunu var. Geleceğimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Dünyayı bitirmek için cidden çabalıyoruz. Ama bir yandan da gelecek nesilden umutluyum. İnternet sayesinde dünyanın diğer ucunda olup biteni biliyorlar. Kızım ve arkadaşlarından biliyorum. Farklı dillerde makaleler okuyabiliyorlar. Bazı ebeveynler teknolojinin çocukları yabancılaştırdığını iddia ediyor ama ben bunu savunmuyorum.
ACI VE ZEVK BİRBİRİNE YAKIN
- Sihirli değneğiniz ile dünyada neleri değiştirmek isterdiniz?
- İnsanların arasına bir kalkan koyardım ve birbirlerine zarar vermelerini engellerdim.
- Arada kalkan olursa sevişemeyiz ama...
- Soruyu sordun ama detaylandırmamı istememiştin. Peki, evet teknoloji sayesinde acı ve zevki birbirinden ayırabilmeli bu kalkan.
- Ama bazı aşklar ve zevkler acı da verebilir. Bu kalkan bunu nasıl ayıracak?
- Evet bu böyle ama bunun cevabını bilemiyorum. Soruları önceden bilseydim sabah sen aramadan çalışırdım (kahkaha atıyor). Aşk ve acı birbirine çok yakın iki his.
- Peki bu değnekle kendi karakterinizi değiştirmeniz gerekse?
- Kendime güvenimi artırırdım.
- Ama sahnede gayet güvenli görünüyorsunuz.
- Sahnede çok rahatım. Ama onun dışında o kadar da rahat ve güvenli durmuyorum sanırım. Bunu kesin değiştirirdim.
- Şimdiye kadar hiç çalışmadığınız hangi sanatçıyla çalışmak isterdiniz? Birini seçmeniz gerekse kimi seçerdiniz?
- Bob Dylan. Ama muhteşem bir zihni olduğundan şarkı söylemekten çok uzun bir sohbete girmek ya da tiyatro oyununda çalışmak isterdim. Aa, bir de Paul Simon olsun isterdim. Cohen veya Dylan’la aynı seviyede görülmez belki ama çok derin müzisyendir.
Vega, 22-23 Mayıs 21.30’da Salon İKSV’de sahnede olacak. Oturmalı 180, 150, 120; ayakta 90, öğrenci biletleri ise 50 lira olan konserin biletlerini biletix.com ve İKSV’den satın alabilirsiniz.